Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Babası kızının üniversite mezuniyeti için ona bir araba satın alır. Ve kızına müjdeyi verir: Artık bir mezunsun, tebrikler. Sana bir hediye aldım ancak arabayı tamamen sana vermeden önce birkaç şey yapmanı istiyorum: Lütfen onu bir araba galerisine götür ve satmaya çalış. Ne kadar verdiklerini gel bana söyle... Kız gidip geri geldiğinde babasına der ki: Onu galeriye götürdüm, fakat çok eski bir araba olduğunu ve on bin dolardan daha fazla etmeyeceğini söylediler. Babası başını sallar ve devam eder: Anladım. Şimdi arabanı al ve rehin dükkânına (tefeci) götür. Aynı şeyi onlara da sor. Kız bunu da yapar. Geri geldiğinde babasına der ki: Onu tefeciye götürdüm, fakat hem çok eski bir araba olduğunu, hem üzerinde yapılması gereken çok iş olduğunu söylediler ve bin dolardan daha fazla vermediler. Babası başını sallar ve devam eder: Bu da tamam. Şimdi son istek: Arabanı içinde uzmanların olduğu bir araba kulübüne götür ve değerini onlara da sor. Kız heyecanla geri gelir: Baba, kulüptekiler çok etkilendi. Çünkü hem antika hem de çok iyi durumda olan bir arabaymış. Bir adam tam yüz bin dolar teklif etti! Babası gülümser ve ona şunları söyler: Bu önemli bir yaşam dersi kızım: 📍 Eğer doğru yerde, doğru insanlar arasında değilsen; senin değerini fark etmeyebilirler. Böyle bir durumla karşılaştığında öz değerini sorgulama ve olaylar nedeniyle güvensizlik hissetme. 📍 Bazen sadece yanlış yerdeyizdir ve yerimizi, ortamımızı değiştirmemiz yeterlidir.
Edebiyat Büyütür..
Bazen okuduğunuz bir öykü sizi birkaç yaş birden büyütür. Çoğu kez edebiyat, hayattan daha çabuk büyütür. Yaşama ilişkin birçok şeyi, kendi deneyimlemenize gerek kalmadan edebiyat yoluyla öğrenirsiniz. Edebiyat bizi yalnızca dış dünyaya ve hayata ilişkin bilgilerle değil, aynı zamanda kendi içimizle, kendi duygularımızla da tanıştırır.. • Murathan Mungan
Reklam
Bazen okuduğunuz bir öykü sizi birkaç yaş birden büyütür. Çoğu kez edebiyat, hayattan daha çabuk büyütür…
İnsan Sarrafıyım! Yeliz vapura binmemiş, meydanda adamın biriyle samimi bir şekilde tokalaşmıştı. Durduğum yerden adamı tam arkasından görebiliyordum. Boyuna bosuna, endamına bakıp adamı tanıyıp tanımadığımı, daha önce görüp görmediğimi çıkarmaya uğraşıyordum. Yeliz'in bu adamla vapura binip Kadıköyü'ne geçmesi pek şüpheli görünüyordu o
Mina Urgan'ın gözüyle Sait Faik'in aşk hayatı
Sait Faik’i 1940’ta Nurullah Ataç sayesinde tanıdım. Benim gibi Büyükadalı olan Nurullah Beyle, iskeleye inen yolun sağındaki kahvede otururken, Burgaz’a gidip Sait Faik’i görmemizi önerdi. “O da kim?” diye sordum. “Türkiye’nin en iyi hikâye yazarı” dedi. Daha sonraları Sait Faik’i okur okumaz, bunun ne denli doğru olduğunu anladım.
Değerli Şair-Yazar Habil Yaşar İle Söyleşi
(BETÜL ALTINSOY)-Merhabalar. Öncelikle kendinizi bize tanıtabilir misiniz? Sizi, sizin kelimelerinizle tanıyalım. Ben Nabiyev Habil Yaşar oğlu (Habil Yaşar), 26 Şubat 1983'te (“Hocalı soykırımı” nedeniyle doğum günümü kutlamıyorum) Bakü'de doğdum. 271 numaralı ortaokuldan mezun olduktan sonra Azerbaycan Devlet Pedagoji Üniversitesi
368 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.