Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gerçekten güçlü kadın, kocasını haksız bile bulsa yüzüstü bırakamaz yedi yıl kürek cezasının altında... Ölüm ki, yaşamaya karşı haksız düşmenin son boğumudur; bizde, anaların ezici çoğunluğu, körpe dulluklarında çocuklarının üstüne başka erkek getirmezler. Mahpusluk da bir çeşit ölümdür. Mahpus adamla, ‘Ben haklıyım, sen haksızsın’ davası görülmez. Bunlar hep, herifin dışarı çıkmasına bırakılır. Nermin Hanım, bana kalırsa, çok haklı olduğu halde bu açıdan gene de haksızdır.
“Başkalarını cehennemden kurtarmak için onlara işkence etmenin doğru bir yol olduğu savunuluyordu; çünkü başkalarını doğru yoldan saptıran, acı çekmelerine yol açan bir dinsizin bu korkunç davranışını önlemek için yeryüzünün en kıyasıya işkenceleri bile az görülürdü.”
Sayfa 83 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Gidemiyordum. Ben bir insan sevdiğinden nasıl gider bilmiyordum. Sahi birlikte onca yol yürüdükten sonra nasıl yürünüyordu yalnız?
Bendeki yorgunluğu bağışla rabbim; bir yol derdinde eskidim,yolda bile değil.
552 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Oyunun içinde oyunlar
"Hepimize iyi şanslar!" Bu kitap hakkındaki incelememi geleneksel bir Fremen selamıyla başlatıyorum. Frank Herbert'in bilim kurgu romanları çok geniş bir zaman dilimini ve birçok karakteri kapsar. Romanın temaları felsefe, din, psikoloji, siyaset, çeşitli teknolojiler, astronomi, genetik ve daha fazlasını içerir. Yani, yazar bu
Dune Çocukları
Dune ÇocuklarıFrank Herbert · İthaki Yayınları · 20214,073 okunma
doğunun geçitleri
çok uzun anlatmak gerekti ve biz, sadece imâ ile geçtik 'yol verin sevdaya' gördük ve yol verdik acıdan kalkıp acıya varan bir yol gibi kendini göstere göstere
Reklam
Kendini yaşamak
Saldırgan eğilimli insanların olumlu duygular taşımadığı söylenemez. Üstelik, kendilerine saldırılmakta olduğuna inandıklarından, olumlu duygularının karşılık görmediğinden yakınırlar. Bu tür insanların yok yere başlattıkları savaşlara katılmak, kendimizde de bir öfke birikiminin var olduğunun göstergesidir. Bir savaş başlatmak isteyen insanın bu oyununa katılmamayı başarabildiğimizde, karşı taraf kendi senaryosunu gerçekleştirmek için bir süre daha kışkırtıcı davranışlarda bulunabilir. Ama kararlılığımızı sürdürebilirsek korkusu giderek azalır ve sonunda kendisine ulaşabilmemizi sağlayacak yol da açılmış olur. Yıkıcı senaryolara katılmamayı başarabilmek etkin olma kavramının en önemli boyutlarından biridir. Ama pek çok insan için saldırganlık ile etkinlik eşanlamlıdır.
doğunun gurbetleri
akşam en güzel masaldır iyi anlatılırsa doğru olan herşeyde biraz öfke, biraz yılgınlık vardır der, bir kıssa câm incelince şarap da incelir yaşam acıdan kırmızıya ölüm hüzünden beyaza ve bir gül gelirse bu yol ayrımından gelir mutlaka ve nasılsa kendi elimizle kurduğumuz gurbetten daha zor bir sürgün yoktur yaşasak da, yaşamasak da umuda ve sonbahara hüküm ki: gülün saltanat devrinden ne sevdikse bugünden ve ne kaldıysa dünki acıyı yakuta döndürsün hüznü döndürsün elmasa akşam en güzel masaldır çünki iyi anlatırsa
Sen eşsizsin, ruhun eşsiz. Parmak izinden kalbine, hücrelerine kadar tüm bedenin benzersiz yapıdadır. Bozulan televizyonunun yerine aynısını koyabilirsin, çok sevdiğin o şekerlemeden dolabında onlarca adet bulundurabilirsin. Ama senin yerini kimse dolduramaz. Hakikat anlayışın da bu şekilde olmalı. Hakikati ortalama yollarla bulamazsın. Başına gelecek eşsiz bir şey sana yol gösterecektir ve bir daha da gerçekleşmeyecek bir şey bu. Sen sadece buyur et.
