Artık görünmüyor mevsimde hüzün
Bulutlar bir garip rüyaya dalmış
Ufukta güneşi ağlatan yüzün
Bir mültecî gibi tenhâda kalmış
Toprak yandı gülüm; çeşmeler zehir
Şimdi bilsen de bir, bilmesen de bir
Kaç kere çağırdım seni öteden
Turnalar uçurdum gittiğin yere
Bin parça eyledin kalbimi neden
Ruhum bir başına düştü göklere
Bana tebessümle bakıyor
youtu.be/syCrFt-Hxl4
Gelip geçen bir mevsim gibidir ayrılık
Bir yüreği param parça eden bir acı
Gözlerden süzülen yaşlar hüzün dolu anılar
İki sevgiliyi birbirinden ayıran bir fırtına
Sessizce gelir ayrılık sessizce gider
Kalplerde bir iz bırakır bir yara açar
Sevginin yerini hüzün alır
Birbirine uzanan eller birbirinden ayrılır
Bir özlem başlar yüreklerde derin bir boşluk
Gözlerdeki sevinç yerini gözyaşlarına bırakır
Yollar ayrılır düşler birbirinden uzaklaşır
Bir aşkın sonu gelir yeni bir başlangıç bekler
Ayrılık acı verir yürekleri yaralar
Ancak sevgiyle dolu anılar kalır geriye
Belki zamanla unutulur belki de iz bırakır
Ama ayrılığın ardından yalnız kalır
okuyuan kisileri derin ayrimlara surukleyen kitap: Masumiyet Muzesi.
kitabi okuyan kisiler ya cok seviyor ya nefret ediyor, ortada kalan bir okurla karsilsmadim henuz. ben de cok sevenler grubunda olmaktan gururla bahsedecegim. begenimin sebebi hikayeyi begenmek desteklemek degil elbette beni derinden etkilemis olmasi.
bu kitap beni askin
Küçük Prens, içerdiği birçok anlamlı sözle insanı etkilemeyi başarıyor. Çocuklardan öte yetişkinlerin okuyup kendi yaşamlarını sorgulaması gerektiğini düşünüyorum. Ama bir parça da hüzün veriyor.
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015236,4bin okunma
Hikaye seven ,sevmeyen kim varsa önce okusun sonra yorum yapsın dedirtecek #azgınvar kitabı ile geldim bugün
Bozkırdan şehire uzanan coğrafyası,insanı ile bütünleşen her hikaye bizden birer parça .Biraz hüzün ,biraz hasret ve çilekeş kadınlarımız
(。•́︿•̀。)(。•́︿•̀。)(。•́︿•̀。)(。•́︿•̀。)
Çocuk yaşta evlendirilip
Duygusuz yaşamak
Duygulu yaşamak
Hangisi daha acı bilemem feryad
Gitmiyor hüzün salmıyor dert
Koyun koyuna yatar olduk
Nereye dönsem vururlar içime içime
Ağlasam geçmiyor yazsam bitmiyor
Senden geçmiyor yol
Bitmiyor tükenmiyor nefes
Koşmak tan yoruldum
Hayat
Üstümden kalk yalvarırım artık
Ne can kaldı ne beden gömdün artık
Yaktın küllerimden ne istersin rüzgar
Rahat bırak beni ölüm
Can verdik ruh verdik beden sunduk
Ağıt lar zılgıt lar içinde kan verdik
Susuzluğunu doyuramam
Bir yarım aklım kalmış
Bin parça kalbimden
Gayri susarım artık
Gözlerinde bir parça hüzün kaldığında göğsümdeki o tuhaf sızıyı tekrar hissettim. Belki de onun üzüntüsünün kaynağıyla -seni en çok sevmesi gereken iki kişi yanında olmadan bu dünyada yapayalnız kaldığın duygusuyla- bağ kurabildiğim içindi.
Gecemin lambası yok gün doğumları olmayan bir şehirde
Düşse, düşeceğim hiç gelmediğin ömrüme...
Günlerden bir gün
Aylardan Eylül
Gecenin perçemleri günü kucakladığı vakitler
Beynimde bir hikaye kurguluyorum
Canımı acıya yamayıp yazıyorum yamalarım dikiş tutmuyor sökülüyor, haykırsam sesim boğulacak...
Harflerim dökülüyor satırlarıma hepsi