Hangi dönemde yaşarsak yaşayalım iyi nedir, kötü nedir, doğru nedir, hakikat nedir gibi temel sorular sürekli olarak kendine yer bulacak ve cevaplanma ihtiyacı duyacaktır. Aslında birçoğumuz bu soruları başkasından duymuş olduğumuz hazır cevaplarla yanıtlıyoruz. Kendi zihnimizle, kendi el emeğimiz göz nurumuzla açığa çıkmış olan doğrular değil sahip olduğumuz cevaplarımız. Birçok görüş, başkasından hazır alınmış bir kıyafet gibi duruyor üzerimizde. En küçük bir yırtılmada ne yapacağımızı bilemiyor, nasıl dikip tamir edeceğimiz konusunda hiçbir fikir yürütemediğimiz için de büyük çapta bir kriz anı yaşıyoruz. Çıkmazımız da işte tam olarak bu noktada başlıyor.
Platon - İnsanın Kendini Yenmesi En Büyük Zaferdir
Platon - İnsanın Kendini Yenmesi En Büyük Zaferdir
128 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
Merhabalar kıymetli okurlar... Kitabın içeriğiyle ilgili çok güzel incelemeler yazılmış. Ben kitabın bende uyandırdığı duygulardan bahsetmek istiyorum. Doğayı her haliyle (en çok ilkbahar) seven biri olarak kitabın kapağına bayıldım. İnsanın da sonbaharı, ilkbaharı oluyor. Önemli olan yapraklarımızı döktüğümüzde zorluklarla sınanırken ve
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202335.4k okunma
Reklam
Birçoğumuz karanlıktan olduğu gibi ışıktan da korkarız. Birçoğumuz kendi içimize bakmaya korkarız, ve korku bize o kadar kalın duvarlar ördürür ki artık gerçekte kim olduğu­muzu hatırlamayız.
"Birçoğumuz en büyük üzüntülerimizi ve arzularımızı gizleyebiliriz. Her gün böyle yaparak hayatta kalırız. Acı orada değilmiş, yaralar yerine yara izlerinden oluşuyormuşuz gibi davranırız."
Sayfa 450Kitabı okudu
216 syf.
·
Not rated
·
Read in 7 days
Kapağı bende merak uyandıran bir kitaptı. Sonunda okuyabildim. Bende iz bırakan kitaplardan biri oldu. Birçok derin anlam barındırmasına rağmen anlatımı oldukça akıcı, sürükleyiciydi. Veronika, aslında birçoğumuz gibi hayatı sıradan yaşayan, neşeli, genç bir kız. Bu monotonluktan sıkılıp hayatını sonlandırmaya karar veriyor. Macera da böylece başlıyor. Ahlaki değerlerin her şeyin üstünde olduğu bir toplumda,aslında ne kadar baskı altında yaşadığımızdan bahsediyor kitap. İçimizden gelen her şeyi yapabilecek kadar özgür olsak ne kadar güzel olurdu. Oysa hepimiz düşünerek hareket ediyor, konuşuyor,yiyip içiyoruz. Her şeyi olması gerektiği gibi yapmak zorunda hissediyoruz. Keşke sorgusuz sualsiz yaşayabilsek, tertemiz delirsek :) Bu kitap sizi deli olmaya özendirecek. Ne zaman öleceğimizi bilseydik eğer, hayatı hala böyle sıradan yaşamaya devam edebilir miydik? Son 1 haftanız, 1 gününüz, 1 saatiniz kalmış olsaydı ne hissederdiniz? Her fırsatta şikayetçi olduğumuz hayata aslında nasıl da müptelayız. Farkına varmamı sağlayan bir kitaptı. Etkisinde kaldığım bir kaç alıntıyla bitirmek isterim: “ Yaşamı boyunca pek çok kez farketmişti Veronika, tanıdığı bir sürü insan başkalarının başına gelen korkunç olaylardan sanki gerçekten üzgünmüş ve yardım etmek istiyormuş gibi söz ederlerdi, ama işin gerçeği, başkalarının acılarından zevk aldıklarıydı; çünkü böylece kendilerinin şanslı ve mutlu olduklarına inanabiliyorlardı.” “Taştan fışkıran bir pınar ol, suyu tutan bir kuyu olma.”
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 202078.9k okunma
JEREMY BAILENSON Yaygınlaşan evden çalışma koşullarının insan sağlığını nasıl etkiledigini inceliyor. “Birçoğumuz kalabalık önünde konuşmaktan çekinsek de pandemide görüntülü aramanın yaygınlaşması dinleyicileri konuşmacı hâline getirdi,” diyor, Stanford Üniversitesi Sanal İnsan Etkileşimi Laboratuvarı kurucu yöneticisi Jeremy Bailenson. “COVID–19 öncesinde saatler süren görüntülü aramaların zihinsel sağlığı nasıl etkileyebileceğine dair yapılan çalışmalar çok azdı,” diye ekliyor. Artık laboratuvarı uzaktan çalışan binlerce kişiye anket yaptığı için görüntülü aramaların hangi yönlerinin insanları tedirgin ettiğini listeleyebiliyor –ve bu etkileri hafifletmenin yollarını önerebiliyor. “Kullanıcıda tedirginlik yaratan kaynaklardan biri, gerçek zamanlı olarak kendi görüntüsünü görmesi; bu nedenle video akışı gizlenmeli,” diyor Bailenson. Diğer stres etkeni ise, insanların ekranda kapladığı alan. Tipik bir birebir görüşmede karşınızdaki kişiyle aranızdaki uzaklık 60 santimetreden az görünüyor ve bu rahatsız edici ölçüde kısa. Görüntülü arama ortağının sanal ortamda kişisel alanı işgal etmesini önlemek için maksimum kafa büyüklüğü belirlenmesini öneriyor Bailenson. Sonuç: “Zoom gibi firmaların görüntülü toplantıları kolaylaştırmasına minnettarım. Yalnızca tasarım seçimlerinin sosyal etkileşim ve sağlık üzerindeki etkilerine biraz daha dikkat edilmesini istiyorum.”
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.