"Doğruluğu ne kadar göklere çıkarıyorlar!" dedi. "Sanki dünyada bundan başka üstünlük yok; ama yoksulun malını idareye kalktığından beri servetini elbette iki, üç katına çıkarmış olan bir adama karşı saygıda yine kusur yok! Hiç şüphesiz bulunmuş çocuklar için verilen paradan da yemlenir. O zavallı çocukların durumu bu yoksullarınkinden daha da acıklıdır. Canavar herifler! Ben de kimsesiz, sokakta bulunmuş bir çocuk sayılırım, babam, kardeşlerim, kimim varsa benden tiksiniyor."
Ümit Yaşar Oğuzcan
Bana kalırsa en büyük tokadı o yemişti hayattan. Oğlu dünyaya gelince Bak dünya ne güzel, bu sitem niye, Ettim ben adımı sana hediye. Mutluyum ey oğul babanım diye, Çarptırma hicvinle cezaya beni dizelerini ne kadar yazsa da içindeki ölüm düşüncesi hiç bir zaman yok olmadı. 24 kez denedi kendini öldürmeyi ama başaramadı. Oğlu 17 yaşındayken
Reklam
394 syf.
9/10 puan verdi
Gerçekten İçimizden Mi Çıkıyor Bu Duygular ?
Gurur ve Önyargı
Gurur ve Önyargı
. İsminin hakkını veren kitaplardanmış meğerse. Kitabın başından neredeyse sonuna kadar gururundan ve önyargılarından kedini arındıramayan insanların yaşantısını okuyoruz bu eserde. Gerçekten gurur kelimesini iliklerine kadar yaşayan ve hisseden başka bir karakter şu ana kadar okumadım. Kitabın ana karakterleri her ne kadar Elizabeth
Gurur ve Önyargı
Gurur ve ÖnyargıJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202377.1k okunma
kitapta en beğendiğim kısım budur, beni tanımlıyor
Ben hep şimdiki zamanda yaşarım. Geleceği bil­mem. Artık geçmişim de yok. Biri, her şeyin mümkün olmasıyla çöküyor üzerime, öteki, barındırdığı hiçbir şe­yin gerçek olmamasıyla. Ne umutlarım var, ne de piş­manlıklarım. Hayatımın bugüne kadarki halini -yani ço­ğunlukla, istediğimin tam tersi şekilde aktığını- bildik­ten sonra ne söyleyebilirim ki geleceğim hakkında, bek­lemediğim, dilemediğim bir şey olacağından, benim dı­şımdan bir yerden, hatta bazen kendi irademin bir oyunu olarak başıma geleceğinden başka? Geçmişimde ise, ha­tırlayıp da gereksiz yere yeniden yaşamayı arzulayabile­ceğim hiçbir şey yok. Kendi benliğimin izinden, onun bir benzerinden başka bir şey değildim ben. Geçmişim, ol­mayı başaramadığım her ne varsa onlarla dolu. Uçup git­miş anlardaki duyguları bile özlediğim yok: Duygu şim­diki zamana muhtaçtır; o an geçtikten sonra sayfa kapa­nır ve hikâye sürer, öykü ise biter.
Sayfa 150
Hayallerimiz
"Hayallerimiz ya yoktur ya da bastırılmıştır." Çok sevdiğim matematik hocam şöyle demişti: İnsanların hayalleriyle dalga geçmek, onu küçültmeye çalışmak, yok saymak, insanoğlunun yapabileceği en büyük hainliklerden biridir. Çocuğun biri çıkıp bana şunu diyebilir: 'Hocam, ben kırtasiye işlerini çok seviyorum. Renk renk kalemler, boyalar çok hoşuma gidiyor. Ben kırtasiyeci olmak istiyorum.' Buna saygı duyulur ve asla ötekileştirilmez. Hayalleri öldürülen insan, ruhen kesik bir vaziyet alır ve o insanı toparlamak çok zordur."
"Vallahi ben, Senin bahsini ettiğin hususta asla tevbe edecek değilim, çünkü ben, insanların benim hakkındaki ifadelerinden dolayı Allah'a tevbe etsem -Allah da biliyor ki bunlar doğru değil ve ben de bunlardan berîyim - o zaman olmayan bir şeyden dolayı tevbe etmiş olacağım! Yok, şayet 'Böyle bir hadise olmadı.' diye sizlere söyleyip inkâr etsem, sizler de bana inanmayacaksınız! Aklıma Hz. Yusuf'un babasının halinden başka bir şey gelmiyor; ben de size sadece, onun dediği gibi, "Artık bana düşen, ümitvâr olarak güzelce sabretmektir! Ne diyeyim, sizin bu anlattıklarınız karşısında tek dayanağım, Allah’tır!" derim."
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.