Münzevi

Biliyoruz ki, devlet, milletin kendisidir. Milleti, idare edenler devlet değildir. Çünkü irade milletindir.
Reklam
Her istenmeyerek yapılan çalışma sert ve ağır gelir. İnsanın çalışmaktan hoşlanması ve zevk alması için mesleğini yeteneklerine uygun ve kuvveti ile orantılı olarak seçmiş olması gerekir. Bu nedenle, gençlikte en önemli mesele, meslek seçimidir.
Ancak, insan, yalnız hürriyet aracı olarak servete sahip olmalıdır. Yoksa serve- te esir olmak için değil...

Reader Follow Recommendations

See All
1- Başkasına olan bir iyilik bize de iyiliktir; başkasına olan kötülük bize de kötülüktür. Bu sebeple iyiliği sevmek ve kötülükten kaçınmak gerekir. 2- Yaptığımız işler, çevremizde sevinçler veya acılar halinde yankılar uyandmr, bu durum bize vicdani görevleri duyurur. 3- Bağlılık, bizi başkalan için hoşgörülü yapar. Çünkü başkala- nmn kusurlannda bizim de istemeyerek çoğunlukla birlikte suçlu olduğumuzu gösterir. Özetle, bağlılık, “herkes kendi için” yerine, "herkes, herkes için" düşüncesini koyar. Bu düşünce, toplumsaldır, millidir, geniş ve yüksek anlamıyla insanidir.
Basın özgürlüğü bakın yüz yıl öncesinden nasıl tarif edilmiş :
Basının, halkın hayatında ve Cumhuriyetin ilerlemesi ve gelişiminde sahip olduğu görevler yüksektir. Basının, tam ve geniş hürriyeti iyi kullanması konusunun hassas olduğu kayda değerdir. Her türlü yasal kayıtlardan önce, bir kalem sahibi, ilme, ihtiyaca ve kendi siyasi görüşlerine olduğu kadar vatandaşlann haklarına ve ülkenin - her türlü özel görüşlerinin üstünde olan - yüksek menfaatlerine de dikkat ve saygı göstermek manevi zorunluluğundadır. Bu zorunluluktur ki, genel düzeni sağlayabilir. Bununla birlikte, basın serbestîsinden meydana gelecek kötülükleri, ortadan kaldıracak etkin araç, asla geçmişte olduğu gibi basın hürriyetini bağlayan bağlar değildir. Aksine, basın hürriyetinden doğacak zararları ortadan kaldırma aracı, yine basının kendi hürriyetidir.
Reklam
Şüphesiz, düşüncelerin, inançların başka başka olmasından, şikâyet etmemek gerekir. Çünkü bütün düşünceler ve inançlar, bir noktada birleştiği takdirde, bu hareketsizlik belirtisidir. Öyle bir durum elbette arzu edilmez.
Hoşgörü o kimsede vardır ki, vatandaşının veya herhangi bir insanın vicdani inanışlarına karşı, hiçbir kin duymaz; aksine saygı gösterir. Hiç olmazsa, başkalannın, kendininkine uymayan inanışlarını bilmemezlikten, duymamazlıktan gelir.
Türk baskı ve esaret zincirlerini parçalayabilmek için iç ve dış düşmanlar karşısında hayatını ortaya attı; çok kanlı ve tehlikeli mücadelelere girdi; sayısız özverilere katlandı; başanlı oldu, ancak ondan sonra hürriyetine sahip oldu. Bu sebeple hürriyet Türk'ün hayatıdır.
Hak ve Görevi Hukuk Kuralları Belirler, Devlet Uygular
Yaradılış itibariyle her insan, içinde yaşadığı toplumda hayatın en mutlu, en kolay, en tatlı taraflarının kendisine düşmesini ister ve en kuvvetli olan, kendisinden zayıf olanlan hiçe sayar. Bunun sonucu, huzur, rahat, güven ve düzen içinde yaşamak olanaksızlığıdır. İşte insanlar arasında, kavga yerine birbirine yardım, karşılıklı saygı, düzen koyan, herkese haklarını ve görevlerini tanıtan hukuk kuralları ve bunların istikrar bulmuş bir şekilde uygulanışıdır. Bu iş ancak, devlet örgütünün ve kuvvetinin bulunması sayesinde mümkündür. Devlet, herkesin haklarını ve görevlerini belirler; hiç kimse belirlenen sınır dışında bir hak iddia edemez. Bunun gibi, kendisi de fazla hiçbir görev ile yükümlü tutulamaz.
İnsanlar, sosyal hayatta haklardan ve görevlerden örülmüş bir ağ içinde düşünülebilir, insanlar, insan kaldıkça bu ağdan çıkamazlar. Şunu da bilmelidir ki, bu söylediğimiz esas, insanlığın tarihine oranla yenidir ve hatta denilebilir ki, bu esas istenildiği derecede tam, kesin, salt olarak bütün insanlığın ruhuna henüz girmemiştir.
Reklam
Haklann en birincisi, yaşamak hakkıdır. Diğer bütün haklar ve bu haklara karşılık görevler, hep yaşamak hakkına dayanır. Bugünkü hukuk, insanları, her kim olursa olsun, hangi ülkede bulunursa bulunsun, yaşamak hakkına sahip sayar. Şüphesiz, bir insanın yaşamak hakkı onu diğerlerinin yaşamak hakkına saygı göstermek göreviyle bağlar.
Türkiye’de Cumhuriyet Nasıl Kuruldu?
Abdülhamit Yönetimi 1877’den 1922 senesine kadar geçirilen bütün milli felaketlerin ya doğrudan doğruya sebebi veya başlıca hazırlayıcısıdır.
Türk Milliyetçiliği
Türk milliyetçiliği, ilerleme ve gelişme yolunda ve uluslararası görüşme ve ilişkilerde, bütün çağdaş milletlere paralel ve onlarla aynı uyumda bir ahenkte yürümekle birlikte, Türk toplumunun özel yaradılışını ve başlı başına bağımsız kimliğini korunmuş tutmaktır.
Ancak önemle dikkatli bakışlarınıza sunmalıyım ki; vatandaşın en büyük görevi, aynı zamanda en kutsal hakkı, seçme hakkıdır. Devlet binasının temeli olan, Büyük Millet Meclisi halinde toplanan milletvekillerini, vatandaşlar seçer ve böylece devlet kurmakta sahip olduğu irade ve egemenliğin sahibi olduğunu gösterirler.
Atatürk, vatandaşı, milletin bir bireyi olarak aile, toplum ve devlete karşı görevli sayarken “milletin, medeni insanlığın bir ailesi olması görüşünden bütün insanlığa karşı bir takım görevleri" olduğuna özellikle dikkat çekmek istemiştir.
177 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.