tüm yaşananlardan geriye kalan en sevdiğin kitap ve altı çizili satırlar. zaman zaman alırım bu kitabı elime. bu kitabı neden bu kadar çok sevdiğini düşünürüm. sayfalarına dokunurum. bir zamanlar sen onlara dokundun diye. sayfalarına göz gezdiririm. altını çizdiğin cümleleri okumam ama hemen öyle. çünkü onları okumak seni özlemekten gebermek demek. yine buluşmamız demek dolaylı yoldan. sonra olur da cesaret edebilirsem okuyorum işte satırları. bir zamanlar senin de bu satırları okuduğun, çok hoşuna gittiği, tekrar tekrar okuduğun fikri içimi kıpır kıpır yapıyor. sana aşık olduğum o ilk günü bu satırları ilk defa okumanın verdiği hisse benzetirim. bir fotoğrafı geçemediğim saatlerce izlediğim her detayını izlediğim o gün gibi o satırları da defalarca kez okurum. gülümserim. anılarımızı anımsarım. keşke derim en sevdiğim kitap diye nitelendirdiğin altını özenle çizdiğin defalarca kez okuduğun bir kitap olsaydım. sen benim bugün hâlâ en sevdiğim diye nitelendirdiğim tek şeysin. seni özenle içimde saklıyorum. sen bile unutacaksın belki beni, bendeki yerini ama ben unutmayacağım.
sigara tutan parmaklarından öpüyorum.