HİS RULETİ
"İnsanın ihanete katlanabilmesi için,ihanet edenin kendisi olması gerekir.İhanetin kurbanıysa,haini kalbinde tutması mümkün değildir"der ya
Wilhelm Genazino
Wilhelm Genazino
,
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
de" Bizim en büyük maharetimiz nefsimizden beraat kararı almamızdır."der ya boşuna demez çünkü insan yanlışa düşebilir de aciz ruhlar bahaneyle kendini avuturken, asil ruhlar bundan utanç duyar.Ancak bir hırsıza hırsız olduğunu söylemek,sicilini ortaya dökmek,bir haine hain demek ne hakarettir ne de utanç duyulacak bir şey.Bundan yalnızca hainler rahatsız olur.Çünkü sinsilikleri ifşa edilmiştir.Bu durumda hele ki onursuzluk yapan güçlenmiş,suçlanmasıyla mağdur rolüne bürünmüş,inkar ettiği onursuzluğun ispatını yapmamış ve iftira atılıyormuş algısı oluşturmuş,çoğunlukta olmuşsa, ihaneti ispat eden azınlıkta kalmışsa ve menfaatince yaşayanlar haklıyı değil güçlüyü seçmişse,hain kendince nefsini avutmuş demektir. İtibar-ı namusunu masaya yatıran, gelse de gelmese de kaybetmiştir, çünkü şerefini ipotek ettirmiş ve bu imajı kabul ederek yapmıştır.Ancak hissediyorum diyerek şansa oynadığı rulet batırınca, suçu buna karşı olanlarda arar."Kimseden çekmedik, namuslu ayağı yapan namussuzlardan çektiğimiz kadar " der ya
Kemal Sunal
Kemal Sunal
, haklı olan rahat olsun çünkü "İffetli bir yalnızlık, İffetsiz bin dosttan iyidir". #özümdensözüm
Bekir Kerem Keşir
Bekir Kerem Keşir
Şu an İhya okuduğum için inceleme dikkatimi çekti.İncelemeye hak vermekle birlikte kalbimizin de mutmain olması adına...peki İmam Gazali ve ehli sünnet vb. eserlerine karşı bakış açımız nasıl olmalı? maksatlı sizlerle de paylaşmak istedim. 📌 İmam Gazali'nin İhya-u Ulumuddin adlı eserinde neden zayıf veya mevzu hadis var? Değerli
Kübra

Kübra

@Kubrasadik
·
20 May 23:10
Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla Yüceliğini anlamada kalp ve hâtırların şaştığı, nurlarının doğuşundan göz ve bakışların dehşete kapıldığı, gönüllerde gizleneni bilen, hükümranlığını bir vezir veya ortakla yürütmekten müstağni olan, kalpleri evirip çeviren, günahları bağışlayan, ayıpları örten, sıkıntıları gideren Allah'a hamdolsun!
Reklam
GENÇLER! Erkeklik sadece cinsel organla olmuyor o köpekte de (afedersiniz) var. Eerkeklik, ADAMLIKTIR, VERDİĞİ SÖZÜN ARKASINDA DURMAKTIR. Beraber olduğu kızı ölene kadar bırakmamaktır ya da ölene kadar bırakmayacağı kıza, değil cinsel ilişki, parmağını bile sürmemektir. Siz, kimi kızların güle oynaya, sarhoş ola dans ede, eğlendiğine
Aktörler dış politika
Gerçek dünyada dıs politikanın oluşturulmasıyla yakından ilgilenen ulusal ve uluslararası nitelikli çok sayıda aktör bulunmaktadır. Aynı şekilde söz konusu dış politika aktörlerini ve onların davranışlarını değişik şekillerde önemli oranda etkileyen ulusal ve uluslararası nitelikli çok sayıda yapı mevcuttur. Bir araya gelen çok sayıda faktör, dış
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
İlave...
