_Gazeller_ _Keşke uyuyabilseydim de, rüyada yüzünü gösterseydin. _Ey bütün maddî varlığından kurtulup, sadece baştan ayağa nür olan azîz varlık, yıldızlar bile seni görüp kendilerinden utanıyorlar. Senin cevherin kuyumcuda müşterilerce pek beğenildi. Yani asaletine, rühî güzelliğine, Hakk aşıkları hayran oldular. _Avareliği, bir bir şerbet gibi
( Eleştirel bir Bakış )
_Dinde zorlama yoktur. (Bakara 256) _Ama, kim İslamdan çıkıp başka bir dîn'e yönelirse sapkındır ve af yoktur. (İmran 90) _Çünkü, tek gerçek din islamdır. (İmran19) _İslam dışı tüm inançlar batıl ve sapkınlıktır.(Hadis) _İslam hakim gelene kadar kafirlerle savaşın.(Enfal39) _Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. (Saff 8)
Reklam
Ben onu çaresizlikler arasında sevdim. Ben onu;silahlara, köpeklere, kendini insan sanan hayvanlara rağmen sevdim. Ben onunla sanki hayatıma yeniden başladım. Sildim geçmişi, acıları. Elimden tut dedi, tuttum. Bırak dedi, bıraktım. Öl deseydi ölürdüm ama öl demek yerine beni öldürmelerini söyledi başkalarına. Oysa öl deseydi acısız olurdu. İçim bu kadar acımazdı. O bana söz vermişti, gitse de, bitse de beni hep sevecekti. Başka çaresi yoktu. Beni çaresizliğe terk etti. Diliyle, bu pisliklerden kurtul git derken, gerçekte beni pisliklerin içine itti.
Şems bunu duyunca sessiz bir ah etti ve sonra bana bir hikâye anlattı. İki seyyah bir şehirden diğerine gidiyormuş. Derken yollarının üstüne taşkın bir dere çıkmış. Tam suyu geçecekler, az ötede korkudan tir tir titreyen yapayalnız ve gencecik bir kadın görmüşler. Adamlardan biri hemen kadının yardımına koşmuş. Onu sırtına almış, suyu öylece aşmış. Sonra kadını derenin öte yakasında yere bırakıp iyi günler dilemiş. Böylece yollarına devam etmişler. Ancak yolun kalan kısmında öteki seyyahın ağzını bıçak açmamış. Suratından düşen bin parça. Somurttukça somurtuyor. Birkaç saat böyle surat astıktan som-a suskunluğunu bozup şöyle demiş: "Ne demeye o kadına yardım ettin? Bir de üstelik ona dokundun. Seni ay artabilir dil Baştan çıkarabilirdi! Erkekle kadın böyle temas etsin, olacak iş mi! Ayıp yahu! Olmaz, bize yakışmaz!" Kadını sırtında taşıyan seyyah sabırla gülümsemiş: "iyi de dostum, ben o genç kadını derenin karşısına geçirip orada bıraktım; sen ne demeye hâlâ taşırsın?" "Kimi insan böyledir" dedi Şems. "Kendi korkularını, önyargılarını başkalarına yansıtır ve onlarda gördüğünü sanır. İşte asıl yük budur. Zihinlerini zanlarla doldurur, sonra da bunca ağırlığın altında eziliverirler. Babanla aramızdaki ba- ğın derinliğini anlayamayanlara söyle, önce kendi zihinlerindeki kiri pası temizlesinler!"
Sayfa 261Kitabı okudu
Ana-Baba
"Evet, yaşadım ve o nedenle Oya Baydar'ın sözünü ettiği duyguyu çok iyi anlıyorum." Kitabın işaretlenmiş diğer sayfasını önüne koydum: Oğlum orada kaldı.Zaten evden ayrılmış, bizi bırakıp gitmişti.Uyuşturucu bağımlısıydı.Bunu sana söylemek bile ağır geliyor.Sanki kötü bir melodram anlatır gibi..Bu yüzden kendimi hiç affetmiyorum.Suçlu bizdik, onu çok yalnız bıraktık.Hayatımızdan, ona hak ettiği payı ayırmadık.Üstelik de bunu devrimcilik belledik.Bütün bunların ayrımına vardığımızda, arık çok geç kalmıştık.Demin, sen kızından söz ederken ben de Eylül'ü düşünüyordum.Oğlumun adı Eylül'dü.İçimde bıçak yarası gibi duruyor.(...) Arif bey okuduktan sonra bir süre sessiz kaldı, düşündüğü belli oluyordu.Daha sonra, "İnanılması zor, ama gerçek; kendine muhtaç küçük oğlunu ihmal ederek gelecekteki neslin çocuklarını kurtarmaya çalışan bir anne.İdeoloji insanlara neler yaptırıyor!" dedi.
Sayfa 290Kitabı okudu
Zalim Turna Oyuna Gelir
Evvel zaman içinde Bodisat, bir nilüfer göletinin kena- rında yetişmiş bir ağacın koruyucusu olarak bir ormanda dünyaya gelmişti. O zamanlar, kuraklık mevsiminde malum göletin suyu çekilirdi. Bu küçük gölette bir sürü balık yaşardı. Bir turna ise bu balıklara dikmişti gözünü: “Şu balıkları bir şekilde oyuna getirip avlamalıyım.” Turna, suyun
Reklam
63 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.