Bütün suç Yahudilerde, diyorsun. - Yahudi nedir? diye soruyorum. - Damarında Yahudi kanı bulunan kimse, diye yanıtlıyorsun sorumu. - Yahudi kanıyla başka kan arasında ne ayrım var peki? Bu soru karşısında afallıyorsun; kafan karışıyor, sakınımlı bir tavırla şu yanıtı veriyorsun. -Yani Yahudi ırkı demek istemiştim. - Peki, ırk nedir?
Amerika’ya daha ilk ayak bastığımda başlamıştı gariplikler silsilesi. Bilen bilir, yurt dışında okumaya gittiğiniz zaman üniversite size bir “host family” ayarlar, yani sizi misafir edecek Amerikan aile .. Siz de hem seyahatin yorgunluğunu atlatır hem de bu sırada kendinize kalıcı bir yer bulursunuz. Benim kalacağım aile de şimdiye kadar
Reklam
Hiçbir gölgenin bulunmadığı o dehşetli mahşer gününde, Allah-u Teâlâ ism-i Hakem’in tecellisi ile bazı kimselere özel ikram ve ihsanda bulunacak ve onları Arş’ının gölgesinde dinlendirecektir. Evet, Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Başka bir gölgenin bulunmadığı Kıyamet gününde Allah-u Teâlâ, yedi sınıf insanı, Arş’ının gölgesinde barındıracaktır: 1) Âdil devlet başkanı, 2) Rabbine kulluk ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen genç, 3) Kalbi mescidlere sevgi ile bağlı Müslüman, 4) Birbirlerini Allah için sevip birliktelikleri ve ayrılıkları Allah için olan iki insan, 5) Güzel ve mevki sahibi bir kadının gayrimeşru davetine: “Ben Allah’tan korkarım.” diye yaklaşmayan yiğit, 6) Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse, 7) Tenhada Allah’ı anıp gözyaşı döken kişi.” (Buhârî, Ezân 36, Zekât 16, Rikak 24, Hudûd 19; Müslim, Zekât 91)
Kutlu YayıneviKitabı okudu
Kendilerine müslüman ismini veren bazı insanlar var ki, Allah (Subhabehu ve Tealâ)'nın hükmünü istemeyen, mal, mülk ve iktidar sahipleri karşısında hayata ve dünya malına olan düşkünlükleri ve korkuları yüzünden sus pus oluyorlar. Bu durum, her zaman ve mekanda, din adamlığını meslek edinen bazı insanlar için de geçerlidir. Bu adamlar, Allah'ın ayetlerini, hayat metodunu ve düsturunu düşük bir metâ karşılığında satıyorlar. "Ayetlerimizi az bir ücret karşılığı satmayın." (2 Bakara/41) Bunlar, bâtıldan korkarak susmayı yeğlerler. Ya da küçük bir rütbe, görev, ünvan ve fayda karşılığı Allah'ın dinini tahrif ederek zorbaların meşruluğunu gösteren fetvalar verirler. Allah'ın dinini satmak suretiyle cehennemi satın alırlar. Güvenilen birinin ihanetinden daha alçak ve koruyucu konumunda olan birinin, bozguncu olmasından daha çirkin bir şey yoktur. Din adamları unvanını taşıyan bu insanlar, korumaları gereken dine ihanet edip onun hakikatini gizliyorlar. Bunlar, Allah'ın indirdikleriyle hükmetmemek karşısında sustukları gibi Allah'ın kitabına rağmen, kelimelerin yerlerini değiştirerek iktidar sahiplerinin arzusuna uygun fetvalar çıkarıyorlar. Allah'ın dininin davetçileri, yüklendikleri mesajı sunarken mahlukatı hesaba katarak davranmamalıdırlar. Kendilerini tebliğ, amel ve uygulama için gönderen yüce Allah'tan başkasından korkmamalıdırlar. "Allah'ın risaletlerini tebliğ edenler, ondan korkarlar. Allah'tan başka hiç kimseden korkmazlar." (33 ahzap/39)
“Irkçılar”a gelsin...
