-A hanımcığım, siz de niçin sizi istemeyen bir insan üstüne bu kadar düşüyorsunuz? O sizi tekmeliyorsa siz de onu tekmelersiniz, olur biter, dedim. Manastırlı hanım, cahilliğime acır gibi, gülümseye gülümseye: -Ah hemşireciğim, gözümü açtım, onu gördüm. Bunca yıl bir yastığa baş koyduk. Kocadan ayrılmak kolay mı? dedi ve sesini titrete titrete: "Anadan geçilir, yardan geçilmez" diye bir beyit okudu. Ben, adeta hiddetle: -İnsan, kendini aldatan bir erkeği nasıl sever? Ben bunu anlayamıyorum, dedim.
Sınıftaki Atsız: Öğrencileri, Atsız'ın iyi bir hoca olduğunu, derste açıkça propaganda yapmadığını söylüyorlar. 1950-51 ders yılında Haydarpaşa Lisesi'nde talebesi olan Altan Deliorman şöyle diyor: "Devrenin yarısından çoğunu ders vermekle geçirirdi. Anlatır, öğretirdi. Çok da iyi öğretirdi... Yazılı notlarını açıkça okurdu. Kimin
Reklam
VI. Beyit
... Dolayısıyla bakmak başka şeydir, görmek başka... Güneş de her gece batıyor gibi gözükür ama aslında dönen dünyadır. Güneşin batıp çıktığı yoktur.... Görünenin arkasındakini görme şekline ''Gözün beyazıyla görmek'' derler. Gözün bebeğine yansıyan görüntü illüzyondur, aldatmacadır, eksiktir, yanıltır, köreltir.. Oysa gözün beyazıyla görmek, görünenin arkasındakini izleyebilmektir. İşte orası hakikattir, saftır, özdür..
Destek YayınlarıKitabı okudu
Bir de yüz görümlüğünü nasıl etmeli? Adam sen de, o da kolay. Şöyle bir kaç beyit veriveririm olur biter: "Bir kumrusun sen tab'a muvafık Yapsam yuvanı sinemde layık Can ü gönülden ben oldum aşık Yapsam yuvanı sinemde layık" Benim gibi fakir bir şairin vereceği yüz görümlüğü bu kadar olur.
4.cilt
825. Şerîd İbni Süveyd radıyallâhu anh şöyle dedi: Bir gün sol elimi arkaya atmış ve elimin ayasına dayanmış otururken, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem bana uğradı ve:  “Allah’ın gazabına uğramış olanlar gibi mi oturuyorsun?” buyurdu. Ebû Dâvûd, Edeb 22 Şerîd İbni Süveyd ... Resûl-i Ekrem Efendimiz’le aralarında geçen bir olayı çocuklarına şöyle anlatmıştır: Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem benden kendisine Ümeyye İbni Ebi’s-Salt’ın şiirlerinden okumamı istedi. Ben de yüz beyit okudum. Okuduğum her beyitten sonra: “Biraz daha oku”, diyerek beğenisini dile getiriyordu. Nihayet yüz beyiti okuyup bitirince, bu beyitlerin şairi hakkında: “Şüphesiz o, müslüman olmaya çok yaklaşmış”, buyurdu. Şerîd’den hadis rivayet edenler arasında oğlu Amr ile Ebû Seleme İbni Abdurrahman ve Amr İbni Nâfi gibi tanınmış kişiler vardır. Allah ondan râzı olsun.
Kitaplar içinde zaman zaman bir cümle veya beyit, ok gibi yüreğime saplanıyordu..
Reklam
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
Ortak kelimeleri yok edip, afaziyi toplumda yayıyor.. Bu yüzden beynin hatırlatıcılara ihtiyacı var. * O yüzden Fetva Tukan Filistinlilere, Ayaklarını bir ağaç gibi toprağa dikmelerini söylüyor..! * O yüzden Mahmud Derviş: "Biz şiir yazmıyoruz, biz direniyoruz!" "Bir Filistin vardı.. bir Filistin gene var!" diyor. * O yüzden İlyas Huri, yazdığı kitabın son cümlesine nokta koymuyor. Davanın sürdüğünü, koymadığı nokta ile haykırıyor..! * O yüzden Edward Said "Ne zaman bir İngilizce cümle söylesem, İçimde onun Arapçası da yankılanır!" diyerek dilinin gücünü anlatıyor..! * O yüzden şairler evleri yıkılmış çocuklara, kelimelerden ev, kelimelerden vatan yapıyorlar..! Beyit(ev)lere sığınsınlar diye..!
