Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Betikevi
Betikevi
@betikevi06
*Düzeltmen, Kurgu Danışmanı
*Tanıtım/ okur yorumu için iletişime geçiniz.
*Gözler, yalnızca okursan öteleri görebilir.
Öteleri görürse istenmeyenleri öteleyebilir.
*Oku çünkü okumayanların canına okuyorlar.
783 okur puanı
Ekim 2018 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Kafaya takma bunları!
Evren, kendi ürettiği çocuğunu yiyen büyük bir canavar mı?
.
Bu soru kafaya takılmalık, değil mi? Ama buna yanıt verecek olanlar kimler dersiniz? Onu da okuyunca bileceksiniz.
.
Kafama Takılanlar, dinî bazı sorulara yalın biçimde, konuşma havasında yanıtlar veriyor. Herkesin kolaylıkla anlayabileceği bir dil, açıklıkta. Örneğin şöyle sorular var:
.
1( Acaba Allah nasıl düşünür?
2( Görme merakı insana ne kazandırır!
3( İbadetsiz inanç ya da din olur mu?
4( Afetleri günaha bağlamak doğru mudur?
5( Cinler görür mü?
6( Rüyayı nasıl anlamalıyız?
.
Akıcı biçimde, gündelik yaşamdan örneklerle sorulara yanıt verilmekte. Çok derinlikli değil, yeni sorular üretmiyor okurken. Bu konularda temeli olanlar için biraz yeğni kalsa da ufaktan başlamak isteyenler için kolay bir okuma olacaktır.
.
Güzel bazı düşündüren sözler oldu benim için. Özellikle son bölümdeki ilgilisine 51 soru güzeldi. Bir soru kafaya takıldı mı yanıtı ister istemez arayışa giriyor beyin de. Bu tür okumaları severim. Ummadığın değişik düşüncelere yönlendirir, ummadığın anda yanıtlara kavuşturur seni. İlgilisine öneririm.
.
Betikle esen kalın.
Kim kendinde olan gerçek yeteneğini bulabilmiş ki? T.Z.
.
İnsanı insan yapan nedir, kimdir? Kendin dışındakilerin söyledikleri midir gerçek sen yoksa kendin olabilmeyi yaşadığındaki sen mi gerçek?
.
Zülfü, çocukluğundan gelen özel bir yetiye iyedir ancak bulunduğu ortam ne yazık ki bunu başka yansıtır. Tek önemli değeri ailesidir. Ancak yazgının
Herkesin öyküsü bir roman adayıdır. Yeter ki doğru kaleme denk gelsin." T.Z.
.
Kalemiyle ilk kez tanıştığım yazardan bazıları ödüllü 14 öyküyü barındıran Azgın Var, yaşamdaki belki rast gelinen, belki rastgele bilinen yaşamları okura birçok duyguyu yaşatacak biçimde aktarmış. Kiminde bir çocuk, kiminde bir kadın, erkek başkişi. Dolayısıyla duygular da eril, dişil yön değiştiriyor. Ortak acılar, mutluluklar yok mu? Var. Onu duyumsayacak her okur.
.
Şehirden kırsal yaşama dek her alanda insanların neler yaşadığını, durumlara nasıl değişik tepkiler verdiğini, yetiştikleri bölgenin bakış açılarını nasıl değiştirdiğini görüyoruz. Bu bakımdan öyküler güzeldir. Yaşamda her olasılığı deneyimleyemeyiz. Ancak deneyimleri okumak büyük bir katkıdır.
.
En sevdiğim öykü son öykü Azgın Var oldu. Sanırım unutmayacağım öykü de bu oldu. Gizem, gerilim, sevgi, yanlış yargılar, vicdan azapları... Tek başına kısa bir betik olacak bir öykü.
.
Eğer ki bu sözünü ettiklerimden fazlasını okumak isterseniz Azgın Var'ı öneririm. Nice öykülerde buluşmak dileğiyle.
.
Betikle esen kalın.
Okur Takip Önerileri
Şiirler, duyguları bileyler ama kimseyi kesmez. T.Z.
.
Yazardan okuduğum ikinci şiir betiği. Bu kez başka diyarlara da gidiyoruz dizelerde. Yine bazen sevgi, özlem; bazen yalnızlık, bireysellik. Yeri geliyor "işte bu!" dediğimiz bir duyguyu buluyoruz. Hemen birkaç sevdiğim dizelerden paylaşayım.
