Rönesans sırasında 'Antihümanizm' diyebileceğimiz bir eğilim de gelişti. Yani otoriter kilise ve devlet iktidarını kastediyorum. Aynı dönemde cadılar kovalanıyor, insanlar yakılıyordu; büyücülüğe ve boş şeylere inananlar çok artmıştı; kanlı din savaşları çıktı -tabii Amerika'nın çok kan dökerek fethedildiğini de unutmamak gerek. Hümanizmin hep böyle karanlık bir arka planı oldu. Hiçbir devir sadece iyi ya da sadece kötü değildir. İki belirgin hat halinde bütün insanlık tarihi boyunca uzanır iyi ile kötü. Çoğu zaman da iç içe geçerler.
Sayfa 229 - Pan Yayıncılık, 24. Basım, Kasım 2009Kitabı okuyor
Maalesef, artık eskisi gibi ne okumayı bilen ne de kitaba aşık olan asırlara şahit oluyoruz. Dolayısıyla bizler, bu yönde direnmeli; fayda vermeyen vakit öldürücü boş işlerde zamanını ve çabasını tüketmesi yerine, okuması ve okumaya gayret etmesi için ümmete yeni bir yön vermeliyiz.
Sandığımda boş bir yer vardı, bende onu samanla dolduruyorum; işte insanın hayatının sandığı da böyledir; boşluk bırakmaktansa ne bulursak onunla doldururuz…
Işığa ulaşamasak da çevresinde dönmek, en azından bu ışığın varlığını kesinlemek benim durumumda bir insanın izleyebileceği tek yolmuş gibi geldi bana. Benzerlerimiz karşısındaki konumumuz da bu değil miydi gerçekte? En yakınlarımız da olsalar, insanların bizim için en şaşmaz, en somut yanları dış görünüşleriydi kuşkusuz, ama onları açıklamazdı bize. Buna karşılık, ister doğru olsunlar, ister yalan, en sıradan söylemleri bile yüzlerce olguyla ilişkilendirilebilir, yüzlerce, binlerce anlama çekilebilir, bizi kesin bir bilgiye olmasa da belli bir kanıya götürebilirdi. Bu durumda, doğru anlaşılmak boş bir düş bile olsa, izlenecek en iyi yol görüp işittiklerimizi kendi açımızdan anlamaya ve anlatmaya çalışmaktı.
Bazen geç kalmışlıklar canımızı sıkar. Bazen yaşamak istediklerin sıralanır karşında ama bitanesini bile seçemezsin.
Yorulmuşsundur yinede seversin tüm kalbinle onu ve ona dair herşeyi ama bir kere kaçırmışsin bir daha yakalayamazsın.Yapman gerenin sadece beklemek olduğuna inanırsın ve mutluluğu bile ertelemişsindir. Sonunda bir ışık bulabilme umuduyla koştuğunda ya çok seversin yeniden yaşamayı ya ellerin boş kalırsa eğer ne sen kalırsın ortada ne umudun.
Tarihin bize verdiği ders, cehaletin ve boş inançların hemen herkeste her an ortaya çıkabileceğidir. Düşüncelerde bir şüphe ola rak ortaya çıkan, çabucak eyleme dönüşebilir.
“Beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen, boşuna yorma derdi; boş yere mağaramdan çıkarma beni. Alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna”.