Bazı kitapları okuduktan sonra sanki gözlerinizin önünde yaşanmış ya da o hikayenin bir parçası bizzat sizmişsiniz gibi bir etki kalır üzerinizde, pek az kitapta bunu hissettim ve kendi açımdan Yaşamak’ı özel kılan şey bu oldu bende. Bittiğinde bütün o yaşam savaşını, utancı, yoksulluğu, birbirine tutuna tutuna devam etmenin gücünü ve kırılganlığını kendim yaşayıp yorulmuş gibiydim ruhen.
Kitabın dili oldukça sade, çok rahat bir şekilde akıp gidiyor sayfalar ve o trajedinin içine bir kere girdikten sonra da artık gün yüzü görmeyi beklemez oluyorsunuz zaten olay örgüsü içerisinde, bu yönüyle bir anlamda basit ve tahmin edilebilir oluşu kimisini tatmin etmeyecektir, benimse hoşuma gitti bu kendi halindeliği. Karakterlerin hepsinin kendine has erdemlere sahip oluşlarını ve kendi savaşlarını verirken koruyabildikleri değerlerini de çok sevdim.