Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
ZAMAN GÖSTERECEK OLACAKLARI
Şimdi anlatacağım bu öykü, ünlü Çin düşünürü Lao Tzu'nun zamanında geçer. Lao Tzu, bu öyküyü çok sever ve anlatırmış. Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama Kral bile onu kıskanırmış. Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, Kral bu at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış.
Ulus Baker'le ilgili şimdilik son yazıdır. Keyifli okumalar... KES KULAKLARI, GEÇİR SİCİME… Ulus Baker’in babası Sedat Baker ruh bilimci bir doktordur. Kıbrıs savaşı zamanında çalıştığı hastaneye yaralı askerler tedavi edilmesi için getirilir. O sırada Ulus ise babasının yanında oturup, çocuk haliyle getirilen yaralıları ve tedavi sürecini
Reklam
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Öykü ünlü Çin düşünürü Lao Tzu'nun zamanında geçer. Lao Tzu, bu öyküyü çok sever ve anlatırmış. Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama Kral bile onu kıskanırmış. Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, Kral bu at için ihtiyara nerdeyse bir hazine teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış. “Bu at, bir at değil benim için;
Babası kızının üniversite mezuniyeti için ona bir araba satın alır. Ve kızına müjdeyi verir: Artık bir mezunsun, tebrikler. Sana bir hediye aldım ancak arabayı tamamen sana vermeden önce birkaç şey yapmanı istiyorum: Lütfen onu bir araba galerisine götür ve satmaya çalış. Ne kadar verdiklerini gel bana söyle... Kız gidip geri geldiğinde babasına der ki: Onu galeriye götürdüm, fakat çok eski bir araba olduğunu ve on bin dolardan daha fazla etmeyeceğini söylediler. Babası başını sallar ve devam eder: Anladım. Şimdi arabanı al ve rehin dükkânına (tefeci) götür. Aynı şeyi onlara da sor. Kız bunu da yapar. Geri geldiğinde babasına der ki: Onu tefeciye götürdüm, fakat hem çok eski bir araba olduğunu, hem üzerinde yapılması gereken çok iş olduğunu söylediler ve bin dolardan daha fazla vermediler. Babası başını sallar ve devam eder: Bu da tamam. Şimdi son istek: Arabanı içinde uzmanların olduğu bir araba kulübüne götür ve değerini onlara da sor. Kız heyecanla geri gelir: Baba, kulüptekiler çok etkilendi. Çünkü hem antika hem de çok iyi durumda olan bir arabaymış. Bir adam tam yüz bin dolar teklif etti! Babası gülümser ve ona şunları söyler: Bu önemli bir yaşam dersi kızım: 📍 Eğer doğru yerde, doğru insanlar arasında değilsen; senin değerini fark etmeyebilirler. Böyle bir durumla karşılaştığında öz değerini sorgulama ve olaylar nedeniyle güvensizlik hissetme. 📍 Bazen sadece yanlış yerdeyizdir ve yerimizi, ortamımızı değiştirmemiz yeterlidir.
Edebiyat Büyütür..
Bazen okuduğunuz bir öykü sizi birkaç yaş birden büyütür. Çoğu kez edebiyat, hayattan daha çabuk büyütür. Yaşama ilişkin birçok şeyi, kendi deneyimlemenize gerek kalmadan edebiyat yoluyla öğrenirsiniz. Edebiyat bizi yalnızca dış dünyaya ve hayata ilişkin bilgilerle değil, aynı zamanda kendi içimizle, kendi duygularımızla da tanıştırır.. • Murathan Mungan
Reklam
Bazen okuduğunuz bir öykü sizi birkaç yaş birden büyütür. Çoğu kez edebiyat, hayattan daha çabuk büyütür…
İnsan Sarrafıyım! Yeliz vapura binmemiş, meydanda adamın biriyle samimi bir şekilde tokalaşmıştı. Durduğum yerden adamı tam arkasından görebiliyordum. Boyuna bosuna, endamına bakıp adamı tanıyıp tanımadığımı, daha önce görüp görmediğimi çıkarmaya uğraşıyordum. Yeliz'in bu adamla vapura binip Kadıköyü'ne geçmesi pek şüpheli görünüyordu o
365 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.