Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Vahşileşelim mi biraz?
Roger Vaillant'ın yazdığı oyundan oynamak istiyor musunuz? Söyleyelim mi hepimiz birbirimiz hakkında bildiklerimizi? Kabul ediyor musunuz bu oyunu oynamayı? Vahşileşelim mi biraz? Karşınızda duranı en dibine kadar anlamak vahşiliktir çünkü. Anlasınlar mı içinizde olup biteni? Anlatsınlar mı anladıklarını? Nasıl oynamak istiyorsunuz bu oyunu? Nereye kadar oynamak istiyorsunuz? Doğallığınızı vahşet çizgisine kadar uzatabilecek misiniz? Siz vahşileşirken bir başka vahşi hayvanın da size yaklaştığını gördüğünüzde vahşetinizi sürdürebilecek misiniz? İçtenliği sizden bir adım öteye taşıyacak, açıksözlülüğü sizinkinden bir cümle daha uzağa götürecek, sizin anlaşılmasını istediğinizden bir nebze daha fazlasını anlayacak birisiyle karşılaşmaya hazır mısınız? Anlaşılmak istiyor musunuz? Gerçekten anlaşılmak? Ya her şeyi biliyorsam hakkınızda?
Karanlıkta Sabah Kuşları
Karanlıkta Sabah Kuşları
Sustuklarımı duyan olmadı henüz:((...
"Saniyeler bir bir geçiyor ömrümüzden. Bu saniyelerin birçoğunu hiçbir şey yapmamakla, geri kalanını da yapmamız gereken şeyler dışındakileri yaparak geçiriyoruz. Sesimi duyan kimse yok mu? Her gün bir parça daha öldüğünü, biraz daha bir şeyleri bilmeyi kaçırdığını hisseden? Halinin farkında olan, halimi anlatmadan bilen kimse yok mu?
Sayfa 38 - Hayy KitapKitabı okuyor
Reklam
Biraz daha buyum biraz daha Karayı kaldırın mavi koyun umudumu götürmeyin
Bireysel kişilik olarak düşündüğümüz şeyin büyük bir kısmı, kişilerin yoğun etkileşim ritüellerinin enerjisini ne kadar taşıyabildiğinden oluşur; bu enerjiyi en çok taşıyabilen kişiler karizmatiktir; biraz daha az yoğun olanlar, etkili liderler ve yıldızlardır; duygusal enerjinin orta düzeyde yüklenmesi, pasif bireyler ortaya çıkarır ve etkileşim ritüeline katılımı çok az veya başarısız olanlar içine kapanık ve bunalımlıdır.
114 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Dil bilgisi ve edebiyatın önemi
Okuma alışkanlığı kazanmaya devam ediyorum ve 7 günde 100 sayfalık ( daha önceki kitabım 150 sayfaydı ve 19 günde okumuştum ) okudum. Merak ediyordum bu kitabı . Şiir sanatı üzerine güzel bir çalışma olmuş . Benim bilgisizliğimle biraz anlamadığım ( kitapta açıklamalar kısmı var alt notlarda açıklamalara yönlendiriyor 85 . Sayfadan başlıyor ayrıca dizin kısmında bazı eski Yunanca sözcüklerin anlamları da yazıyor, ne yazık ki çok geç fark ettim ve bir anlamsızlık tufanının içinde kaldım kitabın ilk sayfalarında sunuş kısmını okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum . ) çok yeri var . Kitapta baya bir eserin adı ve alıntısı geçiyor . Homeros'tan ilyada ve odysseia . Sophokles'den kral oidipus , elektra, aias, antigone . Aristophanes'den hippeis( atlılar ) ve daha bir çoğu. Genel manada pek anlamayıp okumaya devam etsem de biraz ufkum genişledi . Baht dönüşümünden , 5 sorunun 12 çözümünden , destan ile tragedya arasında ki farka vb bir cok konuyu gördüm . Tekrar okursam daha bilinçli bir şekilde okuyacağım bir kitap olur bu kitap .
Poetika
PoetikaAristoteles · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,844 okunma
Yarın
"...gün batarken gittikçe biraz daha üzgün, ertesi günde olmak istiyordu."
