«Benim için değil. Çünkü hiçbir zaman evlenmeyi düşünmedim. En komik olan şu ki evli olmadığıma hâlâ eminim… İnandığım aşağı yukarı şu: evlilik sondur, evlendikten sonra bana hiçbir şey olamaz. Düşünsene: sürekli olarak yanında birisinin olması, yalnızlığı hiç bilmemek. -Tanrım! - kendimle bir daha hiç olamamak, hiç. Ve evli bir kadın olmak, yani, kaderi tamamen çizilmiş bir insan. O andan itibaren yaptığın tek şey ölmeyi beklemek. Şöyle düşündüm: mutsuz olma özgürlüğü bile korunmuyor çünkü başka bir insanı da kendinle birlikte sürüklüyorsun. Seni her zaman gözlemleyen biri oluyor, seni inceleyen, her hareketini gören. Ve yaşama bıkkınlığının bile yalnız ve umutsuzken doğduğunda belli bir güzelliği oluyor - diye düşündüm. Ama bir çift olarak, her gün aynı tuzsuz ekmeği yemek, diğer kişinin yenilgisinde kendi yenilgini görmek… Bu kendi alışkanlıklarının öteki insanın alışkanlarına yansımasının ağırlığını düşünmeden, ortak yatağın ağırlığının, ortak hayatın, ortak ölümü hazırlamanın ve tehdit etmenin. Her zaman şöyle dedim: asla.»
Sayfa 126
Bir daha gelmemek üzere çekip gitmişti her şey...
Reklam
Okuduğum bir kitapta ölümün bir son olmadığı yazıyordu. Zira sevgililerden birinin ölümü, diğerinin cenazesi anlamına gelirmiş. Her nerede olursan ol... Kalbin kimin yanında atarsa atsın. Eğer bir gün ölürsen bil ki yalnız gömülmeyeceksin, sevgilim.
Sayfa 315 - Ephesus Bas. Yay.Kitabı okudu
Kalbi dünya sevgisiyle örtülmüş olan kişinin ilacı; Dünya ve ahiretin hakikatini gösteren yakin bir ilimdir. Ölümü göz önüne dikip aklından çıkarmamak da Kalbin kir ve pası olan dünya sevgisini temizler.
"Dinle! İnsanlar, mezarda sükûna kavuşulduğunu, mezarın ve sükûnun aynı manaya geldiğini söylerler. Eğer bu böyle ise, ben senin kucağında, şimdiden toprakta yatıyorum . Sen yumuşak bir mezarsın! Dudakların ölüm çanlarıdır, sesin bu çanların ahengi, göğsün üstümdeki toprak tümseği, kalbin tabutumdur."
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Hasan el-Benna "Eğitim" kitabında cihadın anlamını İslâm'dan anladığı şekliyle şöyle açıklıyor ve kendisine uyanların da öyle anlamasını istiyor: "Ben cihad derken; kıyamete kadar sürecek olan dînî bir görevi ve Peygamberimizin 'Kim cihad etmeden veya cihad etmeye niyet etmeden ölürse muhakkak cahiliye ölümü üzere ölmüş demektir.' hadisinden anlaşılan anlamı kastediyorum. Cihadın ilk mertebesi kalbin (inkâr edilmesi gereken şeyleri) inkâr etmesidir. En üst mertebesi ise Allah yolunda savaşmaktır. Bu ikisi arasında kalemle, elle ve zalim yönetici karşısında hak sözü söyleme gibi dille yapılan cihadlar yer alır. Her dava ancak cihadla canlılığını sürdürebilir. Yine davanın yüceliği, ufkunun genişliğine eş orantılı olarak, cihadın yüceliği artar, yardım ve desteği için gereken bedel büyür ve bu yolda çalışanların sevabı çoğalır. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor: "Allah yolunda hakkıyla cihad edin."
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.