Berra

Bütün hayatım boyunca insanları güldürmek istedim. Bunu öldükten sonra da yapmak hoş
Otopsim
Otopsim
Reklam
Gerçekten de mutluydum, eğer zevk içinde yaşamak mutluluksa.
Mutlu Prens
Mutlu Prens
Kanguru misali :))

Reader Follow Recommendations

See All
Bir genç kız elbette mes'ut olmak ister fakat hayatındaki ilk önceliği mes'ut olmak mıdır?
Sessiz alacakaranlığında gecelerin...
Köpek Kalbi
Köpek Kalbi
Reklam
Sevilla'dan Granada'ya...
"Ben yukarıya doğru tırmanırken senin bulunduğun katı geçtim ve şimdi de aşağı inerken geçiyorum ve bu asansöre bir kez daha bineceğimi hiç sanmıyorum." Bu sözleriyle Charlie kitabı özetledi
Dorian bize, Basil ve bana, bunu nasıl yaptın hala şoktayım.
Desem ki
Günlerden sonra bir gün Şayet sesimi fark edemezsen Rüzgarların, nehirlerin, kuşların sesinden Bil ki ölmüşüm Fakat yine üzülme, müsterih ol Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini Ve neden sonra Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede Hatırla ki mahşer günüdür Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum
Cahit Sıtkı Tarancı
Cahit Sıtkı Tarancı
Harry'nin sözlerinin bir kısmına katilsam da çoğunluğu Dorian'ı böyle derin etkilediği için ona aşırı sinirli hissediyorum. Dorian'sa. Bilmiyorum galiba o, Basil'in pamuk kalbini kırdığı gibi benim kalbimi de kırdı.
Reklam
Basil en başından söylemişti Harry'nin etkisinin olumsuz olacağını. Dorian artık onun sanatı demekti ve Basil sanatının Harry'nin kötü etkisi altına alışını istememişti. Harry öyle sinsiydi ki hepsini bilerek yaptı. O ressamın en iyi dönemini en iyi yapan sanat eserini elinde alırken de isteyerek yaptı. Hatta bence her biri de olacakların bilincindeydi, Dorian Gray bile fakat olayların bu raddeye geleceğini kanımca Harry bile tahmin edemedi.
Herkes gibi olmayanlar dışlandığı için oğlunu olmadığı birine dönüştürmeye çalışıyor. Çaresizlik böyle bir şey galiba.
Algernon'a Çiçekler
Algernon'a Çiçekler
Niyeyse bu kitapta bile çok ağlayacağım gibi geliyor 🤧
Kitapta bazı yerlerde eksiklikler hissettim. Dorian Basil'i sevdiğinden bahsediyor ama o gece olanlardan sorumlu tuttuğu duygunun nefret oluşuydu. Burada tezat olmayışı çok eksik. Çünkü sevgi ve nefret bana göre bambaşka duygularken asıl birbirlerine yakın olan iki duygu aşk ve nefret. Oscar Wilde'ın hayatını karartan, Basil ve Dorian'ın hayatını mahvedişi bize gösterilmeyen aşk.
Başarı güçlüye veriliyor, yenilgi zayıfın eline tutuşturuluyor.
Dorian romanın başında masumdu, bu masumluğuyla sevdi Sibyl Vane'i. Genç kız da benzer duygulara sahipti. Onların dünyasında zayıf, güçlü gibi kavramların yeri yoktu. Yalnızca sevmişlerdi birbirlerini. Beni de inandırmışlardı. Hatta Dorian Lord Henry'i hayatından çıkaracağının Sibyl ile evlenip mutlu olacağının kararını verdiğinde gerçekten inanmıştım Lord'dan kurtuluverip eski saf Dorian'a döneceğine. Basil gibiymişim, ne safmışım. İlk aşkının ölüm haberine tek gün bile üzülmemesine sebep olacak kadar Lord Henry'e bağlandığını anladım. Benim için Dorian o andan sonra kaçınılmaz bir hal aldı ve hayatını kendisi mahvetti. Belki istemsizce onu narsisizme iten Basil'di, aklını çelip kendi düşüncelerini onun saf ruhuna aşılayan Lord Henry'di ama ressama karşı hatta tüm dünyaya, hayata karşı tutumunu belirleyen kişiyi Lord yapan Dorian'dı. Günahların sorumlusunun kendisi olduğunun farkındaydı bu sebeple vicdan azabı çekti. Bu hikaye boyunca tek masum seven, yalnızca sanat ve hislerini düşünen ressam gözlerim doldurdu. Kitabın başından hissetmiştim o naifliğinin ona ceza olacağını, fakat sonunun böyle gelişeceğini hiç tahmin etmezdim, edemezdim.
"Harry asla yanılmaz düşes." Bu laf beni o kadar derinden yaraladı ki. Dorian başlarda genç ve toydun Lord'un gizemli çekici sözlerine kandın. Ancak bu sözleri kırklı yaşlarında bile sarf etmeye devam edişi sanıyorum ki içsel çöküşünün ayak sesleri.