"Çirkinliğe karşı incelik ,
duyarsızlığa karşı lirizm"
felsefesi ile hayatımıza giren Şükrü Erbaş bilinirliği yüzünden değil duygularımıza tercüman olmasından bu kadar seviliyor diye inanıyorum.
Bu incecik kitap, ilk bölümünde çocukların gözünden olayları yorumladığı şiirlerinden ,
ikinci bölümde Betül Dünder in kendisiyle yaptığı söyleşiden oluşuyor.
Okurken kendi ifadeleriyle keşke insan hiç büyümeseydi, keşke herşeyi bilmeseydi, çocukluğunu hiç unutmasaydı, sevgisini bütün yaşlarında aynı içtenlikle söyleyebilseydi dedirtiyor insana. Kendi torunu Civan ile yaptığı sohbetleri şiirlerine yansıttığı bölümde tıpkı "Hatice"sini anlatırkenki gibi sevgisini en derin haliyle hissettiriyor okuyana .
İnsan denen mucizeyi seyredebilen , onları heceleyebilen , acılarını, arzularını, yalnızlıklarını, kalbi ezilenleri, ötekileştirilenleri şiirleriyle nefeslendirebilen muazzam bir şair okumak isteyen herkese keyifli okumalar...