" 'Az şeyler çekmemişsin sen küçük!" dedi. 'fakat her şey geçer. Her şey unutulur. Kendini bir felaketin içinde kaybetmenin manası yoktur. İnsan birazcık da kalender olmalıdır!'
'Hiç gecmeyen hiç unutulmayan şeyler de var beyefendi! Ölünceye kadar insanın sırtından atamayacağı şeyler de var...' "
"Geçen günleri bir daha geri getirmek mümkün değildi ve sadece hatıralar,iki insanı birbirine bağlayacak kadar kuvvetli değildi."
"Hayatta hiçbir şey ona kıymetli görünmemiş, peşinden koşmak, erişmek, sahip olmak arzusunu vermemişti. Etrafına daima bir yabancı gözüyle bakmış, hiçbir yere bağlanmak arzusu duymamış,bu yalnızlığının gururu içinde memnun olmaya çalışmıştı. Şimdi,ilk defa birşey istiyor,hem de korkunç bir şiddetle istiyordu. Fakat niçin bu istek bir imkansızlıkla beraber gelmişti? Niçin hayatının bu en büyük arzusunu, şimdiye kadar belki yine içinde,fakat en gizli yerlerde saklı duran bu arzuyu,hapsedildiği yeri parçalayarak ortaya çıkar çıkmaz, öldürmeye mecbur kalıyordu?.. Niçin? Kimin için?.."