Günden güne kaybettiğimiz en büyük değerimizdir insanlık... her geçen gün bizden dirhem dirhem uzaklaşan bu en büyük yaşam olgumuzu geri kazanabilmek için de hiçbirşey yapılmadığını görmek ayrı bir yara açıyor içinde insanın. varlığımızın, yaşama nedenimizin tek yolu olan insan olmak kavramı nasıl olur da böylesine uçup gider hayatımızın içinden, işte tartışılması gereken de tam budur...
oysa ki, çocukluğumuzdan beri bize öğretilen, her an verdiğimiz yaşam sınavından en iyi not ile çıkmamızın tek yolu değil miydi insan olmak? peki ne oldu da insanlık kıyıya vurmuş ölü balıklar gibi serilmeye başladı her yanımıza? tüm bunların cevabını verebilmek için önce insanlığı hatırlamamız gerekiyor sanırım. bizi bitkilerden ya da hayvanlardan ayıran vicdanımız, hayatı sadece yaşamak için değil aynı zamanda yaşanır kılacak olgularımızı gözden geçirmeliyiz en etraflı yanlarıyla birlikte... birbirinin kuyusunu kazan, üzerine basıp yükselmeyi amaç edinen, sahte duyarlılıkların o fütursuz varlıklarını yok etmeli hayatımızdan. gülerken içten gülmeli... yardım etmenin ve yardım için uzatılan eli tutmanın hazzını yeniden hissedebilmeliyiz içimizde...
insanlığın yok olduğunu gördükçe kusmak geliyor içimden hem de heryere.. ki eminim kusmak bile çok daha içten gelen bir davranıştır onların yanında...
#amatörYazar