aynı adla uyarlanan filmi bilmeyen yoktur sanırım. kendini keşfetme, büyüme, cinsiyet rolleri, aşk, kendine ve arzularına karşı koymama üzerine nefis bir öykü. önyargılar ve saçma ahlak kuralları üzerine inşa edilmiş dünyada sadece mutlu olma ve kendini olduğun gibi kabul etme çağrısı... çizimleri de nefis yarattığı hüznü de. "aşk, sonsuz olamaz belki ama bizi sonsuz kılar" deyişine katılmamak elde mi...
geçenlerde biriyle öyküden, öykü kitaplarından konuşunca aklıma geldi ve tekrar aynı keyifle okudum. sekiz öykülük nefis toplam noktalama işareti olarak sadece virgülü kullanıyor. gerçeküstü, deneysel, yepyeni bir dille doğada nokta yoktur diyor. belirsizliğin, dönüşümün, yersiz yurtsuzluğun, çaresizliğin, öksüzlüğün, renksizliğin, dilsizliğin manzarasını çıkarıyor. sürekliliği, durukluğu, imgeleriyle etkileyici bir ufuk çizgisi. çok başarılı bir deneme. 2000'li yılların en iyi öykü kitaplarından biri.
"insanlığın tarihi uzun diye düşünenler, ateş yakıp etrâfında dans eden dünün insanıyla, elinde yarım parmak sigarasının dumanı ve kısılmış gözleriyle koyu düşüncelere dalan bugünün insanı arasındaki kısa mesâfeyi göremiyor mu,"