392 syf.
·
Not rated
Yazarın daha önce, bizde yayınlanmış kitaplarını araştırınca belli bir tarzı olduğunu farkettim. Diğer kitaplarının kapakları polisiye gerilim türünü anımsatsa da kurgularında polisiye çok arka planda kalıyor. Daha çok, yaşanmış olaylardan yola çıkılarak yazılmış, bir dönemi yansıtan gizem içerikli kurgular olduğunu söyleyebiliriz. Bu kitabı da
Göldeki Kadın
Göldeki KadınLaura Lippman · Arkadya Yayınları · 202415 okunma
Zeki Demirkubuz Masumiyet filminin muhtemel esin kaynağı olan hikaye
O zamandan beri benim için dayanılmaz hayat başladı. Marina bir yerde durmuyor ve muhtelif şehirleri ve memleketleri dolaşıyordu. Ben de her şeyi bırakarak onunla beraber dolaşmaya başladım. O, buna itiraz etmedi.
Reklam
Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana, dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.
İnsan görmeden yaşayamaz sanmıştım. Oysa insan sadece gördüğünü sanıyormuş. Daha doğrusu görmeden boş boş bakıyormuş. Benim için de tam olarak böyle oldu. Gözlerim kör oldu ama ben görmeye başladım.
"Acı vermedi diyemem" dedi Kafuku, "düşünmek isteme­ diğim şeyler geliyordu aklıma. Hatırlamak istemediğim şey­ leri anımsıyordum. Ama rol yaptım. Sonuçta rol yapmak be­nim işim." "Başka bir karaktere büründünüz" dedi Misaki. "Aynen öyle." "Sonra yine eski karakterinize döndünüz." "Aynen öyle" dedi Kafuku, "istemesen de dönersin. Ama geri döndüğünde, döndüğün yer eskisine göre biraz farklıdır. Kural böyledir. Tamamıyla öncesiyle aynı olmak mümkün değildir."
Benim yapabileceğim ufacık iyilik, birine "Ben senin yanındayım" demek olamaz mı? Yetersiz ve güçsüz olduğumuz için sıradan olsak da, nazik bir yürekle hareket edebilmemiz yönünden kısacık bir anlığına da olsa, bizler de büyük birer insan olamaz mıyız?
Reklam
Akşemseddin Hazretleri
Vakti zamanında Akşemseddin hazret Hacı bayram veli hazretlerinin ününü duymuş ve onunla tanışmak için yollar kat ederek Hacı Bayram velinin yaşadığı yere varmış sonra bir de bakmış ki dükkanları tek tek dolaşıp akçe toplayan bir adam, içinden vay ahmak Şemsettin buralara kadar boşa gelmişsin benim veli bir zattır dediğim adam dükkan dükkan akçe topluyor. Kibir okları gönlüne ilişmişti aradığım bu değil diyerek Halep yoluna düştü orada alim bir zat bulup eteğine sarılmayı planlıyordu, böylece günler geceler gitti lakin aklında hep başına gelenler vardı dünya malından vaz geçmemiş bir derviş.. Halep'e bir konak mesafe kala bir gece vakti uyuduğunda rüyasında boynunda bir zincir halebe gitmeye çabaladığında sertçe geri çevriliyor arkasına bir de bakmak için yelteniyor ki zincir elinde Hacı bayramı veli hazretleri ve o anda kan ter içinde kalarak uyanıyor pişman ve perişan halde Ankara ya geldiğinde Hacı bayram veli hz ni görüyor ama o hiç oralı değil az sonra ağacın dibine sofra serilir ve herkes halka yapıp otururlar Akşemsettin de onları uzaktan seyr ediyor (ne çağıran var ne de kovan var) orada duruyor ağlıyor ama kimse oralı değil tabi sonra gözüne köpekler ve yemekleri ilişiyor diyor ki ben ancak bu yemeklere layığım gidiyor köpeklerin yanına tam eğilip yiyecek Dur diye bir ses duydu sesin sahibi Hacı Bayram hazretlerinden başkası değildi seslendi "Gel a köse, gönlümüze girdin" sonra alıp sofraya oturttu onu tebessümle bakarken kendi ekmeğinden bölüp verdi sonra dedi ki "Zincirle, zorla gelen misafir böyle ağırlanır"
Hayatın boyunca zor şartlarda çalıştın, özellikle de benim için her şeyi feda ettin, ben ise "bir elim yağda, bir elim balda“ yaşadım. Oysa ben eskiden beri senden hep kaçtım, odama, kitaplara, çılgın arkadaşlarıma, aşırı fikirlere sığındım.
Açık ve net söyleyeyım eğer hayatımda birazcık başarı varsa, bir şeyleri gerçekleştirebildiysem, bunun arkasından ki temel saik kendimle ilgili meselelere yoğunlaşmamdır. İnsanlarla uğraşmayı sevmiyorum. İnsanların arkasından konuşmayı sevmiyorum. Bir tartışmanın içinde gereksiz yere kalmayı sevmiyorum. Kalp kırmayı sevmiyorum. Başkalarıyla uğraşıp onların kalbini acıtmayı sevmiyorum. Acıtacağım biri varsa o da benim. Benim kusurlarım, benim yanlışlarım bana zaten yetiyor. Benim ihmallerim, eksik- liklerim yeterince canımı yakıyor. Başkalarıyla uğraşmaya ne takatim ne de vaktim kalıyor.
Sayfa 99 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
“Benim adım Korel” dedi vezinsiz bir sesle. “Anlamı ateş ve adının anlamını taşımak için cehennem ateşini içmiş biriyim; sizin de bildiğiniz ve ezberlediğiniz gibi.”
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.