Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tesla da bu deney bağımlılığı hakkında şöyle konuşacaktı alaylı alaylı: 'Edison ancak bir arıda bulunabilecek bir sebat ve gayretle samanlıkta iğne aramaya bayılır, her çöpün altını tek tek araştırırdı. Bu tip çabalara pek çok kez şahit oldum. Oysa ufak bir teori ve birkaç hesaplamayla bu angaryanın yüzde doksanından kurtulabilirdi insan.'
Sayfa 45 - Aykırı YayınlarıKitabı okudu
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
Şimdi ben neden 5 puan verdiğimi de açıklayayım :) Açıkçası kitaplığımda tüm kitapları olmasına rağmen bu John Green'in okuduğum ilk kitabı oldu ve neden herkesin yazarı bu kadar sevdiğini anladım. Kitap konu olarak basit gelecektir ama cümleler ve iç düşünceler olarak çok güzeldi. John Green o kadar güzel cümlelerle süslemişti ki kitaptan
Kağıttan Kentler
Kağıttan KentlerJohn Green · Pegasus Yayınları · 20133,300 okunma
Reklam
262 syf.
·
Puan vermedi
Yazarın kalemine yüreğine sağlık .Ülkenin sorunlarını romanlaştırarak yazıyor .Ürpererek okudum adeta yüreğim ezildi .Ülkemizin gerçeğini bir kez daha anlamış oldum. Şunu düşündüm bu esrarın eroinin batağına üşen insanlar sadece sahipsiz olanlar değil .Demek ki ne yaparsak yapalım bazen kaderimizi yaşamak zorunda kalıyoruz çırpındıkça batıyoruz. Bu tür bataklıklara düşenler ne bizden daha salak veya biz onlardan daha akıllı değiliz. Demek ki zayıf fıtratta yaratılmışlar yaşadıkları da üzerine tuzu biberi oluyor. Herkesin yaşadığı sorunlar sıkıntılar var bunun üstesinden gelmek için Allah akıl vermiş irade vermiş, üstelik dini kurallar koymuş , devlet yasaları koymuş. Bütün bunlara karşı insanlar naasıl hayatını hiçe sayar arkasından da sevdiklerini sürükler hiç anlayamıyorum. Sadece şükür ediyorum bu tür sınava tabi tutulmadığımız için .Bu , narkotik ekipleri nerde .Ancak birisi ölünce mi haber oluyor, gazeteciler nerde? Yazık değil mi bu gençlere bunu engelleyecek tek kurum devlettir. Çünkü bu tür içkilere meyilli insanımız çok .Sigara da bunlardan biri alışan kurtulamıyor. Kitabı bitirdim ama etkisinden bir türlü kurtulamıyorum ..Aklımda almıyor mutlaka okunmalı okutulmalı......Hayat güzel her şeye rağmen yaşamaya değer elbette ki bir o kadar da zor. Zor olduğu için yaşam güzel. Zorluk olmayan bir şeyde tat olur mu zevk olur mu ?
Aşk Meclisi
Aşk MeclisiSinan Akyüz · Alfa Basım Yayım Dağıtım · 2010384 okunma
328 syf.
2/10 puan verdi
Bir kişinin çok ısrarcı tavsiyesi üzerine okudum ve insanların bir kitabı yorumlamasının ne kadar farklı olduğunu bir kez daha tecrübe etmiş oldum:) Bence gerçekten sadece vakit kaybıydı bu kitabı okumak.
