İnsan sözle geliştirmiştir toplumu. Akıl da toplum sâyesinde gelişmiştir. Düzen, akıl sâyesinde biçim bulmuş; uygarlıksa düzen sâyesinde ilerlemiştir. Böyle düzenli bir devlette, insan, yalnız başına yaşanan bir hayatın kendisine sağlayamayacağı kadar, sayısız gelişim fırsatları ve imkânlarıyle karşı karşıyadır. Demek oluyor ki, “Yalnız yaşamak için, insanın ya hayvan ya da Tanrı olması gerekir.”
Felsefe, bütün bilimlerin en büyüğüdür. Akıl yürütme yöntemi, tek tek tüm bilimlerinkiyle aynidir. Ve bu akıl yürütme yöntemiyle, yani tümevarımla felsefe, tüm bilimleri birleştirerek tek bir bilim haline getirir. Spencer'in dedigi gibi her bilimin verileri, toplam bilginin belirli bir parçasını oluşturur. Her bilimin kendi katkısını koyduğu toplam bilgiyi, felsefe birleştirir. Felsefe, bilimlerin bilimi veya bilimlerin başıdır, hangisini uygun görürseniz.
Reklam
Modern ahlak mükellefiyeti temellendirebilir mi?
Hatta Avrupa'da ortaya çıkan sanayi kapitalizmi, felsefi ve iktisadi düzlemde liberalizm ile birleşerek yeni bir toplum yapısı oluşturmuş; hem kapitalist burjuvazi, hem de iktisat bilimi ile liberal ekonomi birbirlerini besleyerek bireyin ekonomik güdülerini temel alan yeni bir ahlâk anlayışı oluşmaya başlamıştır.
(...) 18. yüzyılda, Fransa'da, "Aydınlanma" düşüncesini yaratan düşünürler arasında üniversite itibarını kaybetmişti ve artık bilim "salon"larda, avukatlık ve yayınevi bürolarında, kahvelerde, özel laboratuvarlarda yapılıyordu. Ne var ki Fransız Devrimi'nden sonra, 19. yüzyıl başlarında değişen çok önemli bir şey vardı. Toplum bilimleri çerçevesindeki bazı çalışmalar artık devleti ıslah etme ve yönetici zümreye akıl verme gibi amaçları bir yana bırakıp, öncelikle halk sınıflarını, özel olarak da modern bir toplumsal kategori olan işçi sınıfını tarihin öznesi (veya öznelerinden biri) olarak ele almaya başlamışlardı.
Sayfa 197Kitabı okudu
Bilim, ancak zihin tüm pratik kaygıları bir yana bırakıp nesnelere salt onları temsil etmek amacıyla yaklaştığında ortaya çıkar.
POZİTİVİZM VE FELSEFECİLER
Pozitivizm şu zamanda kullandığımız bilimsel çalışmaları iki ana başlıkta sıralamamız gerektiğini söylemektedir; 1- Aristo tarzı yapılanma tekniği 2- Platon felsefesi görüşleri Form yapısal felsefik görüşleri bilinen bilim adamlarının gelecek zamanı iyi kavrayan durumları vardı. Şu var ki; Bilim ve felsefe, form alanlarını bilim adamlarını etkileyici boyutta görüp, tek norm değerlerinde çıkmayan form aralığı oluşturuyordu. Ancak deneysel pozitivizm; karmaşık sistemleri topluma ve bireye davet çıkarıcı konumda bulunurken, farklı kişilikler devlet sistemlerini çöküntü içerisine sokmayacak olaylar bütününü geçmiş zamanda kullanarak faaliyet gösterdiği alana çekiyordu. Farklı bireyler ve kişilikler şu açıdan bilinmelidir; Pozitivizm seçenek bırakmayan bilimsel kanunları dinsel alana dönüştürecek anlamda görülmesi kişiliğimizi ortaya çıkartan etken olma nedenleri arasındadır. Farklı normsal formüller açıkta gezine dursun, zamansız dönüşümler Sokrates ortam tekniğini açıkça bizlere göstermektedir. Sokrates ve pozitivizm, ütopik mekanizmaları açıkça ihlal eden vasıflı elemanlara ihtiyaç duymuştur. Pozitivizm sonuç olarak çağın en gerekli felsefik akımı olmuş ve bakış açımızı bilim dünyasından ayırmamamız gerektiğini vurgulamıştır. Saygılarımla...
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.