Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Tabii,' dedi hancı kadın, benim kanaatim bu zaten. Sözlerimi yine çarpıtıyorsunuz sadece bu defa aksi istikamette. Benim kanaatime göre sizin için böyle bir ümit var, mamafih bunun tek dayanağı bu tutanaktır. Ama Soruları cevaplarsam Klamm'ın yanına çıkabilecek miyim?' diye sekreter beyefendinin yakasına sarılabileceğiniz bir durum da değil bu. Bu soruyu bir çocuk sorsa, buna gülünür, bir yetişkin sorarsa makama hakaret demektir: Sekreter beyefendi nazik cevabiyla âlicenap bir şekilde bunun üzerine örttü sadece. Kastettiğim ümit, bu tutanağın, sizinle Klamm arasında belki bir tür bağlantı sağlayacak olmasındadır. Yeterince ümit verici değil mi bu? Böyle bir ümidin bahşedilmesine layık olmanızı sağlayacak hizmetlerinizi sorsalar size, ortaya koyabileceğiniz en ufak bir şey var mi? Tabii ki bu ümitle ilgili daha somut bir şey iddia eden varsa, kötü niyetle lâfları saptırıyor demektir.'
Bu evde sizin soluduğunuz havayı solumak istiyom. Herkes bağırmadan temiz temiz konuşuyo, insanların düşünceleri temiz; kitaplarla, resimlerle, güzel şeylerle dolu bir ev. Benim soluduğum havada çok çalışmak var, ev kirası var, kavga ve demlenme var; herkes bunları konuşur. Ama siz odanın ucuna kadar gidip annenizi öptüğünüzde, dünyanın en güzel şeyini gördüm, dedim. Çok şey yaşadım, benim gibilerin bile çoğundan daha fazla şey gördüm. Bakmayı severim, daha da fazla şey görmek isterim. Farklı şeyler görmek isterim.
Reklam
Hanım başını eğdi, sonra Boromir'e döndü ve ona altından bir kemer verdi; Merry ile Pippin'e her biri altından bir çiçeğe benzeyen bir tokası olan küçük gümüş kemerler armağan etti. Legolas'a Galadhrimler'in kullandığı gibi, Kuyutorman'daki yaylardan daha sağlam ve daha uzun, elf saçıyla gerilmiş bir yay, yanında da bir sadak ok verdi. "Ve minik bahçıvan, ağaçları seven sizin için," dedi Sam'e, "sadece ufak bir armağanım var." Sam'in avucuna sade, kapağındaki tek gümüş ründen başka süsü olmayan gri tahtadan minik bir kutu koydu. "Buraya Galadriel'i temsilen bir G harfi işlenmiştir," dedi; "lâkin sizin lisanınızda gülistanı da simgeleyebilir. Bu kutunun içinde benim meyva bahçemin toprağından var ve Galadriel'in hâlâ bahşedebileceği olanca ihsan da bu toprağın üzerinde. Bu size yolunuzda rehberlik etmez, sizi tehlikelerden de koruyamaz; lâkin eğer bu toprağı muhafaza edebilir ve sonunda tekrar evinizi görebilirseniz, o zaman belki size bir kazanç sağlayabilir. Heryeri çıplak, çorak bulsanız bile, eğer bu toprağı bahçenize serperseniz Orta Dünya'da sizin bahçeniz gibi tomurcuklanan başka bahçe olmayacaktır. O zaman Galadriel'i hatırlayıp, uzakta kalan ve sadece kış aylarımızda görmüş olduğunuz Lörien'den bir esinti yakalayabilirsiniz. Çünkü bizim baharımız, yazımız geçti ve artık hatıralar dışında bir daha da dünyada görülmeyecekler."
"Bu kından sıyrılacak kılıç yenilgide bile ne lekelenir, ne de kırılır," dedi. "Lâkin veda ettiğimiz şu anda benden arzu ettiğiniz başka bir şey var mı? Çünkü aramıza karanlık akacak ve belki bir daha ancak buradan çok uzakta, geriye dönüşü olmayan bir yolda karşılaşabileceğiz." Ve Aragorn cevapladı: "Hanımım, benim tüm
Bir söz vardır bilirsin heval "Kaçma yorgun öleceksin" :)
Şimdi beni iyi dinle düşüncesi bile ithal edilmiş, aklı mumyalanmış beynamaz... Benim halkımın yüzyıllardan beri süren bir kavgası var; özgürlük. Biz hiç bir zaman bizim olmayan bir şey için savaşmadık. Ya da dışarıdan uzanan eli öpüp başımıza koymadık. Sen, senin olmayan toprağı bölerek halkının kurtuluşunu mu savunuyorsun? Senin ve sizin gibilerin yaptığını bizim Hoten'in sokaklarında ellerimizle beslediğimiz köpekler yapmıyor. Köpekler beslendiği kadar, kurtlar ise sevdiği kadar sadıktır. Şunu da söyleyeyim **devlet kurmak masalarda puro içerek ve Çav Bella dinleyenlerin değil, yar göğsüne baş koymadan savaşa gidenlerin yapacağı iştir**
Elimizde maddi imkânlar yoktu. Çıkartacağımız bir gazetenin veya derginin en azından haftalık olması lazım. Bayrak diye bir dergi vardı. Sahibi, Hami Kartay. Kendisi ayrıca Ayyıldız Matbaası'nın da sahibi idi. Dergi, milliyetçi bir havada çıkıyor ama makas usulü. Yani muhtelif yerlerde yayınlanmış yazıları makaslayarak yeniden yayınlıyorlar.
