Ne yola geldik, ne yolu terk ettik. İşte şimdi buradayız. Yol bizi bekler. Yol, hiç bitmez Yola devam. Yolu hiç bırakmadık, özgürlük savaşımız hep sürdü. Uğruna ölecek bir fikir bulamadım demişti bir şair. Daha çok şiire ihtiyacımız var, daha çok sevmeye, yolda olmaya… Hey sen, hiçbir zaman umut olmadığını söyleme bana, çünkü umut asla
Beyaz Taş
Biri çıkıp buradan çook uzun yıllardır hiç kimse geçmedi, ulu ağaçların gölgesinde soluklanmadı, nefes bile alan olmadı dese inanacağım. İmrenilecek kadar sessiz, olmadık bir zamanda hatırlanacak kadar sakin. Kurumuş, üst üste düşmüş çam iğnelerinden dokunmuş yumuşak bir halının üzerinde yürüyorum. Güneşli bir gün, top top beyaz bulutlar, mavi
Reklam
344 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
 1- Şüphecilik Bahsi Peyami Safa şüphecilikten bahis açıyor: -İstihzası olmayan, hâdiseleri alaya almayan adam ne kadar kuru ve yavansa, şüpheciliği olmayan da o kadar eksik ve kısır… İki tekerlekli bir arabanın tek tekerleği üzerinde yol almaya kalkması gibi bir şey… Ben her şeyden şüphe ederim; bana anlatılan, öğretilen, gösterilen, bildirilen
Bâbıâli
BâbıâliNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 2017905 okunma
İstanbul'da Yaşamanın Izdırap Sosyolojisi Üzerine... İstanbul'da yaşamak, taşıyla toprağıyla ve insanıyla bana hep eziyet olmuştur. Eskiden gayrımüslim halklarla Türklerin yaşadığı mütevazı bir şehirken, zamanla barbar istilasına uğramış bir vahşet kolonisi haline dönüşmüştür. Şehir zibilyon tane millet ve dil zenginliğiyle günden güne
Matematiksel
Bu ülkede matematikte yüksek net yapanlar sözel mantığı yüksek olanlardan daha az matematik biliyor buna eminim. Matematik felsefi düşünceleri geliştirmek amacıyla ortaya çıkmıştır. Bir düşünceyi ispat için kullanılır. Mantık yürütme vardır içerisinde. Bir teoriyi ispat etmek için de matematik kullanılır. Matematik de düşünceyle gelişir. Ancak ülkemizde felsefi olarak, sosyolojik olarak, sanatsal olarak uzun uzadıya düşünebilen, insanlar matematikten çok uzaklar. Halbuki beyinlerinde çözdükleri tüm problemler matematiksel zekanın bir ürünüdür. Matematik öğrencilerce ülkemizde karmaşa, uzak durulması gereken, korkulan bir bilim olarak biliniyor. Bizim müfredatta matematiği bir araç değil amaç olarak sunuyorlar. Belki de en büyük sorun budur. Matematik bizi amaca götüren araçtır. Matematik bizi bilgiye götürür. Sadece oturup Matematiği öğrenmek bu yüzden mantıksızdır. Neden bu işlemler yapılıyor, neden bu formüller var, kimler bulmuş, ne amaçla bulmuş, nerede kullanabiliriz diye hiçbir eğitim verilmiyor. Bilim soru sorarak başlar, ancak bizim müfredatımızda soru sormakyoktur, bazıları neden sorusundan korkuluyor. Çünkü o bazılarına göre güya İslam'da sorgulamak yasakmış. Böyle bir zihniyet ile nasıl eğitim verilebilir ki? Sorgulamadan nasıl matematik öğrenilebilir, nasıl büyük enstitüler kurulabilir, araştırmalar yapılabilir? O dünyaca ünlü üniversitelere büyük şirketler ve devlet milyarlarca dolar teşvik veriyor, sırf bilimi geliştirsin ve ileride bize katkı sağlasın diye. Bizde kaç firma Üniversitelere bir kalem yardımı yapıyor?
Bu vakte kadar Avrupa'da bulunmakta olan Prens Sabahaddin İstanbul'a dönmüştü. Kendilerinin ilim ve irfanlarından, hoş sohbetlerinden lezzet alır, bundan dolayı kendileriyle görüşürdüm. Ara sıra kendilerini ziyarete devam ediyordum. Bir gün yine Ortaköy'deki yalısında idim. Arkadaşlardan Kemal Midhat Bey ve diğer üç, beş zât da
Reklam
67 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.