-“Bütün suç Yahudilerde, diyorsun. — Yahudi nedir? — Damarında Yahudi kanı bulunan kimse, — Yahudi kanıyla başka kan arasında ne ayrım var peki? —Yani Yahudi ırkı demek istemiştim. — Peki, ırk nedir? — Irk mı? Bunu bilmeyecek ne var, nasıl ki Alman ırkı varsa, bir de Yahudi ırkı vardır. — Yahudi ırkının özellikleri nelerdir? — Canım
Müslüman doğmuşum Neden? Müslümanlık bir üstünlükse, neden başka bir çocuk Hıristiyan doğuyor da ben Müslüman doğuyorum? O çocuğun suçu ne? Benim üstünlüğüm ne? Müslüman ana babanın çocuğu değil diye, Hıristiyan çocuğu ölünce neden cehennemde yansın?
Sayfa 211Kitabı okudu
Reklam
Ayırıcı Bir Çizgi
İslâm, "La ilahe illallah, Muhammedun Resulullah" şahitliğine dayalı olarak kainatın yaratıcı ve mutasarrıfının ortaksız bir tek Allah olduğuna inanmaktır. Günlük ibadet ve hayat faaliyetlerini bir tek Allah'a ait kılmaktır. Allah (Subhabehu ve Tealâ)'dan başka hiç bir kimseden hayat kanunlarının alınamayacağına ve tüm hayat işlerinde ilâhî hükümden başkasına boyun eğilemeyeceğine inanmaktır. İşte şehadet kelimesinin anlamı budur. "La ilahe illallah"a bu anlamıyla şehadet etmeyen bir kimse, kim olursa olsun; adı, lakabı ve soyu ne olursa olsun, şehadet getirmemiş ve henüz İslâm'a girmemiş demektir. Aynı şekilde üzerinde "La ilahe illallah" şahitliğinin bu anlamıyla egemen olmadığı bir ülkede Allah'ın dinine boyun eğip İslâm dinine girmemiştir. Bu toprakların üstünde yaşayanlar, "müslüman isimler" kullanıp müslümanların soyundan gelse de bu hüküm değişmez. O ülkelerin bir zamanların "Dar'ul-İslâm'ı" olması da bu durumu değiştirmez. Çünkü bu tür insanlar, gerçek anlamıyla şehadet getirmemişlerdir. Çünkü bugün şehadet kelimesinin gerçek anlamına uygun olarak Allah (Subhabehu ve Tealâ)'ya itaat eden ülkeler de yoktur.
Plotinos'un ana tezi olarak ortaya şu çık­maktadır:
Var olan tek şey, biricik şey Tanrı'dır. Geri kalan her şey Tanrı'nın taşmasından -Müslüman filozoflarının ileride kullanacakları terimle 'sü­dur'undan, 'feyz'inden- başka bir şey değildir. Tanrı'nın kendisi her türlü varlığın, özün, akılsallığın üzerindedir. Dolayısıyla onun hakkında özel, tikel varlıklara özgü özel, tikel nitelikler bir yana varlık, gerçeklik, doğruluk, gü­zellik gibi en yüksek anlamda genel, olumlu sıfatlar bile kullanılamaz (Ancak istim filozofları bu sıfatiarın kullanılmasına izin verirler). Plotinos bu son sı­fatların kullanılmasına ancak Nous düzeyinde izin verir; ama bu öte yandan Bir'in veya Tanrı'nın bu olumlu niteliklerden, mükemmellik sıfatlarından yoksun olduğu anlamına da gelmez, tersine var olan her şeyin en genel imka­nı, bütün var olan şeylerin ana kaynağı olması bakımından Tanrı her türlü mükemmelliğe sahiptir.
Sayfa 77 - İSTANBUL BiLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARIKitabı okuyor
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.