"... bilincimizi giderek damarlarımızda dolaşan kanın rengine ve gözyaşlarımızın tuzuna bulaştırdık, bu da yetmiyormuş gibi gözlerimizi içimize dönük birer aynaya dönüştürdük, sonuçta gözlerimiz, ağzımızla yadsımaya alıştığımız şeyleri çoğu zaman hiç sakınmadan gözler önüne serer hale geldi."
Sayfa 30