Dünyada bir "misafir" gibi durmak, hayatın içinden "bir yolcu gibi" geçip gitmek nasıl olabilir? Güneşi ve gölgeyi birlikte kucaklayarak, iyi ve kötü günde "Bu da geçer" diyerek.
“Herkes bizi mutlu bir çift olarak görecek, yüzeyde görünen mutluluğun altındaki yalnızlıklardan, öfkeden, tevekkülden kimsenin haberi olmayacak.”
Derken günün birinde kocam ilk sevgilisini bulacak belki ben hemşirenin teyzesi gibi ortalığı ayağa kaldıracağım ya da kendimi öldürmeyi düşüneceğim
- Yine de tuvaletin yanına götürüp “çişler tuvalete” denebilir. Hatta bezdeki kakalar birlikte tuvalete dökülüp “kakalar tuvalete” denilip birlikte sifon çekilebilir. Sizi gördükçe, belli bir rutini uyguladıkça bir süre sonra aradaki ilişkiyi anlayacaktır. Yalnız bu noktada istikrarlı olmak çok
- - -
"Smiley beni otelime bıraktı. Ona birlikte akşam yemeği yemeyi önerdim, ama verilmiş baka sözleri olduğunu söyledi. Ayrılırken elimi sıkı sıkıya tuttu ve "Umarım beni yanlış anlamamışsınızdır," dedi. "Ben karamsar biri değildim. Sonunda kazananın biz olacağını biliyorum. Öyle olmak zorunda. İslamiyet sahte bir dindir. Vicdandan, ruhtan yoksundur. İsa Mesih'e denk tuttuğunuz kişinin insanların kafasını uçuran biri olduğunu düşünün! Ne tür bir dindir bu?"
- - -
Ayın on dördü ay bir anne sanki
Ay ışığını emiyoruz tabiatla beraber
Birlikte bir gece dokunuyor üstümüze
Gece dedimse kastettiğim yaşamak sadece
Yaşamak aşkı ıstırabı vefayı isyanı
Meksika'nın Huichol Kızılderilileri, tütünü, "Büyükbaba Ateş'in" çok değerli malı olarak görür, sadaklarına bağlanmış tütün topakları taşır ve başarılı seferlerin sonunda bu topakları yakarlardı. Kuzeydoğu Wisconsin'de yaşayan Menomini halkı, tanrılarını hoşnut etmek için ölülerini tütünle birlikte gömerlerdi.
Bak güzel kardeşim,
Bir kadınla sadece sevişilmez!
Yani kadın sadece sevişmek için yaratılmamıştır!
Bir kadın arkadaşın oldu mu bilmiyorum, olmadıysa hemen edin!
Çünkü bir erkeğin en yakın dostu bir kadın da olabilir!
Belki daha da iyi olabilir!
Ön yargılarından arınırsın, kadınla sadece
“Başkalarının tam da kendi kusurlarımıza benzeyen kusurlarını açığa çıkarma huyu. Sözü edilenler, hep bu kusurlardır; adeta kendinden söz etmenin dolambaçlı bir yoludur bu ve kendini aklamanın zevkiyle birlikte itirafın zevkini de içinde barındırır. Zaten dikkatimiz daima bize özgü olan şeylere çevrildiğinden, başkalarında her şeyden önce bunları fark ederiz sanki.”
Tolstoyun otobiyografik olan bu kitabında var oluşu, hayatın anlamını ve inançları nasıl sorguladığını görüyor ve kitabı okurken Tolstoyla birlikte bizler de sorguluyoruz.
Kitap çok uzun olmamasına rağmen tek bir oturuşta okunabilecek bir kitap değil. Tolstoy'un hayatın anlamı nedir? Ne için yaşıyorum? Tanrı var mıdır? gibi insanın kafasında derin düşünceler oluşturacak soruları ve Tolstoy'un bunlara verdiği cevapları ve arayışları oluşturuyor.
Nitekim hemen hemen herkes doğduğundan itibaren sorgulamaya başladığı ana kadar çevresinden ve bulunduğu toplumdan dolayı bir dini inanış içerisinde olur fakat bu inanış pek bilinçli bir inanç olmaz. Daha sonra bir an gelir ki tıpkı Tolstoy gibi hayatın anlamını, niçin yaşadığını, Tanrının varlığını sorgulamaya başlar, ve sonucunda da kendimizi bilinçli bir inancın ya da inanaçsızlığın içinde buluruz.
Bana bu an kitabı okumadan çok daha önceden gelmişti. Tıpkı Tolstoy gibi ben de hayatın anlamını, bu hayatla ne yapacağımı, niçin yaşadığımı, Tanrının varlığını defalarca kere sorguladım. Ve sorgulamaya devam ediyorum. Kitabı okuyarak bir kez daha sorgulama şansı bulup bir de Tolstoy' un bakış açısıyla bu sorulara verdiği cevapları sorgulama şansı buldum.
Kitap içerisinde barındırdığı her insanın mutlaka kendine sorması gerekip kaçmaması gereken bu sorularla oldukça değerli ve okunması gereken bir kitap.
Çünkü hayat ancak bu sorulara anlamlı bir cevap bulabildiğimizde bilinçli bir şekilde yaşanılabilir.
İşte bu yüzden herkese tavsiye ederim keyifli okumalar.