Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
bugün 1k üyeliğimin yıldönümü 🎂🎂🎂 1 yıldır geçti aradan beklediğimden çok kitap okudum 😊 çok iyi insanlarla tanıştım 😇 tanışmayıp da paylaşımlarından faydalandığım güzel insanlar -paylaşımlarıyla- tanıdım 🙏🏾😇 herkese düşünceleriyle, paylaşımlarıyla ve yaşattıkları duygularla teşekkür ediyorum 🙏🙏🙏 ben de bir şeyler kattıysam şu gelip geçen dünyada
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Reklam
Adını bağışla! Reşad Ekrem Koçu, “İstanbul Ansiklopedisi”nde Ahmet Mithat Efendi’yi şöyle anlatır: “Büyük gazeteci, İkinci Abdülhamit devrinde popüler romancılarımızın en velut ve şöhretlisi. Osmanlı Tarih Encümeni azası ve Darüşşafaka muallimlerindendi. 1844’te İstanbul Tophane’de Kabataş Mahallesi’nde doğdu. Babası Bezci Süleyman Ağa adında
Ahmed Arif Anıları
Ahmed Arif bir çok şaire hayrandı, Faruk Nafiz, Nazım Hikmet, Orhan Veli, Cemal Süreya ve daha nicesi. Ancak özellikle Cemal Süreya ve Nazım Hikmet onun için bambaşkaydı. “Ben işte o yıllarda bu tarz şiirler yazdım. Biraz Nazım Hikmet, biraz Ahmet Hamdi Tanpınar, biraz Ahmet Muhip, biraz Cahit Külebi, biraz Behçet Necatigil, bunlarla beslene beslene, bunları sindire sindire, hep böyle yalpalaya yalpalaya, ama hiçbir zaman iyinin altında, yani ortaya yakın yazmayarak, kaliteli şiirler yazdım.” “Onun ben “Pembe Mantolu Kıza” şiirini okurken sarhoş olurdum. Kendimden geçerdim.” (Cahit Külebi için) “Bir Nazım sarhoşuyum. Ezbere canımı verebilirim.” (Nazım Hikmet için) “Ama sen ki benim yarı parçamsın. –Suyun ötesindeki parçamsın!" (Cemal Süreya'ya)
Behçet Necatigil~ Sevgilerde Şiirini seslendirdim. Dinlemenizi Tavsiye ederim.. youtu.be/smciEnRVCFQ
Kelebeğin Rüyası
İki genç şairin acılı hikayesi... İki genç şair ne kadar acı çekebilir bilinmez ama onlar acılarını kağıda yansıtmaktan başka bir şey yapmazlar. Bu yüzden onca şiir yazılan kağıtların yüzü karaya bağlamıştır ve hepsi birden fazla çizik barındırır. Şairlerin yara çizikleri kağıtların saf güzelliklerine yansır ve kağıtlar kirlenirken şairlerin