ben bir çiğdem çiçeğini sevdim, bilemeden. Ondan nefret ederek, ondan kaçarak, onu suçlayarak..ve böylece bir çiğdem çiçeğini kırdım. Kırılgan olan çiğdem çiçeğini.. yüksek dağlara meydan okuyan çiğdem çiçeğini.. sert havalarda sarsılmayan çiğdem çiçeğini.. tek söz etmeden bir bakışla kırdım.Küstü çiğdem çiçeği.. havalar da bu yüzden hızlı hızlı değişti ve ben bir çiğdem çiçeğini kaybettim.Sevdiğim çiğdem çiçeğini.. affet demiş çikolata kutularıyla.. affet demiş parfüm şişeleriyle.. ve affet diye bağırmış bir ipek kumaşla.. hem suçlanarak hem suçlayarak.. ve bir kelimeyle yıkılışımı görmeden. Bilir de bilmezlikten gelen çiğdem çiçeği.. ilk ihanet edenin ben olduğumu.. sevgiye ihanet edenler affedilmez,önyargılara sığınanlar hiç güvenemez ve birkez çiğdem çiçeği olduysan sadece seni bir çift ela göz kırabilir.