Her yere, her şeye yetişemeyen hatta kendini bu dünyaya, insanlara bile ait hissedemeyen Pavese'yi bu eserinde fazlaca görüyoruz. Belki de intihar etmeden önceki son romanı olması dolayısıyla birazda Pavese'nin kendini romandaki kişilere az da olsa eklemiş gördüm. İkinci Dünya Savaşı sonrası yaşanan geçimsizlikler, insan hayatı, siyasi olaylar yanı sıra Pavese'nin baş karakteri kimsesiz bir çocuk olarak tasvir etmesi ve yıllar sonra çocukluğunu bulmaya gittiğinde, umduğu şeyler ile karşılaştığı şeyler arasındaki farklar... Bir söz vardı, insan üzgün olunca evine dönermiş hep diye. Peki insan üzgün olsa da döneceği bir evi yoksa... İşte bu eserde sıkça aklıma gelen bu söz oldu. Yazarında dediği gibi belki de değişen bu topraklar değildi, kendiydi.
Yazım hatalarım olduysa affola. İyi okumalar.