Reklam
Plan (Kalp hastasıysanız okumayınız gülmekten öldü demesinler.)
(Amaç Gardiyanı oyalarken odasından önemli bir şeyi almaktır.) Emily "Bana hemen hesap vereceksin." "Cevap versene bana" Deborah "Edward (Emily) doğru söyle senindemi göğsünde böyle kıllımı?" Emily "Ne kılı be" diyerek arkasını döner. "Kahretsin gözlerimin ırzına geçtin." Gardiyan "Sizin burda ne işiniz var?" Emily "Demek benim sevgilime asılırsın ha" Stew "Benmi sevgiline asılmışım kime Deborah'mı?" Deborah "Sevgilim dedin inanamıyorum, Edward beni kıskanacak kadar çok sevdiğini bilmiyordum." Stew "Onu gerçekten bendenmi kıskanıyorsun?" Gardiyan "Biri bana burda neler olduğunu açıklasın? Akşama kadar hepiniz hücre cezası almak istemiyorsanız konuşun?" Emily "Şimdi şöyle oldu." "Sağdaki." Emily "Ne duruyorsun yapsana!" Gardiyan "Yapmak ne yapmalıymışım?" Emily "Yap artık şu lanet şeyi" Deborah "Gardiyandan sana ne yapmasını istiyorsun? Umarım düşündüğüm şeyi yapmasını istemiyorsun." "Kahretsin Edward gay olmadığını söylemiştin!" Emily "Kes sesini Deborah." "Sana yalvarıyorum yap artık." Deborah "Edward o san bir şey yapamaz buna izin vermem." Gardiyan "Ben evliyim ama" deyince Stew kahkayı basar. Emily "Sen yinede yap gitsin." Gardiyan "Başka biri yapsın karım beni öldürür." Emily "Yap lan artık yap" (en sonunda Yesşil arkada aradığı şeyi bulur ve yapar)
En'am Suresi
151- De ki: Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, sizin de onların da rızkını biz veriyoruz. Kötülüklerin açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. Haksız yere Allah'ın haram kıldığı cana kıymayın. Düşünesiniz diye Allah size
Bu evde sizin soluduğunuz havayı solumak istiyom. Herkes bağırmadan temiz temiz konuşuyo, insanların düşünceleri temiz; kitaplarla, resimlerle, güzel şeylerle dolu bir ev. Benim soluduğum hava da çok çalışmak var, ev kirası var, kavga ve demlenme var…
Sayfa 72 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
“Gondor sağlam bir kale ise, Boromir, biz de bir diğer rolü üstlendik. Sizin sağlam surlarınızın ve parlak kılıçlarınızın engelleyemediği nice şer yaratığı var. Kendi sınırlarınız dışındaki topraklan pek az tanıyorsunuz. Barış ve özgürlük mü demiştiniz? Biz olmasaydık Kuzey bunları pek az görmüş olurdu. Korkunun karşısında eriyip giderlerdi. Fakat karanlık şeyler ıssız dağlardan çıkıp geldiklerinde veyagüneşsiz ormanlardan sürünüp çıktıklarında, bizden kaçıyorlar. Dunedain uyusa, veya tümü ölüp gitmiş olsa, kim hangi yollarda seyahate cesaret edebilirdi, sessiz topraklarda yahut basit insanların evlerinde geceleri kimin can emniyette olurdu ki? “Yine de, sizin kadar bile şükran görmeyiz biz. Yolcular bize kötü gözle bakar, köylüler aşağılayıcı adlar takarlar. Biz her an nöbette olmasak kanını donduracak veya küçük kasabasını harabeye çevirecek düşmanlardan bir günlük mesafede oturan şişman bir adam, ‘Yolgezer’ der bana. Yine de başka türlü olmasını istemeyiz. Basit halk ancak huzursuzluk ve korkudan azadeyse basit olabilir ve onları bu şekilde koruyabilmek için de bizim gizli kalmamız gerekir. Uzun yıllar boyunca, benim sülalemin görevi olmuştur bu. “Fakat şimdi dünya bir kez daha değişiyor. Yeni bir zaman geliyor. İsil-dur’un Felaketi bulundu. Savaş kapıda. Kılıç yeniden yapılacak. Minas Tirith’e geleceğim.”
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.