"O kadar birikmiş cümleler var ki insanın heybesinde, beyânına tâkât yetmiyor."
O kadar birikmiş cümleler var ki insanın heybesinde, beyanına tâkât yetmiyor..
"Eger kalbinizde birikmis cümleler, aklinizi isgal
etmis fikirler kâgida dökülmezse, bir baskasina
aktarilmazsa, paylasilmayanlar, insan kalbini
zamanla icten içe asindirmaya baslar" der Tarik
Tufan. insan anlatmali; hâlden anlayana, akan
suya, bazen de uçan kusa. 
Tarık Tufan
" O kadar birikmiş cümleler var ki insanın heybesinde, beyânına tâkât yetmiyor.”
O kadar birikmiş cümleler var ki insanın heybesinde,
Beyanına takat yetmiyor…
"O kadar birikmiş cümleler var ki insanın heybesinde, beyânına tâkât yetmiyor."
Ve ummak küsmektir. İnsanı bu dünyada kendi eliyle üzdüğü bir şey varsa o da beklentiden gelir. Çok büyük hayallerimiz yok bizim, ufak hayallerin ötesine geçememiş insanlarız. Her an bir düşün içinden uyanınca bunu da yaşadık çok şükür diyebilmek dilimizin ucundan uçmamalı. Hayatı çayır çimenlerde değil en bittim dediğimiz yerlerde anlamlandırmalıyız.
İnsan anlatmalı; hâlden anlayana, akan suya, bazen de uçan kuşa. "Eğer kalbinizde birikmiş cümleler, aklınızı işgal etmiş fikirler kağıda dökülmezse, bir başkasına aktarılmazsa, paylaşılmayanlar, insan kalbini zamanla içten içe aşındırmaya başlar der Tarık Tufan.
Bilmem ki, nasıl anlatmalı?
İnsan anlatmalı; hâlden anlayana, akan suya, bazen de uçan kuşa...
“Eğer kalbinizde birikmiş cümleler, aklınızı işgal etmiş fikirler kâğıda dökülmezse, bir başkasına aktarılmazsa, paylaşılmayanlar, insan kalbini zamanla içten içe aşındırmaya başlar” der Tarık Tufan.
“Eğer kalbinizde birikmiş cümleler, aklınızı işgal etmiş fikirler kâğıda dökülmezse, bir başkasına aktarılmazsa, paylaşılmayanlar, insan kalbini zamanla içten içe aşındırmaya başlar” der Tarık Tufan. İnsan anlatmalı; hâlden anlayana, akan suya, bazen de uçan kuşa.