İnanılmaz mucizelere bizi inandırmak için hangi tanıklar gösteriliyor? Bunlara bizi inandırmak için binlerce yıldır var olmayanların (söz konusu mucizeler hakkında tanıklık edebilseler de) kendi hayal güçlerinin şaşkını olmalarında ve becerikli sahtekârlarca gözleri önünde yapılan hokkabazlıklara aldanmış olduklarından kuşku duyulabilirdi. Ancak diyeceksiniz ki, bu mucizeler, bir gelenek sonucu sürekli olarak bize kadar gelmiş olan kitaplarda yazılıdır. Bu kitapları kim yazmıştır? Bunları aktaran ve doğrulayan insanlar kimlerdir? Ya dinleri kuranlar, ya da din kurucuların ümmetleri, ya da ilgilileridir. Demek oluyor ki, dini işlerde, ilgililerin tanıklığının istinaf ve temyizi, buna itiraz edilmesi mümkün değildir.
Sayfa 215 - Kaynak YayınlarıKitabı okuyor
Bize, "Tanrının sıfatı, sınırlı zekâlar için anlaşılabilir içerikte değildir" deniliyor. Bu ilkenin doğal sonucunun şu olması gerekir: Tanrının sıfatı, sınırlı zekâları uğraştırmak için değildir. Oysa din, sınırlı zekâların, sıfatı insanlar tarafından anlaşılmayan bir zatı (yani Allah'ı) asla gözden kaybetmemeleri gerektiğini belirtiyor. Dolayısıyla, pekâlâ görülüyor ve anlaşılıyor ki, din, insanların sınırlı zekâlarını, anlaşılması kendileri için olanaksız olan bir şeyle meşgul etme sanatıdır.
Sayfa 66 - Kaynak YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Her oyun, her şeyden önce gönüllü bir eylem'dir. Emirlere bağlı oyun, oyun değildir. Olsa olsa, bir oyunun zorunlu temsili olabilir. Oyun sadece bu özgürlük karakteriyle bile doğal evrim sürecini aşmaktadır.
Sayfa 24
Tony James, on dokuzuncu yüzyılda rüya kavramına ilişkin bir kitabında, on sekizinci yüzyılda ve biraz sonrasında, rüyaların ”yadırgatıcılığı"nm bilinç eksikliğine bağlı bir durum olarak görüldüğünü; bir filmi başka bir filmin filmi veya bir oyunu başka bir oyunun oyunu haline gelerek üretilen şeye yaklaşan bir zihin hali olarak kabul edildiğini betimler: Aşina olduğumuz biçimiyle on sekizinci yüzyılda karşımıza çıkan Ansiklopedi, rüya görme için "acayip" sözcüğünü kullanır. Rüyaların böyle bir karakteristiği olduğu kesinlikle kabul edilse de, böyle değerlendirilmesinin nedeni içeriklerinin tutarsız veya yadırgatıcı olması değildir; rüyalarda algıların nesnesinin olmaması ve zihnin bu algılar üzerinde hiçbir kontrolünün bulunmaması da değildir. Bunun nedeni, her şeyden önce, zihnin kendi kendisinin ayırdında değilken bile düşüncelere sahip olabilmesidir.20
20. Tony James, Dream Creativity, and Madness in Nineteenth Century France, Oxford: Clarendon, 1995, s. 5.Kitabı okuyor
Hiçbir sözleşme karşılıklı olarak birbirlerini yok etmek için kavga eden bu dövüş horozlarını ayıracak derecede kutsal değildir. İnsanların bir arada iyi yaşabilmeleri için, ortak bir ad olan "insan" başka bir katkıya ihtiyaç duymaksızın yeterli olmalıydı.
Sayfa 34 - Dedelus yayınlarıKitabı okudu
Kur'ân madem tevkifi ve muradı en güzel surette aktaran kelimelerle inzâl edilmiş o hâlde neden farklı anlayışlar mevcut denilirse, buna öncelikle usûl-i fıkıh ve ilm-i vaz' ile cevap verileceğini söyleyebiliriz. Konunun usûl-i fıkha bakan tarafında âyetlerin doğru anlaşılmasına tesiri olan nasih-mensuh, mutlak-mukayyed, âmm-hâss, muhkem-müteşabih gibi konu başlıklarını bilinmeden âyetlerin neden farklı farklı anlaşıldığını kavramak mümkün değildir. Öte yandan yine usûl-i fıkıh sahasında meselenin delâlet vecihleriyle alakalı tarafları da bulunmaktadır. Bu ise tamamen ibarenin kendisini inceleme dönük bir faaliyettir ki dil hakimiyeti ve üstüne anlambilim sahasında yetkinlik isteyen bir incelemedir denilebilir. Tabi bunun birde dile fesahat ve belağat yönünden vukufiyeti de hesaba katarak düşünmek gerekmektedir.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.