.
"Asık suratlı bir sokak lambası
Saat gecenin bir yarısı
Dertlerim neredeyse safran sarısı
Düşüp duruyor yerdeki su birikintisine suretim
Elinden tutup kaldıran da yok
Görenler üstüne basıyor az çok..."
.
"Bir şehri terk ettiğinde
Aslında kendini de terk edersin
Fark etsen de fark etmesen de"
.
Bazen de sevdiğini koruyan dizeler:
"Bir sana bir şey olmasını istiyorum
Zihnimdeki bu savaştan uzak bir yerde olmanı diliyorum."
.
Nöronları renklendiren bir okuma deneyimi sunuyor bu şiirler. Benim ilgimi çeken bir diğer nokta da tasarımı oldu. Dışındaki kalın dokulu kapak sanki kişinin dışındaki o ördüğü duvar gibiyken arasındaki o yazılı ince yaprakların esnekliği bireyin içindeki duygu evrenini yansıtır gibi. İlk kez bir şiir betiğinde böyle bir duyguya kapıldım. Okumasını bilen her birey, karşıdakinin örülmüş setlerinin ardını görebilir, bunu da en güzel şiir okuyanlar yapabilir. Çünkü duygudaşlığı geliştirme özelliği vardır şiirlerin, insan kalabilmeyi sağlar. Bu güzel dizeleri şiirseverlere öneririm.
.
betikle esen kalın.
Okurunu etkilemek için bir polisiye yazarının kendi kurgusunu gerçeğe dökmesi sizi ürkütür müydü?
.
Kurt, kendi ülkesinde tanınmış ünlü bir yazardır. Son yazdığı roman üzerinden bir süre geçmiş, artık yaşlanmaya başlamıştır. Ardında kalıcı bir roman bırakmak içinse son bir işe kalkışır: 3 kızıl saçlı kadını öldürmek. Bunu yapma nedeni kurgusundaki
Gerçek bir kaçış öyküsü.
İnsanca yaşamak için sınırlarınızı nereye dek zorlayabilirsiniz?
.
Erfan... Çevresi çöllerle kaplı bir yerde bulunan küçük bir köy, yazgısına terk edilmişti. Burayı sürekli bir baskı, korkutma altında tutarak sömüren, sıra dışı geleneklerine de çocuk-adam seçmek için kullananlar vardı. Köylüler ne denli karşı çıksa da bir türlü bu durumdan
Bilinç dışınızdaki yaşanmışlıkların dışavurumunu irdelediniz mi hiç?
.
BDÖ birbirinden bağımsız 10 öyküyü barındırıyor. Her birinde de kendi derinliklerinize inen birer basamak var. Kimisinde erkek, kimisinde kadın başkişi. Her birinin yetişkinkenki yaşamlarına, birlikteliklerine tanım olurken neden öyle olduklarının kök nedenini görebilmek için çocukluk yıllarına uzanıyoruz.
.
Feridun Düzağaç'ın bir şarkısında "Ben kaybetmekten çok korkarım. Tüm alışkanlıklar çocukluktandır." sözü geçer. İşte bu kişilerin çocukken içinde bulunduğu aile ile bireylerin onlar üzerindeki etkisi yıllar sonra bambaşka kişiler olmasına neden olur. Öyle etkili ki yapılanlar bazen hiç istemediği birine dönüşmüş, bazen de tersi bir kişiliğe bürünmüşler. O yüzden çocuklarınıza nasıl davrandığınıza özen gösterin.
.
Her öykünün bir rengi, bir de adı var. Tıpkı yaşamın tüm renkleri barındırması gibiydi BDÖ. Her öykü, yaşamın içinde var olduğunu bildiğimiz ama sık göremediğimiz türde, belki de görüyoruz ama anlamıyoruz.
.
Ben okurken kendimi de sorguladım ister istemez. "Çocukluktan neleri bugüne getirdim?" diye düşündüm. Kimin hangi davranışı bende nasıl ortaya çıktı, üzerine düşündüm. Kapaktaki buz dağı çok söz anlatıyor. Okumanızı öneririm. Dili akıcı bir okuma deneyimi. "Yok artık!" diyeceğiniz yaşamlar değil, "Gerçekten öyle." diyeceğiniz bir gerçeklik var.
.
Duygusal, öfkeli, tutsak, sevecen, ihanetli, saplantılı, güçlü, başına buyruk, aşırı özverili... Tüm duygu paletini içeriyor.