Bu ileti takribî bir sene evvel yapılmış bir inceleme/tahkikatın devamıdır. (BKZ. #200635571) Hakikaten, Cenab Şahabettin bu eserinde (
Tiryaki Sözleri
Tiryaki Sözleri
) harikalar gösteren bir icaz-kâr-ı hünerdir. Onun nesri kadar oynak, onun nesri kadar ivicacı, onun nesri kadar süslu ve zarif bir nesir hiçbir edibimizde, hiçbir şairimizde yoktur. "Uslûb-ı beyan ayrı insandır!" diyen Fransız edib-i şehiri (
Georges-Louis Leclerc
Georges-Louis Leclerc
)Buffon'a hak vermemek mümkün değildir... Cenabın yazılarııda imzası bizzat üslübudur. Ayrıca imzaya ihtiyaç yoktur. İki cumlesini okumak kendisini tanımak için kâfidir. Bkz. İSTİHZA ERBAB-I ZEKANIN HUKUK-I TABİİYESİNDENDİR. Lisanı (bilhassa nesri) şuh, şakrak, tanınan ve perrandır. Cenab'ın mevkii Edebiyat- Cedide içinde en büyük sanatkâr mevkidir. Ben bu eserini seve seve okurum. Hatta kendim ciltledim. Fakat onun üslubu bana sehl-i mümtenile yapılmış bir tekellüf hissini veriyor mesela bazı cambazlar vardır ki gayet güç perendelere falan kalkışıyorlae aman yapamayacaklar, düşecekler, diye içiniz titrer. Halbuki umduğunuzdan daha alâ zıplarlar. Cenab da öyledir. Üslübunu okumaya başladığınız zaman içiniz titremeye başlar. Bu oyunları beceremeyecek, şimdi şaşıracak diye korkarsınız halbuki o fevkalade muvaffakıyetlerle hüzeyli gösterir.
Reklam
Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz’ün yazdığı “Kusursuz Cinayet” kitabı çıktı… Kusursuz Cinayet var mıdır, yok mudur? Kusursuz cinayetlerin peşinde adli tıp ve adli bilimler… İnsan vücudu ilk ne zaman kesilerek incelenmeye başladı ve otopsinin tarihsel gelişim süreci? Rembrant’ın Dr.Tulp’un Anatomi Dersi tablosunun esrarı… Yürüyen
Deprem
Türkiye'de Deprem
Türkiye'de Deprem
çok güzel bir kitaptı okuduğum zaman inceleme yazmak istemiştim hatta bir deftere inceleme yazdım umarım bir ara onu da paylaşacağım. Deprem türkiyede yaşayan herkesin ister istemez (maalesef) aşina olduğu bir kavram. Hepimiz duyuyoruz, yaşıyoruz, kayıplar veriyoruz ama bilinçlenmiyoruz
Naci Görür
Naci Görür
kitabında tam olarak bundan bahsetmiş aslında. Bir kaç bilim insanı çıkıyorlar seslerini duyurabildikileri heryerden sürekli halkı uyarıyorlar. Ama çokta bilinçlenmeye niyetimiz yok gibi hala. Halk bilinçli olup depreme dirençli evler kentler isterse her siyasetçi de onu yapmak vaadiyle çıkacaktır meydanlara ama halk ne istiyor acaba? Unutmayalım ki siyaset halkta karşılıpı olan şeyler söyleyerek yönetime geçme ve yönetime geçince de bunları gerçekleştirerek yönetimde kalmaktan başka bir şey değildir. Yani halk istese ki depreme karşı önlem alınsın bunun farkına varan siyasiler ve yönetici konumunda bulunanlar bunlara cevap vermek zorunda yani gerçekleştirmek zorunda kalacaktır. Peki tekrar soralım halk ne istiyor ki depreme dirençli yapıları kimse yapmıyor? Halk artık torpil istiyor, işe sokulmasını istiyor, çıkar sağlamak istiyor, gecekondulara tapu imara barışı istiyor, ve maalesef siyasilerde isteklerini bol bol veriyor bilim istesek eğitim istesek depreme dirençli yapılar istesek liyakat istesek adelet istesek gelişmek istesek hepsi olacak ama halkın istemesi lazım tek sorun bu sanırım
Kitap sitesinde yazmak; sadece alıntı, inceleme, gönderi paylaşmak fiilleriyle sınırlı değildir bence.. Aklımızın zekâtını, okuduğumuz kitapların fıtır sadakasını, yaratıcı ve özgün fikirler sunarak vermektir aynı zamanda.. Bu yüzden; sitenin konsepti, misyonu, sınırları ve fonksiyonu gibi unsurlara ters ya da aykırı bir şey teklif ettiğimi düşünmüyorum... 😉
402 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.