Başkalarınınkine değil de sadece kendi öz kişiliğine dayanarak değer kazanmak; ya da kendini değer göstermekten vazgeçme, işte her yerde uygulayabileceğimiz paha biçilmez özlü bir vecize; zayıflara, erdemlilere, akıllılara yarayan, onları servete hâkim kılan ya da rahat ettiren özlü bir söz bir yönden büyükler için zararlı olabilir bu çevrelerini saran kişilerin ya da kölelerin sayısını kısıtlar; onları egemenlikten kurum ve azametten yoksun eder. Yaşantılarındaki gönenci ve şatafatı azaltır. İnsanları yalvarmak, başkalarını zorlamak, kışkırtmak, lekelemek, geri çevirmek, söz verip sözünde durmamak gibi şeylerin zevkinden alıkoyar; fırsat buldukça budalaları ortaya sürüp, yeteneklileri yok etmeyi önler; saraylardan hile ve entrikayı, kötü ve alçakça işleri, gösterişi, oyunu, düzeni yok eder. Fitne, fesat, kavga, gürültü dolu sarayları gülünç hatta trajik bir oyun hâline getirmeyi, olgun kişilerin de buna seyirci kalmalarını önler. İç rahatlığının yüzlerde görülmesini, özgürlüklerin artmasını, içten gelen yeteneklerle işe ve çalışmaya alışmayı sağlar. İnsanları yarışa, utku ve erdeme sürükler; topluma yük olan alçak, kuşkulu, işe yaramaz dalkavuklar yerine, tutumlu, olgun kişiler, üstün aile babaları, değerli askerler, hatipler, filozoflar yaratır. Bu işin belki de tek sakıncası, insanın mirasçılarına paradan çok iyi örnek bırakması olacaktır.