.
Betikle esen kalın.
Çok düşünmek başıma bela oldu.
Birçok şeyi akışına bırakmak gerekiyor bazen. Kopsun artık inceldiği yerden
Takma kafana, her şey olacağına varır
Yağan yağmurun akışına bıraktım umutları
Mevsim sıcak, insanlar soğuktu
Çok şey beklemiyorum artık hayattan
Ufak mutluluklar olsun yeter.
.
Bana en çok seslenen şiir bu oldu SUH'da. Deneme, KG, anı, şiir, alıntı söz birleşimi olarak kaleme alınan Siyah Uçurtmadaki Hayallerim, bir ilk betik. Dolayısıyla da yazmak adına ilk kilometre taşı. Biraz da bir iç döküş duygusu aldım ben. Denemelerde bazı sözler kendini yinelemiş. Sözcük dağarcığının biraz daha geniş olmasını yeğlerdim.
.
Bilindik kişilerden yapılan alıntılar ilgili anlatı sonlarına yerleştirilmiş. İnanç, umut, yaşam gibi konular üzerine eğilinmiş. "Kendine daha çok değer ver, pes etme, çabala" ana düşüncesi öne çıkarılmış. Arada duygusal anılar da yer alıyor.
.
Şiirleri denemeye oranla daha iyi buldum. Yazdıkça daha iyi olacağını düşünüyorum. Bunun ilacı da bu çünkü.
.
Yine bir şiirdeki (Kırmızı Balon) dizeyi alıntılamak istiyorum.
.
"Evet diyerek çoğu şeye, istediklerimi ve umutlarımı kaybettim."
.
Yazarlık yolunda başarılar diliyor, yazarın kendi sözlerini kendisine atfediyorum.
.
"Güzel şeyler zamanla ortaya çıkar." , "Yeniden iyileşmek ve ayağa kalkmak için her zaman hayallerinin peşinden koş." M.K.
.
Betikle esen kalın.
Doğa ile çocuklar...
Çocukken en sevdiğiniz doğa alanı neresiydi?
.
Küçük Ümit, Ankara'ya taşınmadan önce doğayla baş başa olduğu bir çocukluk geçiriyordu. Öyle ki komşunun kazlarıyla bile oyunlar oynar, arkadaşlarıyla dışarıda birçok etkinlik yapardı. Sonra Ankara'ya taşındılar, okula başladı, yeni arkadaşları oldu. Burada da bu kez sokakta oyunlar oynarlardı. Bir yandan da okumaya merak salmıştı.
.
Büyükçe bir duvar vardı, ardından ne olduğunu henüz kimse bilmiyor. Önüne gelip düşler kurarken bir gün o duvarın yıkıldığını gördüler. Karşılarına çıkan manzara ise soluk kesici idi. Çok güzel bir ormanlık alana dönüşmüştü eski golf sahası. Ağaçlar, çeşit çeşit canlılar derken herkesin diline düştü.
.
Tatil geldiğinde kasabalarına dönen Ümit, özlem giderirken bir yandan da kışlık yiyecekler hazırlanır. Doğanın ne denli insanlık için önemli olduğunu bir kez daha anlar. Sen ona nasıl bakarsan o da sana öyle davranıyordu. Temelde ise doğa olmazsa insanın yaşamı da pek uzun sürmeyecektir.
.
En sondaki iki mektup ise çocuklara doğanın ne mucizevi olduğunu anlatırken doğayı onlara da emanet ediyor. Doğal olarak o günün çocukları olarak bugün bizim emanetimiz. Biz de çocuklara devredeceğiz bu güzellikleri.
.
Betikle esen kalın.
Okumanın gücü adına...
Çocukken en sevdiğiniz betik hangisiydi?
.
İki genç öğrenci, öğretmenlerinin verdiği okuma ödevini yapmazlar çünkü okumayı sevmezler. Öğretmenleri de kütüphaneyi düzenlemelerini ister onlardan. Böylece belki okumayı da isterler.
.
Sıkıla sıkıla giderler, bakarlar ki raf raf dizili bir sürü betik vardır. İşe başlayacakları sırada raftan birkaçı yere düşer, birinin arasından bir mektup çıkar. Açıp olduklarında ise artık eskisi gibi olmayacaklardır.
.
