Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zelal Teymur

Birine bakıyorsunuz; gönlünüz kaynıyor, seviyorsunuz. Aşık oluyorsunuz. Ama bir türlü bütün sevginizi tamamen anlatamıyorsunuz. O madeni açığa çıkaramıyorsunuz. Hadi diyelim ki bir de evleniyorsunuz. Bir gün tam gözlerinin içine bakıp " Seni çok seviyorum" diyorsunuz. Ama 'çok'un ne demek olduğunu bilmiyorsunuz. Çok ne demek? Ağır mıdır? Çoğul mudur? Birimi ne kadar eder? Bilmiyorsunuz.
Sayfa 34 - Mavi yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Aş evi gibisiniz değil mi? Ruhu acıkan sizin ruhunuzu bir İstanbul Beyefendisi gibi, çatal-bıçak kullanma adabını bilir gibi, muhteşem bir kibarlıkla, muhteşem bir dolandırıcılıkla , muhteşem bir sahtekarlıkla ruhumuzu lime lime ediyor, sizi kandırdığı için âdeta Şampiyonlar Ligi Kupası kaldırdığını düşünüyor.
Sayfa 33 - MaviKitabı okudu
Adım atacak mecaliniz dahi kalmamışken, dışarıdan bakılınca en güçlü insan sizsiniz değil mi?
Sayfa 33 - MaviKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Şu 24 saat iki dakikada nasıl bitiyor anlamıyorsunuz değil mi? Ben söyleyeyim, bu dünya ruhumuzu su gibi içiyor.
Sayfa 26 - MaviKitabı okudu
Birinci Bölüm
Morg soğuğu farklıdır. Koku yoktur. Çünkü dünya, bedeninizin kokusunu dahi tahammül edemediği için morg yapılmıştır. Çünkü dünyanın sizinle hiçbir işi kalmamıştır artık. Sizi çoktan aldatmış. Ve alacağını çoktan almıştır.
Sayfa 18 - MAVİ yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Birinci Bölüm
Bu dünyadan gidecek bir maddeden başka hiçbir şey değilsiniz.
Sayfa 17 - MAVİ yayıncılıkKitabı okudu
"Taştan fışkıran bir pınar ol, suyu tutan bir kuyu olma." Bu sözlerin doğruluğuna inanmamıştım o zaman. Çünkü taşmak tehlikeliydi, taşan suyu sevdiklerimizin bulunduğu alanı basma olasılığı vardı, onları sevgi ve coşkumuzla boğabilirdik. Hayatım boyunca, iç duvarlarımın sınırlarını aşmayan bir sarnıç olmaya çabaladım.
Sayfa 203 - Can ÇağdaşKitabı okudu
Kendime Alıntı...
Sevildiğin için huzursuz olma, senden bir şey istemiyorum ki. Bırak seni seveyim, bu gece son bir kez daha piyano çalayım, gücüm yeterse tabii. Birilerinden son nefesimi vermekte olduğumu duyarsan doğru benim koğuşuma gel son dileğimi yerine getir.
Sayfa 198 - Can ÇağdaşKitabı okudu
Bir insanı hayallerinden ayıran dipsiz uçurumdaydı, artık dönüşü yoktu. Ne ileri gidebilirdi ne de geriye. En iyisi sahneyi terk etmekti.
Sayfa 196 - Can ÇağdaşKitabı okudu
"Diplomasi, karşındakini beklemede tutma sanatıdır. İlk aşklar belki hiç unutulmaz, ama mutlaka sona erer."
Sayfa 182 - Can ÇağdaşKitabı okudu
Reklam
"Farklı olmayı istemek, bir hastalık mı?" "Evet, kendinizi herkes gibi olmaya zorlarsanız, öyle. Nevrozlara, psikozlara, paranoyaya yol açar. Doğayı çarpıtmaktır bu, Tanrı'nın yasalarına karşı gelmektir; dünyanın bütün dağlarında, ormanlarında, tek bir yaprağı bile bir başkasının tıpkısı olarak yaratmamıştır Tanrı. Oysa siz farklı olmayı delilik sayıyorsunuz, onun için de Villete'te kalmayı yeğlediniz, çünkü burada herkes farklı ve böylece siz kendinizi herkes kadar normal görünüyorsunuz. Dediklerimi anlıyor musunuz?"
Sayfa 175Kitabı okudu
... Her insan tektir, her bireyin kendi özellikleri, içgüdüleri, farklı beğenileri, istekleri, serüven biçimleri vardır. Ancak, toplum her zaman belirli davranış kurallarını herkese empoze etme eğilimindedir, tek tek insanlar ise neden bu kurallara uymak zorunda olduklarını her zaman merak ederler. Bunları kabullenirler, tıpkı daktilo kullananların belirli bir klavyeyi en doğrusu sanarak benimsedikleri gibi. Saatin yönünü sorgulayan biriyle karşılaştınız mı hiç?
Sayfa 174 - Can ÇağdaşKitabı okudu
Kaybedecek hiçbir şeyin yok. Pek çok insan sırf bu yüzden aşktan kaçar, çünkü tehlikede olan çok şey vardır, bir sürü gelecek bir sürü geçmiş. Senin durumunda ise yalnızca şimdi var.
Sayfa 168 - Can ÇağdaşKitabı okudu
Yaşayın. Yaşamasını bilirseniz Tanrı da sizinle birlikte yaşar.
Sayfa 158 - Can ÇağdaşKitabı okudu
İnsan hiçbir şeye alışmamalı,Eduard. Bana baksana, tam da güneşin keyfini yaşamaya başlamıştım yeniden; dağlara bakmaya, yaşamın sorunlarına bile alışacak gibiydim. Yaşamın anlamsızlığının bile kendi suçum olduğunu kabullenmek üzereydim. Ljubljana'nın ana meydanını tekrar görmek istiyordum. Sevgi ve nefret, çaresizlik ve bıkkınlık, günlük hayatı oluşturan bir sürü basit, ama yaşama tat katan şeyi hissetmek istiyordum. Bir gün buradan çıkacak olsaydım, delilikler yapma fırsatı tanıyacaktım kendime, aslında herkes deli, en deliler de deli olduklarının farkında olmayanlar. Oysa bunların hiçbiri olası değil artık, anlıyor musun? Aynı şekilde sen de, gün boyu gecenin gelmesini, hastalardan birinin piyano çalmasını beklememelisin. Çünkü yakında bu da sona erecek. Benim dünyam ile senin dünyan sona ermek üzere.
Sayfa 104 - Can ÇağdaşKitabı okudu
53 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.