Kadın Bedenini Soyarsa
Kadın Bedenini SoyarsaMeltem Arıkan · Everest · 200264 okunma
Bizler için adım atmaktan korkan insanlara,bizler ise koşar olduk.Galiba bu yüzdendir yorgunluğumuz...Çoğu kez onların duymak istediklerini söyledik yüzlerine.Bü yüzden bizim söyleyeceklerimiz hep sözde kaldı,fark edemedik... Geçmişe bakıp göremediğimiz çok şey var aslında.Bakmak,görmek değildir.Bakıpta göremeyen çok insan tanıyorum bu
Refik Amca'nın hüzünlü hikayesi... İhtisasımın sanırım ikinci senesi... Kanser polikliniğinin çömez asistanıyım, Üzeri kan, idrar, balgam vs lekeleriyle süslü buruşuk mavi takımımla geceleri nöbet tutuyorum, gündüz polikliniğin işlerinde koşturuyorum. İki günde bir de insani bir saatte çıkabilirsem eğer hastaneden eve gidip uyumaya çalışıyorum.
Reklam
“Ne yılması be…” diye Pirana başladı yine. “Aslanlar gibi karşı koydular… Ama çok polis vardı.” Geri Parkı’nda neler yaşandığını hatırlıyordum, korkunçtu. Hükümet acımasızca sürmüştü bizim çocukları göstericilerin üstüne. Hepimiz için utanç vericiydi. Bir kez daha anlamıştık ki bir ülkede otoriter bir yönetim varsa ilk kaybeden polis teşkilatı olurdu. “Olanları biliyorum çocuklar.” Dedim daha fazlasını duymak istemediğim için. “Senin gözüne ne oldu, onu anlat.” Birden durdu, sanki sağ gözü şimdi kör olmuş gibi boş elini siyah bandın üzerine attı. “Puştun teki,” dedi nefretle. “Puştun teki, üç metreden gaz fişeği sıktı tüfekle. Boş bulundum, yoksa yaklaştırmazdım yanıma. Başımı çevirmiştim ki herif bastı tetiğe… Fişek gözüme saplandı. Sert bir tokat yemiş gibi oldum. Her yer karardı, ama gözümün patladığını anlamadım, birazdan geçer zannettim.
Can Dündar yine üstatlığını konuşturmuş ve şöyle demiş bir makalesinde : "Evlilik, inanmadığım halde içerisinde 17 seneyi bitirdiğim bir kurum benim için.. 17 senede (abartmıyorum) 40 çift arkadaşımın son verdiği kurum ayni zamanda da... Evliliğimin bu kadar uzun sürmesinin gizi belki de kuruma inanmamaktan geçiyor. Evliliği toplumun
"Peki, santuru nasıl öğrendin?" "Yirmi yaşımdaydım. Ta Olympos'un dibindeki köyümde açılan bir panayırda, santuru ilk kez dinlemiştim. Soluğum tutuldu o zaman. Üç gün ağzıma lokma koymadım. Tanrı ruhunu bağışlasın, babam: 'Neyin var, ulan?' diye sordu. 'Ben santur öğrenmek istiyorum.' 'Utanmıyor musun ulan? Sen Çingene misin? Çalgı mı çalacaksın?' 'Ben santur öğrenmek istiyorum. 'Vakti gelince evleneyim diye biraz para biriktirmiştim. Görüyorsun ya, çocukluk! Kanım kaynıyordu, bir de bir de o sersemliğimle evlenmek istiyordum! Neyim var, neyim yoksa hepsini verip bir santur satın aldım. Nah işte, şu gördüğün. Santurumu alıp Selanik'e kaçtım. Recep Efendi adında, santur hocası, meraklı bir Türk'ü buldum. Ayaklarına kapandım. 'Ne istiyorsun ulan, Rumoğlu?' diye sordu. 'Ben santur öğrenmek istiyorum!' 'Peki ama, neden ayaklarıma kapanıyorsun?' 'Sana verecek param yok da ondan!' 'Santura çok mu meraklısın?' 'Çok meraklıyım!' 'Peki ulan, otur, ben para falan istemem.' Bir yıl yanında kaldım. Öğrendim. Tanrı kemiklerini aziz etsin, şimdi ölmüştür. Tanrı, cennete soksun Recep Efendi'yi! Santuru öğrendiğimden beri başka adam oldum.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.