Yıllar öncesinden ağabeyine yazılmış bir mektuptur bu. Cüneyt adında bir çocuğun, Sadi abisini anlattığı, onun sıra dışı okuma zevkini, yaşama biçimini aktardığı bir anı defterinin arasındadır. Sonra defteri okumaya başlarlar
.
Sadi, okumaya oldukça düşkündür. Klasiklerden örneklerle ilerleyen anılarda Sadi'nin çok becerikli olduğunu da okurlar. Yaşama baktığı penceresinin ne de güzel olduğunu, bunu okumayla elde ettiği gibi pek çok güzel anıyı okurlar. Bir yandan da duygusallaşırlar. Artık okumanın da zevkini alan Ali ile Zeynep, defterin iyesini bulmak için öğretmene giderler.
.
Karşılarında 2 saat öncesinden bambaşka çocukları gören öğretmen merakla yaşanılanları öğrenir. Sonrasında ise büyük giz çözülecektir.
.
Okumayı sevdiren bir okuma deneyimi oldu. İçerisindeki Jules Verne klasiklerini ben de almıştım, okuyacağım merakla. Sizler de okumayı sevdirmek isterseniz çocuklara, Sıra Dışı Bir Çocuk'u okuy(t)abilirsiniz. Öneririm.
.
Betikle esen kalın.
Okullar yalnızca bilgi öğretilen yer değildir. Çocukları yaşama hazırlar.
Siz ilk kaç yaşında bir yiyeceği kendiniz hazırladınız?
.
Kerem bir DEHB'li çocuktur. Diğerlerinden biraz değişik düşünür. Okulda kendisiyle alay edilmesinden hep çekinir. Bir de üstüne üstlük yeni bir öğretmen gelir. Şimdi ya derse geç kalır da öğretmen ona kızarsa? Ya sınıfa girince herkes ona gülerse? Derken sınıf kapısı açılır, yeni öğretmen ona "Kerem, hoş geldin. Gel içeri." der. Çok şaşırır.
.
Her masada bir kutu vardır. Öğretmen bunların ata tohumlar olduğunu, ekip büyüteceklerini söyler. Herkes sevinçlidir. İlk kez kendi meyve sebzeleri olacaktır. Hem de GDO'suz. Günler geçerken boş derste bahçede toprakla uğraşırlar. İlk başlarda toy olsalar da aylar sonra iyi birer küçük çiftçi olacaklardır.
.
Tohum topları hazırlanmış, boş yerlere atılmıştır. Kerem, babasına çok düşkün olduğu için her an yanında ister ama babası çalışmak zorundadır. Yine de verdiği sözlerde hep yanında olur.
.
Hasat dönemi gelir, toplanan meyve sebzeler bu kez turşuya dönüşür. Öğretmen hepsini çekmiştir. Karne gününde ailelere izleyerek "okulun yalnızca bilgi öğreten bir yer olmadığı, çocukları yaşam becerileriyle donatan, kendine yetebilmesini sağlayan yerler" olduğunu vurgular. Gözler yaşlı, yürekler gururludur. Bir öğretmenden beklenen de buydu.
.
Okurken ben dahi duygulandım. Özellikle ata tohumların önemi çok güzel vurgulanmış. "Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" diye ana düşüncesini vurgulayayım. Gıda olmazsa tüm dengeler bozulur. GDO'suz ürünler bulabilmek için taşın altına elimizi koymalıyız. Oldukça yararlı bir okuma oldu. Mutlaka okuyun, okuyun.
.
Betikle esen kalın.
Aranızda yemek seçen var mıydı çocukken?
.
Minik serçemiz, annesinin ona verdiği yemekleri yemiyordu. Peki ama neden? Zorla yedirmeye çalıştıkça ağzında geveleyip dışarı çıkartıyordu. Oysaki annesi ne emeklerle bulup getirmişti.
.
Acaba yemek yedirirken ters bir durum vardı? Minik serçe en son yemeği yuvadan aşağı atınca annesi havalanmış, uçmuş, dinginleşip gelmiş. Almış sonra yemeği, ağzında sevgiyle yumuşatıp sunmuş serçeye. Hemen kapıvermiş o da. Hem midesi hem gönlü dolmuş.
.
Bazen zorla yapılan eylemler karşısında çocuklar inat edebilir. Oysaki sevgiyle sevecen bir yaklaşım onların kapılarını açabilir.
.
