Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
335 syf.
·
Puan vermedi
Britanya Edebiyatından Öyküler
Öykü Antolojileri yeni yazarlar keşfetmem ve o halkın düşünsel yapısını algılamam için çok iyi oluyor. Mesela Hint Öykü Antolojisi ile Britanya Öykü Antolojisi birbirinden çok farklı idi. Biri duygu yoğunluklu, diğeri soğuk bir aklın ışığında kaleme alınmış öyküler.
Britanya Edebiyatından Öyküler
Britanya Edebiyatından ÖykülerLâle Akalın · Notos Kitap · 201010 okunma
335 syf.
·
Puan vermedi
Kitapta 19 öykücüden 19 öykü var. Hint asıllı Britanyalı öykücü Salman Rushdie de var. Öykülerin dışında, kitabın en başında, Esra Melikoğlu’nun yazmış olduğu, öykünün tanımını ve tarihçesini içeren, öykülerden ve öykücülerden haberler, bilgiler veren “Öykünün Kuzey Rüzgarı” adı altında yaklaşık 64 sayfalık uzunca bir bölüm daha var. Öykü yazmayı amaç edinenler için bu bölüm oldukça faydalı ama salt öykü okumak adına bu kitabı satın almak isteyenler için bilgi kalabalığı… Öykünün kuramsal ve tarihsel yönüyle ilgilenen biri olmama rağmen beni bile sıktı, yer yer atladım, bir an önce merak ettiğim öykülerin sayfalarına geleyim istedim. O bölüme kavuştuğumda sonrası iplik gibi söküldü zaten. Hepsi de seçme yazarların seçme öyküleri olduğu için hiç biri yavan ya da tatsız değildi. İçlerinde daha önce okuduğum öyküler de olmasına rağmen, seçkin isimlerin seçkin öykülerini okumuş olmamı büyük bir şans ve kazanım gördüm.
Britanya Edebiyatından Öyküler
Britanya Edebiyatından ÖykülerLâle Akalın · Notos Kitap · 201010 okunma
Reklam
Gerçekçilik ayrıca natüralizmin, insanların benliklerinin çevresel koşullar tarafından belirlendiği düşüncesini benimserken, kalıtımsal özelliklerin de belirleyici olduğu görüşünü pek paylaşmaz.
Postmodernizm, özgün öyküler yaratmak yerine eski öykülerin çeşitlemelerini üretir. Ancak geçmişin sorgulaması tamamlandığında, sıra yeni bir başlangıç yapmaya gelince, ilerleme hangi yönde olacak? Tarih tekerrürden ibaret sayılıp edebiyat yine geri adım mı atacak?
Yirminci ve yirmi birinci yüzyıl kısa öyküleri modern ve postmodern diye ikiye ayrılır, ancak aradaki çizgi belirsizdir.
Notos
Reklam
İrlanda’daki İngiliz sömürgeciliğini irdeleyen Frank O’Connor, Jamaika’nın durumunu inceleyen Jean Rhys ve Jane Gardam, bakışını Afrika’ya çeviren Doris Lessing, İngiltere’deki Pakistan kökenli insanların sorunlarını ele alan Hanif Kureishi ve Japonya’nın Amerikanlaşma sorununu konu eden Kazuo Ishiguro’nun öyküleri sömürgecilik sonrası bağlamında ele alınmıştır. Dylan Thomas, Ian McEwan ve Penelope Fitzgerald’ın öyküleri, akılcılığın sınırlarını aşan gerçeküstü anlatımı örnekler.
Notos
Yirminci yüzyıl yeni bir tarihin başlangıcıdır; bir yandan özgürlüğü ve çoksesliliği getirmiş, öte yandan insanlarda yabancılaşma duygusunu körüklemiştir. Hiçbir şey artık eskisi gibi değildir. İnsanlar savaşlara engel olmayan Tanrı’ya, lider figürlerine, toplum ve uygarlığa ve savaş sırasında kullanılan ölümcül kitle imha silahları geliştiren teknolojiye yabancılaşmış; kadın ve erkek arasındaki çatışma derken, ırklar da bu çatışmaya katılmıştır. Ait olma duygusunu yitirmiş bireyler parçalanmış dünyadan geri çekilip özgürlük ve saflığa geri dönüşü dönüşü vaat eden doğaya, ilkel yaşama yönelir
Katherine Mansfield, Virginia Woolf, D.H. Lawrence, Elizabeth Bowen ve Alan Sillitoe’nun öyküleri modernizme örnek olarak incelenmiş; Salman Rushdie, A.S. Byatt, Angela Carter ve Beryl Bainbridge’in öyküleri postmodern metinlerarasılığa örnek olarak çözümlenmiştir.
Notos
Nasıl bir kumaş parçası birbiriyle örülmüş farklı ipliklerden oluşuyorsa, aynı şekilde, tek bir edebi metnin bünyesinde de “yeni” metinle iç içe bulunan eski metinler ya da ara metinler bulunur. Bu nedenle hiçbir yazar tümüyle yeni bir şey söyleyemez; ancak önceden yazılmış, söylenmiş ve okunmuş olanı bir değişimden geçirip tekrar ifade edebilir. Ya da “hiçbiri özgün olmayan çeşitli yazıları, birbirleriyle örtüştükleri ve çeliştikleri çok boyutlu bir alan olarak yeniden düzenler ve derler.”
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.