Beria'yı her gün görüyordum. Hala aramızda ciddi ve kalplerimize temas eden iki kelime bile teati edilmiş değildi. Yalnız onun yüzünü görmek, böyle bir mükalemeye ihtiyaç bırakmayacak kadar beni tatmin ediyordu.
1937 senesi sonlarında bizzat Kremlinden bir emir Azerbaycan Komünist Partisi mensuplarını harekete geçirdi. Zaten Azerbaycan ve diğer Türk illerinin Komünist Partisi genel sekreter veya Başkanları hep Rus asıllı veya Ermeni ve Gürcü asıllılardı. Yalnız 1935 senesinde Azerbaycan Komünist partisi genel sekreterliğine Mir Cafer Bağıróf adlı bir Arap
Halil Berktay ise, Taraf Gazetesi'nde yazdığı yazılarda günlük siyasal olaylarla ilişki kurup Ömer Seyfettin'i adeta yerden yere vurmaktadır. Ona göre Ömer Seyfettin'de sertleşen bir milliyetçilik vardır. Yazar konu hakkındaki görüşünü şöyle sürdürür: "Hürriyet Gecesi ve Nakarat'taki millî gayeye, ulvî hedeflere bağlılık çağrısını, Primo'nun fazilet ve insaniyet reddiyesiyle birleştirelim. Görürüz ki Himmler, Yezhov ve Beria'lardan önce Ömer Seyfettin de kendini hukuk ve ahlâk gibi ayak bağlarından kurtarmış, "milletin içinde fena bulmaktaki azameti" idrak ettiği anda her şeyi yapabilecek bir insan tipi arıyordu." (Taraf Gazetesi, 14 Eylül 2008). Halil Berktay'ın Ömer Seyfettin konusunda yazdığı daha birçok eleştiri yazısı vardır.
Sayfa 289 - millî edebiyatın kanonik karakteri ve ziya gökalp'in ütopik tavrı, prof. dr. şaban sağlık.Kitabı okudu
Sümbül bahçelerinin yanından geçerken dikkat etmelisin hele ki burnuna sümbül kokusu dolarsa,sen kokuyu alırken o senin en büyük sırlarını içine çekebilir.
Ve sahibine senin sırlarını fisildayabilir.
Bir gazetede köşe yazarlığı yapan Alya'nın hayatı büyükannesinden aldığı mektup sonrası tamamen değişir.
Mektupta yazan satırlardan sonra