Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"ben" yalnızca gerçek bir varlıktan yoksun biri için uygun bir terim. Dudaklarımdan yalanlar dökülecek ama belki onların arasına gerçekler de karışmıştır; bu gerçekleri arayıp bulmak ve herhangi bir bölümünün saklamaya değip değmediğine karar vermek size kalmış.
“ ... senden önce ölürsem eğer, dedin bana, bayatlamış sözcüklerden ve gecikmiş buluşmalardan esirge beni. Uyuduğum topraktan al götür beni, zira belki de bir sap yeşillik, ölümün bir başka dikim olduğunu gösterecektir sana... ”
Sayfa 14 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Belki, bir gün. Her şey bittiğinde. Aynı zamanda her şey yeniden başladığında. Nasıl ve nereden baktığına göre değişir bu durum.
Belki de sevdiğiniz insanları düşünmektesiniz.Ama daha derinlere inin,sonunda sevdiğinizin onlar ol­madığını göreceksiniz: Siz bu sevginin içinizde yarattığı duyguları seviyorsunuz! Siz arzuyu seviyorsunuz, arzu edilen şeyi değil.
Önce içindeki, yüreğindeki zinciri kopar, başkaldır. Sonra dünyanın bütün zincirlerini kır, tekmil kötülüklere başkaldır, iyilik getir. Getirdiğin iyilikler de, belki bir gün insanlar için kötülük olur, kendi iyiliğine de başkaldır. Eeeeey, insanoğlu, sen solucan, sen karınca, sen böcek değilsin. Allah seni bir tek şey, bir tek, bir tek şey için yarattı, başkaldırman için yarattı. Allah sana büyük bir hazinesini, tek kıymetli varlığını armağan etti, yüreğindeki umudu verdi sana… Başkaldırman için umuttan daha değerli bir şey, bir silah veremezdi sana. Onun verdiği umutla, sen eğer başkaldırmayı öğrenseydin, ölümü bile yenerdin.”
Yalnızca bir kez yalan söylemeden, "Ölüyorum" diyebileceğim. Yaşamımın en güzel günü belki de geçti.
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
"Belki ben de biraz büyüklere benzedim. Her halde yaşlandım."
"Zavallı kader! Ey insani ilişkilerin ihtiyar düzenleyicisi, bugünlerde senin adını pek duymuyoruz; insanlık seni sürgün etmiş gibi görünüyor. Belki yeni bir ten, yeni bir yüz, yeni davranışlar, yeni bir isim ediniyorsun ve en beklemediğimiz anda..."
Sayfa 115Kitabı okudu
-Kızıyor musun bana? -Çok!!! - Bilmediğin şeyler var. Anlatırsam, hak verirsin belki. - Hak vermem!!! Dedem gözlerimin önünde şu an. O hep sana hasret duyarak yaşadı... Onunla aranızda bitmeyen bir garazın savaşı varsa, bil ki o savaşın yıkılan harabesi altında annemle ben kaldım. Sesi ağlamaklıydı. O da erimişti duygularının pençesine düşüp: - O acımasız terk edilişin arasında, anamla benim ne günahımız vardı, bunun izahını yapabilecek misin baba? Bir canavar vicdanı oluşturup ona tutundum yaşamak için... Ne zaman çocuğunun elinden tutup yürüyen bir baba oğul görsem, her defasında öldüm. Düşman kesildim ömrümce öylesi bir manzaraya... "Baba" diye seslenen çocuklara düşman kesildim. İşte o zamanlar sana hep kızdım... Çocukluğumu hiç yaşayamadım ben... Bazen içim ezilir bir haksızlığın karşısında ve bazen taş kesilir kalbim, acımam kimseye. Bu sebeple çokları, "dengesiz" derler... Bana bıraktığın en büyük miras, acımayı unutmam oldu. Yüreğimde hasretini duyup yollarına baktıkça, benim de vicdanım tutuldu tıpkı senin gibi. Taş kesilen yüreğimin duyarsızlığında işlediğim bütün günahlarımın sebebi sensin. Yalnız bıraktın bizi. Düşünebiliyor musun baba, her akşam yatmazdan önce anneme yalvarırdım, "Anne başımı dizlerine koy ve içinde baba olan bir hikâye anlat bana" diye. Kırmazdı, mutlaka bir hikâye bulur, anlatırdı.
Sayfa 150 - 151Kitabı okuyor
İnsan sevilmekten çok anlaşılmayı istiyordu belki de
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.