Salâtû selâm okumakla, Nebiler Sultanı'na (sas) ahd ü peymanımızı yenilemiş,ümmeti arasına bizi de dâhil etmesi isteği ile kendisine müracaat etmiş oluyoruz. "Seni andık,Seni düşündük; Allahû Teâlâ'ya Senin kadrini yüceltmesi için duâ ve dilekte bulunduk" demiş ve "Dahîlek Resûlallah!Bizi de nurlu halkana al ey Allah'ın Resûlü!" talebimizi tekrar ederek O'nun engin şefkat ve şefaatine sığınmış oluyoruz.O'na müracaatımızla mevcudiyetini, büyüklüğünü kabullenmiş ve küçüklüğümüzü, hiçliğimizi ilan etmiş; âczimiz ve fakrımızla beraber, şiddetli ve çok büyük bir günün endişesiyle melce ve mencâ olarak Resûlü Ekrem'e dehâlet etmiş, arz-ı ihtiyaç ve arz-ı halde bulunmuş oluyoruz.
Salavat'ın sürekliliği onun tam manasıyla bilinmesine ve heyecanın korunmasına bağlıdır.Peki insan nasıl korur heyecanını? Eğer bizi Allah'a götüren, O'nun rahmet ve merhametiyle tanıştıran, bize kulluğumuzun esasını anlatan, bizi ebedi saâdet saraylarına taşımak isteyen ve bu konuda bin bir cefaya katlanan tâbiri câizse en kestirme yol olan Peygamberimiz Hz.Muhammed Mustafa (sas) ise biz de O'nu hakkıyla sevmeli ve her an O'nunla irtibatımızı salâvat salâvat devam ettirmeliyiz.O'nun diriltici soluklarından payımıza düşeni alma konusunda ne kadar hırs etsek azdır.Ne kadar çaba sarfetsek yine de bir şey yaptık diyemeyiz.
Reklam
Ümmetin dilinde salavat,gönlüne düşen aşkın tercümesidir.Bizde özledim denmez salavat çekilir.
Peygamberimize (sav) sevgimizi arttırmak,O'na olan imanımızı yeni biatlerle tazelemek gerekmez mi?O'nu ne kadar iyi tanırsak o kadar çok seveceğiz.Ne kadar çok seversek o kadar çok sevilecek ve DÜNYADAYKEN AHİRET NEFESLERİ ALMAYA BAŞLAYACAĞIZ.
Nezaketin vatanı.Hazreti Muhammed Mustafa'nın (sav) gönlüdür.
Reklam
56 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.