Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Belki de insan her şeyi içine atmaktan boğuluyor zamanla…
Sayfa 9
Bu gençler de tıpkı bu filozoflar gibi var olan gerçeği reddediyor, başka bir gerçeklik boyutunda yaşamak istiyorlardı… Çünkü var olan gerçek, zamanın onlarda açtığı yaraları daha çok ve daha acımasızca kanatıyordu… Gerçekle bağlarını yitirenler gerçek dışını özlüyorlardı… Zamanın akışına dayanamayanlar zamanın dışına çıkmayı özlüyorlardı… O
Reklam
Hava serin ama üşümüyorsun, güneşin bir süreliğine aramızdan ayrıldığını biliyoruz ya belki ondan üşümüyoruz. Böyle bir uyku istiyor bünye taş gibi ağır bir uyku ama bir kitap okumalı bu havada okumak dondurma gibi lezzetli olur. Çay içmeyi de unutmayalim tabi, mutfaktan bardak kaşık sesleri de geliyor zaten. Herkese mutlu akşamlar dilerim...
Kabullenme..
Hatırlıyorum biz seninle karşılaştığımızda şefkate ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu anlamıştık. Bir anda ve aynı anda. Bizimki ilk görüşte umuttu! Yarayı gösterebilme ve beraber iyileşebilme umudu. Kırık, çıkık, bozuk, çürük demeden hiç dokunulmamış duygularımızı birbirimize açmaya cesaret etmiştik. Göğsümdeki üzüntü, karnındaki utanç, midemdeki korku, boğazındaki öfke çıkmaya yer bulmuştu bir aradayken. Aynı değildik ama birbirimize anlattığımız anıların derinliğinden benzemiştik. Belki tam değildik ama eksikliklerimizden bizi tamamlamıştık. Öyleydik! Ağlarken, gülerken, savaşırken, barışırken çok güzeldik. Hepsini hatırlıyorum. Sonra sen senden, ben benden ve biz bizden uzaklaşmaya başladık. Öyle oluyor. Gün geliyor her çizgisini ezbere bildiğin ellere dokunsan da temas edemiyorsun. Her tonuna aşina olduğun o gülüşlerden eksik bir şey duyuyorsun. Meseleler duyguların üstünü örtüyor, sorumlulukların altında anıların eziliyor. Dilini en iyi bildiğinle anlaşamıyorsun. Çok üzgünüm öyle oluyor gitmeye de kalmaya da yorgun hissediyorsun. Öyle kırdık öyle dağıldık ki sen benim en eski kopuk parçamın yerine yerleştireniydin. Şimdi kırık kalbimin yerini bulamaz oldum. Ben senin yüzünün boşluklarında yara bulup şefkat verirdim şimdi tüm ışıklar açıkken yüzünü bulamaz oldum ve kabulleniyorum. Bitti. Bu halde çıkmaya cesaret edemediğimiz yollarımız açık olsun. Birlikte parçalanmış her şeyimize rağmen canımız sağolsun. Gökhan ÇINAR
En mutlu insanlar belki de baca temizleyicileridir öyle dar, öyle kara karanlık bir yerdedirler ki yüreklerini geniş, dayanıklı aydınlık tutmak zorundadırlar buna yükümlü sayarlar kendilerini.
Bir terazi kurulsa kalbim hep ağır basar. Belki de benim çıkmazım budur. Bocaladığım yer budur belki. Bazen herkesin çokluğu birisinin yokluğu kadar yer etmiyor hayatımda. Size kulak kesilmediği sürece hiçbir sözcük, hiçbir anlatış muhatabına varmayacak. ne kadar içten ve büyülü olursa olsun dokunmayacak. Kalbin kelamını sahibi bilir derler ya tam da öyle karşılıksız bir şeye söz sarfetmek..
Reklam
Sen bensiz var olamazdın… Gerçekten böyle miydi? Belki de bu senin tutsaklığın olduğu kadar da benim tutsaklığımdı… Koşullu mu seviyordum seni? Beni senden daha çok sevecek biri olmadığı için mi senin yanındaydım? Hem sevilmeden yapamıyor, hem de hiç bilmediğim birine delice bağlanmak, onun peşinde savrulmak, savrulurken kendini yıkmak, kurduğum her şeyi bozup yeni baştan kurmak istiyordum. Aramızda bilinmedik hiçbir şey kalmamıştı sanki… Sen beni neredeyse benden daha iyi tanıyordun. Ben senin nerde nasıl tepki vereceğini, ne zaman ne söyleyebileceğini adım gibi biliyordum. Gerçekten böyle miydi? En azından şu an bana böyle geliyordu… Sen benim bütün zaaflarımı, açıklarımı, günahlarımı biliyordun. Bundan mı sıkılmıştım acaba? Bir başkasına kendimi temize çekerek yeniden mi anlatmak istiyordum? Peki, bu anlattığım gerçek ben mi olacaktım? Bitecek miydi o zaman bu durmadan yaşadığım kopuşlarım, savruluşlarım?
