Ve iki kere iki dört Sopanın iki ucu var Damdaki kedi Bizden daha it değildir!
Sayfa 186Kitabı okudu
Empati yapamıyoruz
❝ Öyle garip kavramlarla yetiştirilmişiz ki, bizden birazcık değişik bir kişi ya da toplumla karşılaşınca, onların bize yabancılığı nedeniyle güvensizlik duyuyoruz ya da nefret ediyoruz. Oysa her bir uygarlığın anıtları ve kültürü, insan olmanın değişik biçimde anlatımından başka bir şey değildir. ❞
Reklam
مَنْ تَرَكَ التَّزْوِيجَ مَخَافَةَ الْعَيْلَةِ فَلَيْسَ مِنَّا "Kim geçim korkusu sebebiyle evlenmeyi terkederse bizden değildir." Bu hadis evliliği terketmeyi değil, evliliğe engel teşkil eden sebeplerden ötürü, evliliği terketmeyi kötülemektedir.
Cehennem’e, yolculuk eden Cehennem olur; öyleyse nereden geldiğinizi unutmayın. Derinlikler bizden güçlüdür; öyleyse kahraman olmayın, akıllı olun ve kahramanlık taslamayın çünkü hiçbir şey kahramanı oynamaktan daha tehlikeli değildir.
Sayfa 142
"Türk Hava Kuvvetleri Keşif Uydu Komutanlığı bünyesinde görev yapan Göktürk 1 uydusu da 700 km mesafeden bu görüntüyü yüksek çözünürlükle fotoğrafladı. (...) Türkiye'nin 700 km mesafeden yüksek çözünürlüklü bir askerî uyduya sahip olamayacağını "700 km değildir, 700 metredir o" diyerek inkâr edenlerin yorumları aslında bir zihniyete işaret etmekte. Bugün toplumumuzun önemli bir kesimi hâlâ Osmanlı İmparatorluğunun Batı karşısında gerilemeye başlaması ile bu topluma sirayet eden aşağılık kompleksi ile malul. Bu zihniyete göre bizden adam olmaz, biz yapamayız, biz üretemeyiz, yaparsa ancak Batılılar yapar, biz de onları taklit ederiz. Sanayi ve teknolojide, montaj sanayisi kavramında ifadesini bulan bu zihniyetin izlerini Kültür, Sanat, Akademi ve diğer sektörlerde görmek mümkün. (...) Nasıl ki sanayide montaj sanayisi ve batılı firmaların distribütörleri var; akademi, kültür ve sanatta da distribütörler ve montaj üretim yapanlar var. Batı'da üretilen bir teori, fikir ya da konsepti Türkiye'ye uyarlamak ya da o teorinin, fikrin ya da konseptin Türkiye'deki distribütörlüğünü yapmak bunların en büyük başarıları. (...) Artık toplumumuzun ve gençliğimizin önemli bir kısmı Türkiye'nin de başarabileceğini ve üretebileceğini gördü ve buna inandı. (...) Türkiye yaptıkça, ürettikçe, dünyaya ihraç ettikçe; yapamayız edemeyiz diyenlerin sayıları azalacak."
Uzay bilgini Paul Davies, evrende birbirine benzeyen milyarlarca gezegen olduğuna inanıyor. Sonuç çıkarıyor: "Ancak, bu sonsuzluğun yanında, DNA halkası baz yaylarının kombinasyon olanakları, sınırlı... Bu durumda evrende, DNA'sı bana benzeyen başka bir organizma, kesinlikle yaşıyor. Bu canlı, benim tıpatıp benzerim olmalıdır. Evrendeki
Sayfa 26 - Dünya Dışı UygarlıklarKitabı okuyor
Reklam
Han Duvarları
-Osmanzade Hamdi Bey'e- Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı, Bir dakika araba yerinde durakladı. Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar, Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar... Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya, Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya. İlk sevgiye benzeyen ilk
"Meyhane şimdi daha sevimliydi, oturduğum herhangi bir oda olmuştu. Birkaç misafirim vardı, ilgilenerek kimseyi kırmamalıydım. Sobaya odun atıyorlardı. Kapı açıktı. Kaçabilirdim. Nereye? Alevler yapraklaşarak boruya giriyorlardı. Hepimizin kaçacak gizli bir odası vardı. Oraya kimseyi sokmamalıydık. Çünkü ele geçirilmekten korkarız. O yüzden o odaya rastgele girebilenin dikkatini, kelimelerle bizden ayrı yöne yöneltiriz. Elimize geçirdiğimiz çatalla yüzünü paramparça edebiliriz. Odalarımız kanlıdır. Nedensiz değildir kapılarımızı sıkı sıkıya kilitlememiz."
Kemalist devlet ilkeleri yavaş yavaş ortaya çıkıyordu. Ama Mustafa Kemal hâlâ İslam dinini de tasarılarına katmaya çabalıyordu. Geleneksel din okulu olan medreselere gerek olmadığı bir gerçekti. Yine İstiklâl Savaşı sırasında bir medreseye yaptığı ziyareti anlattı. Yörenin müftüsü öğrencilere Arapça öğretiyordu, ama ne kendisi ne de öğrenciler bu dili doğru düzgün biliyorlardı. “Vakıa ben Arapça bilmem,” dedi Mustafa Kemal, “Fakat Arabistan’da bulunduğum için anlayabiliyorum, müftü efendiden daha çok biliyorum Arapçayı... Arapça dilini öğrenmek için Suriye’ye Arabistan’a gönderelim, Arapça öğrensinler. Fakat bütün medreselerimizde anlamayan, anlatamayan kimselerin böyle faydasız şeylerle iştigaline mahal yoktur.” Eğer din konusundaki ders kitapları Türkçe yazılırsa Arapça öğrenmeye zaten gerek kalmayacaktı. Aslında bu konuda araştırma yapmak için insanın İngilizce, Almanca ya da Fransızca öğrenmesi gerekiyordu. “Çok iyi bilelim ki bizim dinimizi bizden daha çok tetkik eden onlardı (yabancılar).” Dini inkâr edenlerin bile bir dini vardır. “Dinsiz kimse olmaz. Bu genelleme içinde şu din veya bu din demek doğru değildir.” İslam ise bütün dinlerin en olgunu, en mantıklısıdır ve bilgi peşinde koşanların davranış biçimini saptar: bu nedenle din dersi kız ve erkek öğrencilerin birlikte okuyacakları tedrisatın bir bölümü olmalıdır. Resmî dini olan çoğu Avrupa ülkesinde eğitim sistemi bu biçimdeydi. Ama yine de Fransızların devrimci ilkeleri, Mustafa Kemal’in ruhuna daha yakın geliyordu.
Sayfa 436Kitabı okudu
Normal hayatta bizden sürekli kibar olmamız beklenir. İçimizdeki ‘kötü’ olarak görünen her şeyi tam olarak bastırmadan bir başkasının saygısını ya da sevgisini kazanmamız kesinlikle mümkün değildir; sal­dırganlığımızı, umursamazlığımızı, açgözlülüğe olan eğilimimizi ve çevremizdekilere duyduğumuz nefreti saklamak zorundayızdır her za­man.
Pdf
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.