Türk Edebiyatının çok fazla duyulan ve okunan eseri Kürk Mantolu Madonna beklentimin üstünde bir kitaptı. Hangi kitabı yazsa okurdum dediğim şair Sabahattin Ali'nin kaleminden çıkmış olmasına rağmen beni bu kadar etkileyeceğini düşünmemiştim. Sanırım birkaç hafta bu kitabın etkisinden çıkamayacağım. Konusu güzel olmakla birlikte kitap çok sürükleyicidir. Bir oturuşta bitecek bir kitaptır. Kısa zamanda okudum ancak etkisi eminim uzun sürecektir.
Kitap, Raif Efendi ve Kürk Mantolu Madonna olarak bahsi geçen Maria Puder arasında geçen aşkı ve bu aşkın sonucunda oluşan derin bir acıyı anlatmaktadır hatta hissettirmektedir desem tam yeridir. Kitapta sarsıcı olan sadece aralarındaki aşk değildir. Aynı zamanda karakterlerin içsel yolculuklarını, ruh çözümlemlerini derin bir şekilde anlatmış olmasıdır.
Hepimizin çevresinde mutlaka böyle içinde fırtınalar kopan ancak dışına bir şey yansıtmayan sakin, kendi halinde birileri vardır. Raif Efendi de hayata küsmüş bu insanlardan biridir. Raif Efendi'nin yalnızlığını, ızdırabını, konuşmak isteyip de konuşamadıklarını çok ama çok içten hissettim. Kitap çok derin, çok içten hissettiğim bir kitaptı. Bu kitabın illa ki küçük de olsa herkese hitap eden bir yanının olduğuna eminim. Sanki Raif Efendi'yi tanıyor ve onu hissediyordum... Bugün de Raif Efendi'nin yaşayamadığı aşka üzüleceğim... Gerçekten bir yerlerde Raif Efendi gibi yanındakiyle yaşayan aklındakiyle ölen birilerinin olması çok üzücü:(
Kitap şu alıntıyı derinden hissettirdi:
"İçimde yarım kalmış bir konuşmanın üzüntüsü vardı."