Birbirinden güzel görsellerle yine güzel bir çocuk betiği okuması oldu. Bu seri de böylece bitmiş oldu. İçimdeki çocuksa daha bir güçlü şimdi.
.
Betikle esen kalın.
Aradığınız düşe şu an ulaşılabiliyor.
Sizin en çocuk sözcüğünüz hangisiydi peki?
.
Düş kurmayı en iyi çocuklar bilir. Sınır koymazlar kendilerine düşlerken bir hayvanı, bitkiyi, acunu, uzayı... Uçarlar, kahraman olurlar, ormanlarda gezerler, denizleri aşarlar... Hepsi olanaklıdır çocukların düşlerinde.
.
Büyüdükçe düşler küçülür mü peki? Eğer içinizdeki çocuğu beslemeyi unutursanız evet. Bir de dış etkiler vardır düş küçülten. Örneğin telefonlar. İçinde ucu bucağı olmayan ancak kullananın evrenini daraltan kara kutular. İşte bunları kullanırken çok özenli olmalıyız.
.
Kara kutular bize içindeki yüklü hazır bilgileri gösterir, gerçek acundan odağımızı çalar, böylece gerçek yaşam tatları yerine yapay tatlar alırız. Anne babaların özellikle uslu durması için ellerine telefon verdiği çocuklar oysaki büyük sakınca altındalar.
.
İşte Hayati Sır, çocuklar için kendi evrenlerini korumayı öğütlüyor çocuklara ki daha güzel bir yeryüzünde yaşanabilsin. Teknoloji kaçınılmaz olsa da gerçek değerleri korumak adına kısıt koymak önemlidir.
.
Düş gücünü artıracak görsellerle bezeli bu betiği her yaştan okura öneririm. Kim bilir, belki de aradığınıza düşe buradan ulaşabilirsiniz.
.
Betikle esen kalın.
Mutlaka öneririm.
Bir ülke masalı dinlemeye var mısınız? Ama yaşanmışlıklardan oluşan.
.
Nazlı, babasını hiç görememişti. Annesiyle, babaannesiyle birlikte kıt kanaat yaşamaya çalışıyorlardır. Tek eğlencesi babannesinden dinlediği masallardı. Ama bunlar öyle anlatılardı ki hepsi gerçekti. Henüz bunu bilmiyordu Nazlı.
.
Annesi evi geçindirmek için canla başla
Her kurgu düşüncesi onu söyleyene mi aittir yoksa başkaları onu geliştirip kendine mâl edebilir mi?
.
Ülke çapında Beşik adlı romanıyla tanınan ünlü yazar Jacob Bonner, birçok yerden görüşmeye, izlencelere katılmaya çağrılır. Ancak bu denli ünlü olmasını sağlayan romanı Beşik, kendisini beklemediği bir eşikte bulmasına neden olur.
.
Bir gün @YetenekliTom takma adıyla bir dipçe alır. "Ne yaptığını biliyorum." yazmaktadır. Önceleri umursamaz ama sonrasında gelen dipçelerde "Beşik romanı çalıntı.", "Sen bir hırsızsın." gibi suçlamalar gelmeye başlar. Sonrasında ise Twitter'da paylaşımlar başlar.
.
Hem yayınevi hem de kendisi gerilmiştir. Gitgide bir sarmalın içine çekilen Jake, gerçeği bilmesine rağmen saklamayı yeğler. Ancak çoktan ölmüş olan Evan Parker'ın böyle bir işe kalkışması olanaksızdır. Peki, kimdi bu ardına düşen?
.
Adım adım gerilen ortamda bir yandan da yazarların evrenine giriyor, Jake'in özel yaşamındaki gelişmelere tanık oluyoruz. Neredeyse hiç ipucu yoktur. Sonradan yaşamına giren Anna ile de birliktelik kuran Jake, kendi başına üstesinden gelemeyeceği bir noktaya varır.
.
Geçmişi sürekli araştıran Jake, dramatik gerçeklerle karşılaşır ama yine de çözemez. Sona doğru iyice köşeye sıkışan Jake, hiç beklemediği biriyle karşılaşacaktır. Gerçekler çok sert çarpacaktır.
.
Genel olarak durağan işleyen kurgu çoğunlukla dram-gerilim-gizem bandında okunuyor. Ortalarda sonunu öngördüm, doğru da çıktı. Bir tık fazla uzun geldi bana ama ayrıntı sevenler için iyi.
.
Betikle esen kalın.
