Yemek de boş, içmek de...
Hatta yeri gelmeden sevişmek de...
Tam zamanında öpmelisin mesela güzel gözlünü...
Tam zamanında söylemelisin sevdiğini...
Gözlerinin içine baka baka.
Tam zamanında açmalısın kapını, hayatına girmek isteyenlere...
Tam zamanında çıkarmalısın, sevginden şımarmaya başlayanları...
Tam zamanında affetmelisin kardeşini...
Biliyorsan yüreğinde kötülük olmadığını, seni gecenin üçünde arayıp da, kafasının iyi olduğunu söylediğinde.
Tam zamanında bağırmalısın, acıyınca bir yerin...
Tam zamanında gülmelisin, Kemal Sunal küfür edince filmin bir yerinde.
Tam zamanında bırakmalısın içmeyi, son kadeh bozacaksa seni ve üzeceksen birilerini ertesi gün hatırlamayacaksan.
Tam zamanında yaşlandığını hissetmeli.
Tam zamanında ölmelisin...
Iskalamak istemiyorsan hayatı.
Haydi şimdi kalk bakalım, silkin şöyle bir.
At üzerinden hayatın yorgunluğunu, vakit zannettiğinden daha az.
Haydi kalk bakalım...
Şimdi Yaşamak Zamanı...
Can YÜCEL
Bazen seni seviyorum diyemez insan, onun yerine;
•Dikkat et kendine, der
•Fazla yorma kendini, der
•Hava soğuk sıkı giyin, der
•Hız yapma dikkati git, der
•Gidince beni ara, der
•Geç yatma erken kalkacaksın,
Der, der, der durur...
Kuşlar vardır, cana benzer
Havalarda;
Soğuksa kar,baharsa yaprak;
Bir başına büyür toprakta ömrümüz ,
Güneşle yeşil elleriyle çıplak ;
Uslu ayaklarla başlamış yolculuk
Yürümez öyle bazen durulur ,
Ve iner erenler katına yorgunluk
Kapanır suskun üzere kitaplar .
Nefeslerle sürüp giden yaşamımız
Bir su kenarına gelir durur;
Ekmekten, şaraptan öte nimetler
Vardır;
Yürünmez öyle hep, bazen susulur.