Öğrenim Hayatı
“İyi” ve “iyi değil” için çok basit bir kuralımız var: Kompozisyon “gerçek” olmalı. Olanı yazmalıyız, gördüğümüzü, duyduğumuzu, yaptığımızı. Örneğin “Anneanne bir Cadı’ya benziyor” yazmak yasak, ama “insanlar Anneanne’ye Cadı diyor” yazmak serbest. “Küçük Şehir güzel” yazmak yasak, Küçük Şehir bize güzel gelebilir ama bir başkası için çirkin olabilir. Aynı ölçüde “Posta iyi” diye yazamayız, bu gerçek değil; çünkü Posta bizim bilmediğimiz kötülükleri yapabilecek biri belki. Bu yüzden yalnızca “Posta bize battaniye veriyor” yazıyoruz. “Çok ceviz yiyoruz” yazabiliriz; ama “ceviz severiz” yazamayız, çünkü “sevmek” kesin bir sözcük değil, belirginlikten ve nesnellikten uzak. “Ceviz sevmek” ile “Anneannemizi sevmek” aynı şeyi ifade edemez. Birinci cümle ağızdaki hoş bir tadı belirtir, ikincisi duyguyu. Duyguları tanımlayan sözcükler çok belirsiz, bunları kullanmaktan kaçınıp nesnelerin, insanların kendileriyle, yani olayların sadık betimlemeleriyle yetinmek lazım.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Ceviz sevmek" ile "Anneannemizi sevmek" aynı şeyi ifade edemez. Birinci cümle ağızdaki hoş bir tadı belir­tir, ikincisi duyguyu.
Reklam
Birinci aşama sonucu kafanda berrak bir şekilde canlandırmaktır. İkinci aşama motivasyonunu canlı tu-tacak pozitif baskı yaratmaktır. Üçüncü aşama basit; asla belirli bir süre koymadan hedef belirleme. Hedefine can vermek istiyorsan onu gerçekleştireceğin kesin bir tarih belirlemelisin. Bu, mahkeme için davalara hazırlanmana benzer; mahkeme günü belirlenmemiş davalar yerine her zaman, ertesi gün görülecek davalara dikkatini verirsin." Julian, "Evet; bu arada bir kâğıda geçirilmeyen hedef, hedef değildir. Git bir defter al; spiralli ucuz bir defter işini görür. Buna 'Hayaller Defteri' adını ver ve ona tüm isteklerini, amaçlarını ve hayallerini yaz. Kendini ve ne olduğunu anlamaya başla" dedi.
Hem İsrail, hem Filistin konusu gündeme geldiğinde tüm geliş melerin odak noktasında Kudüs ve Kudüs'ün geleceğini belirleme stra tejisinin yattığını aklımızın bir tarafında tutmak durumundayız. Çünkü Kudüs işgalci olarak bir tarafta İsrail'in olduğu bir konu olmakla beraber diğer tarafta "sadece Filistinlilerin olmadığı", hatta Arapları aşan bir mesele olduğu gerçeğini unuttuğumuzda; zaten iş galci için maksat hasıl olmuş demektir. Çünkü Kudüs yeryüzünde yüzlerce örnekten biri olarak sıradan bir askeri ve siyasi anlaşmazlık konusu değildir. Kudüs'ün işgali sürdüğü müddetçe bir tarafta işgalci güç diğer tarafta bunun birinci dereceden muhatabı olarak Filistinliler olmak üzere tüm İslam dünyası vardır. Hatta İsrail'in tek taraflı yaptırımlarına karşı Hristiyan dünya da taraf durumdadır. Yani Kudüs'ün işgali, sadece Filistinlilere bırakılmayacak kadar İslam dünyasını, hatta dünyayı ilgilendiren bir sorundur.
"Çok ceviz yiyoruz" yazabiliriz; ama "ceviz severiz" yazamayız, çünkü "sevmek" kesin bir sözcük değil, belirginlikten ve nesnellikten uzak. "Ceviz sevmek" ile "Anneannemizi sevmek" aynı şeyi ifade edemez. Birinci cümle ağızdaki hoş bir tadı belirtir, ikincisi duyguyu. Duyguları tanımlayan sözcükler çok belirsiz, bunları kullanmaktan kaçınıp nesnelerin, insanların kendileriyle, yani olayların sadık betimlemeleriyle yetinmek lazım.
"Ceviz sevmek" ile "Anneannemizi sevmek" aynı şeyi ifade etmez. Birinci cümle ağızdaki hoş bir tadı belirtir, ikincisi duyguyu.
Reklam
157 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.