Evet evet burası kitap uygulaması..
Uygulamada epeydir gördüğüm bir durum var: "Burası kitap uygulaması böyle şeyler paylaşamazsınız." şeklindeki parmak sallamalar. Neden herkes her konuda çok bilgili, yetkili, erdemli, söz söyleme sahibi hissediyor kendini? Sürekli insanlara ne yapıp ne yapmamalarını söyleyecek, onlara sınır çizecek gücü size veren ne ki? Fotoğraf
Biz, saatlerce boş boş duvar izleyenlerdeniz. Biz, ağlamak için sürekli boş bir köşe arayıp ağlamaya takati olmayanlardanız. Biz, sevip de sevilmeyen, ev olup el olunan bir ırktanız. Bize bu dünyada yer yok.
Reklam
Ne zaman Instagram’a girsem aklıma John Berger’in “bir içi boş elbiseler ve arkası boş maskeler seyirliğinde yaşıyoruz” sözü geliyor.
Belli bir grup var. Akışı batırıyor. Aşırı boş beleş iletiler paylaşıyor. Yok efendim en sevdiğiniz kalem, en fiyakalı pijamanız, babanız olsa ismini ne koyardınız bilmem ne bilmem ne. Tamam, kimseye lafım yok; duvarında isteyen istediğini paylaşsın beni ne ilgilendirir ki? Rahatsız oluyorsam engellerim veya sessize alırım olur biter; ancak bu arkadaşlar mevcut durumun sorumlusu kendileri değilmiş gibi bir de "Ya uygulama çorbaya döndü" "Akış rezalet gönderilerle dolu" gibi iletiler paylaşıyor. Bir arkadaş bu durumun düzeltilmesi için ileti atıyor ve ardından destek amaçlı etiket yapıyor; etiketler tamamen bu durumun sorumlusu. Biraz öz eleştiri arkadaşlar rica ediyorum. Milletin en sevdiği şampuanı merak edip, yatmadan önce dişlerini kaç kez fırçaladığını sorup da uygulamanın kirlendiğinden yakınmanın bir mantığı yok.
#Kendi Kalemimden#
"Bir fısıltı var; çok inceden duyduğum Sönük bir fısıltı, tam olarak duyamadığım ama tanıdık bir ses sanki daha önceden konuşmuştuk. Yok yok aslında hiç konuşmadık, tanımıyorum kendisini ama hiç yabancı da değil. Sanki böyle içimde ve ona ihtiyacım olduğunda hemen bana sesleniyor... Aslında bu çok farklı bir şey; Nası anlatsam böyle, bazen gece yarısı eve döndüğüm oluyor. Sokaklar boş yapayalnız yürüyorum. Bazen de onunla birlikte yürüyorum.. Kimsin diye hiç sormadım. Durmadan benimle konuşuyor, fısıldıyor, benimle yürüyor, benimle büyüyor... Hani delice gibi gelecek, belki de deli diyeceksiniz bana; bazen onun fısıltısını duymak için yalnız kalmak istiyorum. Gece Geç saatlerde eve dönmüyorum. Benimle yürüsün diye en ıssız caddeleri seçiyorum. Galiba benim olmayan beni seviyorum.. Evet evet seviyorum ve özlüyorum.. Bu bende çok ciddi bir saplantı oldu,galiba deliriyorum..." ...Senden sonra ne mi oldu? Bir soğuk rüzgar esti, tüylerim ürperdi ve sonra sessizlik uzun, uzun süren bir sessizlik, gömdüm seni sayfaların arasına kapadım! Ve bir daha hiç...
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır Sezai Karakoç (22 Ocak 1933 - 16 Kasım 2021) Saygı, sevgi ve özlemle…
Reklam
Hayat boş insanlar iki yüzlü. En iyisi kitap okuyalım.
H
H
Film önerileri yaz..(Preferiblemente festival! :))
İzlediğim 1300 küsür yabancı filmden en ennn sevdiklerimdir..Sevdiğiniz ve size 'enteresan' gelen filmleri benimle paylaşın. Bana da, izlemediysem, fikir olsun.. -The Sopranos -Hannibal (dizi) -The Wire -The Leftovers -Oldboy -Baba serisi
Film tavsiyeleri
Sizlere benim için son derece önemli, izlediğim zaman bende pek iz bırakan çok değerli, bazılarını çok da bilmediğinizi düşündüğüm, kimisini ders konusu olarak da işlediğimiz, üzerinde analiz yapa yapa ilerlediğimiz birbirinden değerli filmleri, yönetmenleri ile birlikte paylaşmak istiyorum.Ufak tefek fikirlerimi sizlerle paylaşıp, aktarımlar
Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun ? Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek. Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun? "Seni seviyorum" sözcüğünü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan suda söz etmek. Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun? Aynı
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.