Ortaçağ Avrupası:
1500'lerde Avrupa'yı sarmış olan belirsizlik, kargaşa ve çalkantı ortamında, yerleşik düzeni sürdürmenin bütün bildik araçları iflas et­miş durumdaydı. Din reformcuları Katolik inancını sarsıyor, Protes­tan tarikatları Papa'nın otoritesinden, tespih çekme gibi en sıradan pratiklere kadar her şeyi sorguluyor; taşbaskı resimler ise, bu kuşku ve saldırıları, her yana en sıradan insanın bile anlayacağı biçimde ya­yıyordu. Almanya, Fransa ve İskoçya'da prensler arasındaki dinsel görünümlü iktidar kavgaları, bir prensin iktidardan düşüp yerini he­men bir yenisinin almasına, buna bağlı olarak da bir inancın yerine bir diğerinin geçmesine yol açıyor ve sonuçta tüm prenslere ve inançlara karşı kuşku duyulmasına varıyordu. Ekonomi alanında, yerel pazarların ve ticaretin yerini adım adım hanedanların koruma­sı altındaki büyük ticaret merkezlerinin ve tekellerin alması, kentler­deki eski egemen kesimin dayanağı olan ekonomik zemini yok et­mekteydi.
Reklam
Ellerimi birbirine kenetleyerek uzaklara baktım. Kalbim acıyordu ve bu acıyı bastırmak için tek bir yol bile bulamı­yordum.
Sayfa 202 - Arkadya Yayınları - 1. Baskı: Kasım 2013 - İngilizceden Çeviren Duygu ParsadanKitabı okuyor
Dediler: "Ey Şems, kader nedir?" Dedim: "Kader; yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergâh bellidir. Ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse, ne hayatın hâkimisin ne de hayat karşısında çaresizsin. Bir anlamda, zahirde muhtar, hakikatte mecbursun." Öyleyse kader kaçınılmaz olan değil, beklenmeyendir. Her insan, kendinin kaderidir. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın.
12. yüzyılda Arap kültürüyle ilişkiye geçilmesi, simya ve astroloji gibi alanlara yeni bir ilgi duyulmasına yol açtı. Bunlara "do­ğal büyü" deniyordu ve artık köylülerin batıl inançları olarak kü­çümsenmeleri mümkün değildi. Ama bunun ötesinde, Kilise'nin res­mi tutumunun değişmesine asıl yol açan, sapkın akımlara karşı mü­cadele ihtiyacı oldu.
Talas Savaşı kültür tarihi açısından da önemli gelişmelere yol açmıştır. Çin’de keten ve kenevirden imal edilen kağıt bu savaşta esir alınan Çinliler vasıtasıyla Çin dışında ilk defa Semerkand’da imal edilmiş, 794 yılında Bağdat’ta bir kağıt imalathanesi kurulmuş, bunu Mısır’daki imalathaneler takip etmiştir. 9. yüzyıldan itibaren Endülüs’ten Hindistan’a kadar bütün islam ülkelerinde kağıt yapımına başlanmıştır. Nitekim kağıt Avrupa’ya Sicilya ve Endülüs üzerinden girmiştir.
Sayfa 233Kitabı okudu
sonbaharda bir yol gibi: tertemiz süpürülür süpürülmez yeniden kurumuş yapraklarla örtülür.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.