Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şairin'de dediği gibi: Kalbimin yamacında gül gölgesisin. Bir şiirlik hakkım olsa, yine seni severdim."
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Reklam
Bir kadın vardı bir masa bir sandalye ve bir de balkon. Adamda vardı orda ama ne kadar ordaydı kadın sanki tek başına gibi otuyordu balkonda sadece uzaklara bakıyor adamda bir sigarasına bir kadına bakıyor... bir sigara daha yakıyor biten sigaranın yerine sonra yine kadına bakıyor ama kadın hiç bakmıyor Kadın kadın sanki tek başına ayrı bir dünyada Ya da hayır hayır... kadın dünyada bu dünyada ama adam, adam artık onun dünyasında değil. Çok yakınlar hatta şairin dediği gibi "Ne kadar yakından ve arada uçurum" adam kadına bakıyor ve düşünüyor arada sanki bir uçurum kadın ona bakmıyor onu görmüyor hatta duymuyor bile. Oysa başka zamanlarda olmuştu işte o zamanlarda arada gerçekten uçurumlar ama çok yakındı o zamanlar kendinden bile yakındı. Ne olmuştu? Arada şimdi uçurum... Hemde bu kadar yakınken bir uçurum. Kapanır mıydı bir daha o uçurum. Umut ediyordu herhalde ikisi de istiyordu ya da ikisi de istemiyordu belki Belki de ikisi de bilmiyordu ama adam hala kadına bakıyordu kadınsa uzaklara
Uzaklık; izafi bir kavram gibi gözükse dahi şairin dediği gibidir "Suyu sevmeyen insanın, rüzgârı anlamayan, gökyüzünde bir bulutu olmayan insanın gideceği uzaklık, olsa olsa kendine sızan çaresizliktir."
Şairin de dediği gibi; Sonra aramıza şehirler girecek, Hiç karşılaşmayacağız Tesadüfler bile bir araya getiremeyecek Sonra da belki birimiz öleceğiz, diğerimiz hiç bilmeyecek
Acı, Acıyı unutturur derler ya. Yalan! İçim ayrık otu, dışım ısırgan otu. Bak ben kanıyorum. Ne acı Acıyı giderdi, ne de su sancıyı. Şairin dediği gibi "Ateş yakar, su boğarmış, çok geç öğrendim." Bir yanım yalan, bir yanım fizan. Düşman işgalinde kalan bir şehir gibiyim. ~~~Yağmalanıyorum~~~
Reklam
Unutulacağız!
"İğdebeline yağmur yağıyor, yağsın. Yüzyıllardır yağıyor ne farkeder? Fakat bundan sadece yüz yıl sonra bile Arap, ne sen ne ben ne savcı ne komiser; aynı şairin dediği gibi: Yine yıllar geçecek ve geride benden bir iz kalmayacak. Yorgun ruhumu, karanlık ve soğuk kuşatacak." 🎬 Bir Zamanlar Anadoluda - Nuri Bilge Ceylan
İçimde birşey var, şuramda sol yanımda. Şairin dediği mısraları tekrar hatırlıyorum. “Acımasaydı nereden bilecektim kalbimin yerini” bazı hisler kolay anlatılmıyor. Göğüs kafesinin dar geldiğini nefesinin sıklığı ile anlıyorsun. Nasıl geçer bu acı diyorsun; umut, umutsuzluk ve kader... hayatta insan en çok acısıyla büyürmüş ya, ben çok büyüdüm. Kendimi bulamıyor, bir kitabın içinde hastalıklı yaşayan bir karakter gibi hissediyorum. Bak yine sonbahar bitiyor bir kış daha geliyor. Bazı cümleler yine aynı yerde kaldı, kurulamıyor. Bazı yaşamlar var ama yaşanılır gibi değil. Günler bitiyor ve biz bitiyoruz...
Ümit
İçimizde bir yerlerde birikenler vardır: Umut, sevgi, beklenti, hayal(kırıklıgı), kalp kırıklığı, gönül yuvasının yıkılışı, başarısızlık, vazgeçme, umudumuzu çalanla/ kıranlar... Her şey bir baharda yeşerir ve bir yazın sonunda yavaş yavaş bitmeye yüz tutar. Acaba biz neresindeyiz bütün bu olanların? Her şey rağmen: Bir çay koy tekrar başlıyoruz, demek en makul olanıdır. Bir çay koy, bir kitap seç, dünyayı sessize al ve kendine dön. Bütün bakiyeler hep kişinin kendi cüzdanına doğrudur. Artısı ve eksisi. Şairin dediği gibi Bir gün bahar da gelir, gül de açar, bülbül de öter... Dönüş muhakkakiyettir. Ne olursa olsun; anın kıymetini bilmek, ümitvar olmak, sevgi dolu olmak, gökyüzüne bakmak, suyu izlemek, mücadele etmekten vazgeçmemek... #aet
Şairin de dediği gibi ; Kalbimin yamacında gül gölgesisin. Bir şiirlik hakkım olsa, yine seni severdim.🌹
Reklam
Bugüne kadar defaatle aldandım. Selâm vererek girdiğim yerlerden kazıklanarak çıktım. Aldanmalarım beni maddi ve manevi zarara soktu ama verdiği-aldığı selâmın hakkını verme gayretinde olmak baha biçilmez bir duygu. Allah'a karşı bu sorumluğu taşıyor olmak beni daima güvenmeye, her şeye rağmen güvenmeye teşvik ediyor. Benim olan nasılsa bana geri döner. O yüzden şairin dediği gibi: "Sen beni aldattın sanma ben sana aldandım."
Şairin dediği gibi: "Bir kalbi kazanmak ile kaybetmek arasında ince bir çizgi vardır; üslup."
İndireceğin her hayra muhtacım.
Yazıyor, siliyorum. Yazıyor, siliyorum. Yazıyor, siliyorum… Şairin de dediği gibi: “ öyle bir kelime söylesem ki diyorum, dışarıda bir başkası kalmasa.. “ :Tevbe! Rabb’im bizi nefsimizin eline bırakmasın. Nasıl da kötülüğü emrediyor pislik. Aynı delikten defalarca sokulur, kusuru kendinde aramaz. Kin ve hased ile intikam fısıltılarıyla içini kemirir durur. Herkesin sinesinde sakladıkları elbet dökülecek. Sen o günün hesabına hazır mısın ki? Orada da gerçekten şu anki gibi ego yapıp herkes haklılığımı bilsin düşüncesinde mi olacaksın? Yoksa bir kusurununun daha ortaya saçılmaması adına tüm haksızlıkları kabul mü edeceksin?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.