Sayfa 97
Vassaf'ın"ın tarihçilik anlayışı daha çok Ata Melik Cüveyni'nin anlayışına da­yanmaktaydı. Vassaf kendisi de Cüveyni'yi takdir ettiğini ve kendine onu rehber aldığını da ifade etmektedir. Hatta burada Cüveyni'yi ve onun eserini överken bir beyit ile "daha bin kitap yazsam ben o buluta nazaran ancak bir damlayım,"
Hoca okumuş adam tabii sıçtık diye çevirmemiş tersledik demiş :D
Divanü Lügat-it-Türk'te ise, Türklerin ilk Müslümanlık devrinde Uygurlar üzerine yaptıkları bir akını tasvir eden şöyle bir beyit görüyoruz: Kelengiz leyü aktımız, kendler üze çıktımız, Furhan evin yıktımız, burhan üze sıçtımız! Yani: Sel gibi aktık, şehirler üzerine çıktık, Put evini yıktık, ve put üzerine tersledik (Cilt I, s. 288).
Reklam
Mısır'da iken manzûm, mensûr bazı şeyler yazmak isterdim. Maalesef o zamandan bu zamana tek bir beyit söyleyemedim, bir satır yazı yazamadım. Sebebi ise -a'sâbımda, yahut akıl ve mantığımda bir ihtilâl mi var bilmiyorum- Kemalist eşkiyasının milletin ma'neviyât ve mukaddesâtına ve bilhâssa tarîh, edebiyât ve üslûbuna indirmiş oldukları darbe o kadar gözümü korkuttu ki: Mehîb ve mühlik bir yangını temâşâ ederken kanlı bir sahne-i harbden geçerken ve en sevdiği bir şahsın kabrini ziyaret ederken dili tutulup lâl ü ebkem olan bir insan gibi dondum kaldım. Ve şâyed bir parça âsûde vakit bulur da bazı şeyler yazarsam kendim yazıp, kendim okuyup ve yine kendim ağlamak için yazacağım. Çünkü bu kadar, ulemâ, şu'erâ, üdebâ ve hukemâmız, his, fikir, akīde, üslûb ve yazılarının değişmesiyle, kimisi toprağın altında ve kimisi üstünde ölüme mahkûm edildikden sonra, kezȧ- lik eserleri: Âdetâ bir petrol tabakasıyla taʻkîm edilircesine mahv u inkırâza mahkûm ve mecbur edildikden sonra benim gibi bir nâçîzini his ve giryeden müteşekkil eserinin de aynı menhûs ve meş'ûm âkıbete mahkûm edileceğinde şüphem yok... Ve ilâllahi'l-müştekâ demekden başka çâremiz yok. (Mustafa Runyun adındaki arkadaşından Ali Ulvi Kurucu Efendiye mektup. 1947)
Kapağın içine bir beyit nakş edilmişti -gecenin önünde ateş Böcekleri gibi pırıldıyordu harfler.Yiorgos yüksek sesle okudu onları: “ Oraya varmak senin başlıca yazgın, Ama yolculuğu tez bitirmeye de kalkma sakın…”
Sayfa 187Kitabı okudu
Sahipsiz Gölge
Vurur yolda giderken. Ve durgun en şen sofralarda bile Tantalos'un dalları gibi gece yarısı Çekilir geriye, uykular insafsız. Yarınlara güvenen sımsıkı giyinik Gövdelerde eğreti En süslü giysiler. Çok gördüler mi sizin olsun demeyi Âşık Paşa öğretti: "Acı dirliğim isteyen Tatlı dirilsin dünyada.." Çok bunaldınız mı dilinizde bu beyit. Hırslar da boşuna Paralar da, kavgalar da boşuna. "Bir hastaya vardın ise Bir yudum su verdin ise." Yunuuuus, Yunus Gece vakti ev uyur, biz soğuk-ıssız Odalarda oturur, Ölümler, toprak, sahipsiz gölge...
Sayfa 189 - YKY - 1. Baskı (1995)
Bu senin yılan ve akrep gibi olan sözlerin, yılan ve akrep olup senin nefesini tutarlar. Mesnevî-i Şerîf Şerhi, VI, s. 280 (beyit: 3462).
Sayfa 1483 - cilt 2
491 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.