Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz,sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadıgım kadar,
Çok az şeyi ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doguşu izler,
Daha çok dağa tırmanır,daha çok
Çok popüler bir kitap olmasına rağmen ben umduğumu bulamadım açıkcası. 13 yaşında karşı dairesine oturan bir yazara aşık olan genç bir kızın hayatı boyunca onu sevmesi hatta yazarın ondan haberi olmadan sevmesini anlatıyor. Birkaç kez görüşmelerine rağmen hiç bir şey anlatmadan uzaktan sevmesini konu edinen bir kitap.
Harika bir anlati okudum arkadaşım Seda sayesinde. Kendi şahsına münhasır İbrahim Aslan bir saat tamircisi. Yıllardır yaşadığı mahallesinde varlığı ve yokluğu bilinmeyen, ömrünü küçücük bir barakada geçiren,tüm dünyasi saatler olan , huzurlu bir ihtiyar olan İbrahim Efendi'nin huzuru devletin onu sormak istemesiyle son bulur.
"Devletle biraz yüz göz oldun mu,altından döşeği, ahırindan eşeği alırlar.s.44" Gerçekten de İbrahim Efendi'nin dünyası alt üst olur .
Eserde usta Tanpınar' in Saatleri Ayarlama Enstitüsü' deki Hayri İrdal' a da gönderme yapıp Tanpınar' i ustalıkla selamlıyor yazarımız .
İbrahim Aslan karakteri sanki 19.yy de yaşamış gibi bir dille ve karakter sunumuyla anlatılsa da eserin kurgusu itibariyle günümüzde geçiyor.Yani oldukca özgün bir karakter olan İbrahim Efendi hayattan büyük beklentileri olmayan ufacık şeylerle mutlu olan ve hayatı seven bir adam... Her şey bir gün devletin onu sormasına kadar çok iyidir.
"Başımıza gelen her belayı da bir adet dikloron ampulle savuşturabilsek ne tatlı olurdu değil mi?s .25"
Devlet dairesinin anlatıldığı kısımları ise keyifle okudum.Derin ironisiyle muazzam bir kısımdı. Okuyunuz efendim.
Düşünceyi aklın hizmetine verirsen oradan şeriat değil, felsefe çıkar. S.10
Seda Cami cemaati çok sever beni, cuma cemaati pek hazzetmez. Beş vakte gelen herkesi tanırım, onların yüreği Arafat gibidir ama haftanın bir günü camiye uğrayan cuma Müslümanlarindan Tanrı' ya sığınırım.s.44
on derece nüfuz edici bakışlarıyla, Dünya'nın etrafında döndüğü o bilinmeyen merkeze yerleşmiş yetenekli bir gözlemci, evrenin kaos halinde olduğu çağda sayısız atomun uzayı doldurduğunu görecekti. Ancak, yüzyıllar geçtikçe, yavaş yavaş, bir değişiklik oldu; bir çekim yasası belirdi ve o güne dek başıboş gezen atomlar bu çekime boyun eğdiler; yakınlıklarına göre, kimyasal olarak birleştiler, molekülleri ve daha sonra da göğün derinliklerine saçılmış bulunan bulutsu yığınlarını meydana getirdiler."
Pek bilinmeyen film önerileri part II
Pi(1998): çok karamsar havasıyla matematiğe kafayı takmanın nasıl sonuçlar doğurabileceğine ya da herhangi bir şeye aşırı yoğunlaşmanın yarattığı travmayı iyi özetliyor. Korku-gerilim teması gayet insana işliyor. Akşam izlenmeli. Not: çok düşük bütçeli
Imdb = 7.3 Metascore = 72 Rotten Tomatoes 88/ 85
"İlim üç şekilde olur: Bunlardan biri, şüphesiz gerçektir, onun ardınca git. Diğeri yoldan çıkarır, ondan sakın. Üçüncüsü ise, bilinmeyen konulardadır, bunun da cevabını Allah'ın indinde ara."