"Hayır, lütfen özür dilemeyin," diyerek gülümsedi Anna. Cesaretini toplamaya çalışırken, göğüslerine bir sıcaklığın ya- yıldığını hissediyordu. Belki de hislerini açıklamasının zamanı gelmişti. "Ben de bu öpücüğü en az sizin kadar istedim. Aslında..."
Kont birden sözünü kesti. "Nişanlıyım ben."
"Ne?" Anna, sanki adam ona vurmuş gibi geri çekilmişti.
"Nişanlıyım ve yakında evleniyorum." Edward, kendisinden iğrenir ya da acı çeker gibi yüzünü buruşturdu.
Daha önce
değinilen nedenlerle, kadınlar muhtemelen erotik nesneyi anneden
babaya yöneltip dişil cinselliği olumlayarak son sınır olan ödipal an-
neyle özdeşleşme sınınnı daha erken geçer. Erkekler ise, âşık olunan
bir kadınla cinsel ilişki kurma ve bu bağlamda baba ve “cömert” olma
işlevlerini gerçekleştirme kapasitesine sahip ödipal babayla özdeşleş-
me sımnm geçmek zorundadır. Klinik deneyler, kadınlann genellikle
sevmedikleri bir erkeği terk etmekte kendilerini özgür hissederken,
erkeklerin bir kadınla ilişkisini bitirmeye karar verirken nasıl suçlu-
luk hissettiklerini gösteriyor. Bu farklılık muhtemelen anneye karşı
saldırganlık konusunda erkeklerin duyduğu derin suçluluk duygu-
sunu yansıtır; kadınlarla ilişkilerinde erkeklerin çok sık kapıldıktan
bir duygudur bu (Edith Jacobson, kişisel konuşma). Ama kadınlar-
da, vajinal genitallik karşısında pregenital ve genital aşamada annenin
fantezi yasaklan yüzünden duyulan bilinçdışı suçluluk, bir erkekle
cinsel ilişkide eksiksiz bir erotik, genital onaylanma gerektirir. İlk-
sel, preödipal anne imgeleriyle daha sonraki ödipal annenin yasak-
çı özelliklerinin içe atılmasıyla ilişkili sadistik süperego öncüllerinin
yoğunlaşması belki de kadınlardaki genital engellenmelerin çok sık
ortaya çıkmasına katkı yapan bir unsurdur. Bu belki de genelde “dişi
mazoşizmi” adı verilen şeyin de önemli bir öğesidir.
Kuşlar nasıl tek ayakları üzerinde uyuyabiliyor?
Kuşların bacaklarının arkasında, ayaklarının altına kadar uzanan 'fleksor tendonu' denilen bir kilitleme mekanizması vardır. Kuş uyuyacağı vakit bacaklarını kısar ve ağırlığı bu bağlantıya yüklenir. Bunun sonucu pençelerini tünediği yer etrafında iyice kapatır.
Bu kilitleme o kadar
O gözler de daha şimdiden acı gizleniyordu. Bu acının yanında bir de bilgelik vardı. Belki de bizi bilge kılan acılarımızdı. Bilge olmanın getirisi miydi acılar?