Reklam
"Evet Fikret'in gözleri kitaplarda değil ufuklarda dolaşıyor. Ufuklardan yorulunca kendi ruhuna dönüyor. Düşünceleri biraz duygularına ve daha çok hayallerine dayanır. Bence o kelebekler, çiçekler, dereler ve bülbüller şairi değildir. O okyanuslardan daha derin bir sanatçıdır." Cenap Şahabettin
536 syf.
8/10 puan verdi
·
16 saatte okudu
Christian is that you?
Selamlar, ben Leyla. O kadar tatlı bir hikayeydi ki! Tamam, kabul edelim, klişeler klişesi bir konuya sahipti, ancak hangi hikaye klişe değil ki? Esas önemli olan, yazarın klişe hikayeden neler çıkarmış olması. Ben, (
E. L. James
E. L. James
)'in kalemini çok sevdiğim için bayılarak okudum. Maxim o kadar kibar, o kadar beyfendi bir erkekti ki, Christian Grey yanında halt etmiş. Maxim, Christian’ın törpülenmiş hali gibiydi; ikisi de benim bebeğim ama Maxim’i tercih ederim. Kdkdkd 21. yüzyıl lordum benim Alessia kelimenin tam anlamıyla ürkek bir ceylandı. Yaşadığı şeyler geldiği ülke alıştığı gelenekler kendisini öyle şekillendirmiş olabilir ancak keşke karakterimize biraz daha derinlik verilseydi. Umarım ikinci kitapta gelişimini daha çok görürüz. Ülkesinden kaçan hizmetçi güzel kız, yakışıklı patronunun evinde çalışmaya başlar ve konular gelişir. Ancak Alessia’nın karanlık geçmişi, ikilimizin peşini bırakmayacaktır. Konusu bu kadar, ama siz bir de içini okuyun. O kadar minnoşlardı ki, kalbim sıcacık oldu. Karakterlerin birbirlerine duyduğu aşktan kaçmamaları beni çok mutlu etti. “Aşık oldum, ne yapacağım, dur terk edeyim” triplerine girmemeleri ve özgürce sevgilerini kucaklamaları hoş bir değişiklikti. Maxim’in bölümleri birinci tekil ağızdan, Alessia’nın ise üçüncü tekil ağızdan yazılmış. Bu, karaktere nesli tükenen hayvan havası vermiş. Keşke kızı da kendi ağzından okusaydık olayları.
Beyefendi
BeyefendiE. L. James · Doğan Kitap Yayınları · 2020258 okunma
Ünlü bir sporcu, arabasına binmek üzereyken yanına bir kadın yaklaşır. Sporcuya küçük bir bebeğinin olduğunu, bebeğin çok hastalandığını ve hastane masraflarını karşılayamadığını, onun her gün biraz daha ölüme yaklaştığını anlatır. Kadının anlattıkları sporcuyu etkiler. Hemen çek defterini çıkan ve yüklüce bir para meblağı yazarak kadına verir ve umarım bebeğinin iyi günleri için harcarsın der. Sporcu ertesi gün kulupte öğle yemeği yerken yanına bir arkadaşı yaklaşarak geçen gün çocuklar, bir kadının sizinle konuştuğunu ve o kadina yüklüce bir çek verdiğinizi söylediler der. Ünlü sporcu, Evet ne olmuş der. Arkadaşı, O kadın bir sahtekar, zengin kişilere yaklaşıp hasta bir bebeği olduğunu söyleyerek para koparırmış. Korkarım sizden de koparmış der. Sporcu büyük bir sevinçle, ‘’Öyle mi, yani ölümü beklenen bir bebek yok mu? İşte bu hafta duyduğum en güzel haber bu.'’ der.
Hayal
Kalın gövdeli, uzun ve yaşlı ağaçların koyu ve serin gölgeliğine kurulmuş bir hamağa uzansam, yanı başımda, dışı buğulanmış, ağzına beyaz dantel bir örtü örtülmüş bir sürahide, içine limon kabuklan rendelenmiş limonata olsa, ağaçların bittiği yerde, iri taneleri güneş ışıklarıyla bal rengine dönmüş üzüm salkımları taşıyan bir bağ uzansa. Bir guguk
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.