Giriş
Birçoğumuz bilir kendi iradesi dışında, bir senaryodan habersiz olarak bu mekâna gelişimizi. Yoksa o senaryoyu okuduk da o yüzden mi bu dünyaya ilk gelişimizde ağlıyoruz? Gidişimizde de ağlayanlar olduğu gibi… Yoksa mutluluk insan için bir yardımcı unsur mu? Ne olacağımızı bilerek yaşarken dengeyi sağlamamız için bizi kolumuzdan tutan. Mutluluğun yanında bir de huzur var tabii. Bazılarımız için uzun süre yanında olup, bazılarımız için de fazla teşrif etmeyen. Gördüğümüz zaman gevşediğimiz unsurlar değil mi bu iki unsur. Nasıl da severiz değil mi? Gördüğümüz zaman onları. Görmediğimiz zamanda da arkasından konuştuğumuz unsurlar.
Sayfa 13 - Ateş yayınlarıKitabı okudu
“Çok fazla hissetmek” diyarında yaşamak çok acı verici ve “hiçbir şey hissetmiyorum” diyarında yaşadığımızdaysa hayatta değilmişiz gibi hissedebiliyoruz. Bununla ilgili üzücü olan şey -acımızı uyuşturmak amacıyla duygularımızı kesen birçoğumuz için- sadece acıdan daha fazlasını kesiyor ve iyi duyguları da kaybediyoruz. Brené Brown, çalışmasında seçici olarak uyuşamayacağımızı açıkça ifade ediyor. Kötüyü uyuşturmak için aynı zamanda iyiyi de uyuştururuz. Hissetmekten korktuğumuzda, sadece hissettiğimiz acının derinliğini değil, aynı zamanda neşenin yüksekliğini de sınırlıyoruz.
Sayfa 235Kitabı okudu
Reklam
İngilizler ve soğukkanlılık! Bana kalırsa burada çok önemli bir unsur gözardı ediliyor: İngiliz insanının doğayla olan sürekli bağlantısı. Bence doğaya duyulan bu yakın ilgi, doğayla olan diyalog onu rahatlatıyor, sakinleştiriyor. Birçoğumuz gibi ben de uzun süre İngiliz'in yaşamında en çok evini sevdiğine inanmıştım. Gerçekte ise bir İngiliz en çok bahçesini seviyor.
Sayfa 296 - Everest YayınlarıKitabı okudu
“Bağımlılık” ürkütücü bir kelimedir. Akla kollarına iğne saplayıp kendilerine hiç şüphesiz zarar veren eroinmanları getirir. Bu kelimeyi sevmeyiz ve erkeklerle ilişkimizde bu kavrama başvurmak istemeyiz. Ama birçoğumuz “erkek bağımlısı” olmuşuzdur ve diğer bağımlılar gibi bundan kurtulmaya başlayabilmemiz için öncelikle sorunumuzun vehametini kabul etmemiz gerekir.
Kişi yetişkin hayatına atılmaktan korktuğu için üçüncü üniversitesini okumayı planlıyorsa, benzer bir şekilde hayatı­nı kısıtlama yoluyla daha güvenli kılmaya çalışmaktadır. Birçoğumuz, son derece zeki­ce, toplumun onayladığı, hatta çok takdir ettiği yollarla kendimizi bağımlı kılarız; sırf seçmiyormuş gibi yapmak için.
Bir hesaplaşma olacağına, bütün adaletsizliklerin yerini bulup yaptıklarımızın sorgusuz sualsiz doğruluğunun görüleceği, haklı gerekçelerimizin dünya üzerinde birer alev gibi parlayacağı o günün geleceğine tüm kalbimizle inanıyoruz. Ama yanılıyoruz: Hesaplaşma günü diye bir şeyin olmayacağını iyi belle, belki anca kazara.. O kadar çok kolay kazara yaşanıyor ki birçoğumuz için hesaplaşma gününün bir temenni, hatta bir beklenti haline gelmesi abes değil. Fakat düzensizce öleceğiz, her şeyin kaos içinde olduğunu yansıtır şekilde, layıkıyla hazır olmadığımız bir anda, darmaduman bir halde, çoğu mesele çözülmemiş ve hesaplar kapanmamışken öleceğiz..
Reklam
573 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.