Benimki bir gönül meselesi, belki de sen ondan güzelsin. Kazanan insanlar sadece kendi yoluna bakan insanlardır, başarının en temel maddesi budur. Diyeceğim o ki; kendi yoluna bak. Başkalarının yoluna bakarsan sadece başkalarının başarılarını izlemekle yetinirsin. Şimdi kendi yoluna bakabilirsin. Sürekli tek bir tarafa bakarsan fikirlerin sabitleşir. Görmek istiyorsan kafanı sağa sola, aşağı yukarı, öne arkaya çevirmelisin. Hayat senin baktığın yerden ibaret olamaz. Hayat sadece senin gördüklerin olamaz. Görmediğin, göremediğin sayısız şey varken yargılarından emin olman, seni aptallaştırır.
Fo­toğ­raf­lar. Fo­toğ­raf­lar. Fo­toğ­raf­lar. Bel­ki bir gün ölmüş­le­rin re­sim­le­ri­ni ben de bu ka­dar se­ve­cek­tim. Öl­müş­le­rin re­sim­le­rin­de hep geç­miş yıl­la­rı­mı ya­şa­ya­cak­tım. Ken­di geçmi­şim ol­ma­sa da, öle­nin geç­mi­şi­ni. Ba­ba­mın genç­li­ği­ni. Kuca­ğın­da­ki ço­cu­ğu. Onu öz­le­ye­cek. Öz­le­ye­cek. Öz­le­ye­cek­tim. Bir fo­toğ­ra­fı­na bir an ba­kı­şım­da, tüm ya­şa­mı­nı ge­çi­re­cek­tim usum­dan.
28 yaşındaki Muaz(r.a) vesilesiyle hepimize nasihat:
Hz. Peygamber (s.a.v) bu önemli ve kritik göreve(Yemen’e emir) gitmek üzere yola çıkan Mu'âz b. Cebel'i (r.a) kalabalık bir sahâbî grubuyla birlikte Medine'nin dışına kadar yolcu etti. Kendisine verdiği resmî belge yanında bir dizi nasihatte de bulundu: "Ey Mu'az! Sana Allah'tan ittika etmeni, doğru sözlü olmanı,
Sayfa 62
Reklam
Sporunuza, yürüyüşünüze,manzaranıza,kahvenize eşlik eder belki:)
Biraz da maziye gidelim Ayna grubunun coşkulu sesiyle :) youtu.be/WiD_45gdZ6U?si=... Mazi demişken,,, Maziye gitmek,yas sürecine yardımcı olacaksa ya da tecrübeleri hatırlatacaksa, geleceğe yön vermeye yardımcı olacaksa iyidir diye düşünüyorum bazı durumlarda .. Kemal Sayar’ın çok güzel bir ifadesine rastladım; "Yas,sadece sevdiklerimizi kaybetmekle olmaz.Bir yaşama biçimini kaybetmek de yastır. Bir şehri bildiğimiz halde kaybetmek,rutinlerimizi kaybetmek de yastır.Hatta, dünyayla ilgili inançlarımızı kaybetmek de yastır . . Bir gümüş kolye kaldı senden hatıra O güzel günler artık çok uzaklarda Bir yanık türkü oldum puslu dağlarda Söyleyen bilmez aklım hatıralarda ........
Bir hastaya yardım etmek, Allah razı olsun, lafını duymak belki de en mutlu edici şeydir.. İyiki hemşire olmak 🤍
210 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Yasamak gibi yaşamak...
YAŞAMAK ... Başladığında ve bitirdiğinde bambaşka duygular hissettiren, sizi kendini yaşamaya mecbur kılan bir kitap.. Uzun süredir bu kadar hissettiren bir kitap okumamıştım. Kitap bir çiftçi olan Fugui nin sarsıcı hayatını anlatıyor. Doğumları, ölümleri, mutlulukları ve umutlarıyla ... Olayların yaşandığı dönem, Mao’nun Çin’in lideri olduğu ve Büyük İleri Atılım projesini gerçekleştirmeye koyulduğu zamanlar.Kitap yayınlandığı zaman hemen yasaklanmıştır. Bir ülkenin kötü olan geçmişini belki de gizlemek için.. Dönemi arastirmanizi tavsiye ederim. Yu Hua ,yazar, basit bir anlatım ile güçlü bir anlatı doğurmuş... Okumanızı tavsiye ederim.
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201633,2bin okunma
"Acımasızca geçip giden hayatta, belki de tek istediği biraz huzurdu."
"Dünyaya gelme sebebimiz özümüzün farkına varmaktır. Bugünlerde insanlar kendilerinden korkar oldu. Görevlerin en ulvisini, kendilerine karşı olanı unuttular. Hayırseverler hayırsever olmasına, açları doyurup yoksulları giydiriyorlar. Gelgelelim kendileri çırılçıplak, ruhları açlıktan kıvranıyor. Cesaret denilen şey insanlığı çoktan terk etmiş. Belki de hiç cesur olmadık. Ahlakın temelindeki toplum korkusu, dinin sırrı ise Tanrı korkusu : İşte bizi yöneten iki şey. Yine de... "
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.